14 Mart 2007 01:00

ROJEV


Emek Partisi (EMEP) bir bölüm siyasi partiye bir çağrıda bulundu. “Demokrasi mücadelesi güçlerinin ittifakı için bir öneri” başlığını taşıyan metin, günümüz Türkiye’sini tarif etmekte ve çıkış yolu için bazı politik önermelerde bulunmaktadır. Emek, barış ve demokrasi güçlerine yönelik saldırıların giderek arttığı günümüzde EMEP’in bu çağrısının yanıt bulması daha da aciliyet kazanmıştır. Seçimlere endekslenmiş bir mücadele ve ‘seçimlere beş kala’ gerçekleşmiş bir güç birliğinden öte, günümüzün sorunlarını çözmeyi, emek ve demokrasi güçlerini birleştirmeyi amaçlayan ve bunun üzerinden şekillenecek güçlü bir halk cephesi ile seçimlere de müdahale etmeyi önermektedir.
Çağrı metninde neoliberal politikalar, IMF-TÜSİAD dayatmaları, savaş ve şiddet, laiklik sorunu, Kürt sorunu ve Türkiye’nin demokratikleşmesi sorunu gibi birçok sorun ele alınıp değerlendirilmiş. 13-14 Ocak tarihinde Ankara’da gerçekleştirilen “Türkiye Barışını Arıyor” konferansının ortaya çıkardığı güç ve olanakları, Gazeteci-Yazar Hrant Dink’in öldürülmesine karşı ortaya çıkan güçlere ve demokrasi dinamiklerine, ırkçı ve şoven güçlerin bu gelişmelerden duyduklara rahatsızlıklara ve yeni saldırı dalgasına dikkat çeken çağrı metni, temel sorunu Türkiye’nin demokratikleşmesi sorunu olarak izah etmektedir. Kürt sorunu karşısında demokratik çözüm yerine ırkçı ve şoven saldırıların ayyuka çıktığı, Newroz öncesi saldırıların arttığı, Türk ve Kürt halkının bölünüp parçalanması için atak üzerine atak yapıldığı bir zamanda bu çağrının hayat bulması oldukça önemlidir.
Kendilerini ‘en sol’da tarif eden bazı partilerin bile Kürt sorunundan ve DTP’den uzak kalmaya özen gösterdikleri, yine bazı Alevi dernek temsilcilerinin CHP ve Baykal’a veryansın ettikleri, ancak Kürt sorunundan uzak durarak bir ‘seçim seçeneği’ içine girdikleri, ‘solculukta yarış’ın ‘Kürt sorunundan uzaklaşma yarışı’na dönüştürülmek istendiği günümüzde emek, barış ve demokrasi güçlerinin ortak hareketi için adım atmak, sürece ortak platformlar üzerinden müdahil olmak, güçleri heder etmeyip, toparlamak ve bir kanala yöneltmek aciliyet kazanmıştır.
Dileyen okuyucularımız metnin tamamını, adresinden edinebilirler. Ben buraya bazı bölümleri alarak çağrının önemine bir kez daha dikkat çekmek istiyorum;
“Türkiye’de siyaset arenası, kendilerini tanımladıkları siyasal çerçeve, izledikleri çizgi, Türkiye’nin başlıca sorunları karşısında aldıkları tutum açısından bakıldığında üç başlıca mihrak üstünden şekillenmektedir.
1- AKP’nin merkezinde olduğu liberal-muhafazakâr (dinci) mihrak. DYP bu mihraka yakın duran bir çizgi üstünde hareket etmektedir. ANAP’ı da bu odakla dirsek temasında görebiliriz.
2- CHP-MHP’nin merkezinde olduğu, asker ve sivil kendisini Kemalist olarak tanımlayan çevrelerin de içinde yer aldığı, geleneksel güç odaklarının oluşturduğu milliyetçi-“laik” odak. Sağın ve “sol”un kızılelmacıları da, bütün sert eleştirilerine karşın, son tahlilde bu odağın etrafında birleşmektedirler.
3- Demokrasi güçleri odağı: DTP’den EMEP’e, ÖDP’den SDP’ye ve çeşitli sol siyasi çevreleri, aydınları, geniş bir ilerici, demokrat (sol ya da sağ bir kökenden gelebilir) çevreyi, bu odak etrafında görebiliriz.”
“(...) “Türkiye Geleceğini Arıyor” başlığı altında tüm illerde, (mümkün olan tüm ilçelerde de) yukarıda ifade edilen; Kürt sorununun demokratik çözümü (bunun üstünde anlaşılmış bir belgesi var. Ama bu vesileyle bu belgenin arkasındaki fikir ve talepleri tüm illere de yayarak) laisizmin ayakları üstüne oturtulması; neoliberal, IMF’ci ekonomik politikalar karşısında halkçı, bir ekonomik programla çıkmak, savaşa karşı barışı savunmak üzere; ilçelerden başlayarak, tartışmaya açmak; ortak hedefler doğrultusunda genel seçimlere giden bir “cephe oluşturmak” gerekmektedir. Yani seçim bildirgesi bu çevrelerde tartışılıp üstünde birlik sağlanarak oluşturulmalıdır.
Bu durumda bu konferansa şu çevreleri katmalıyız:
1- İlçeler ve illerde demokrat, ilerici, yerel yığınlar üstünde bir otoriteye sahip olan aydın, demokrat kişiler, her inançtan din adamları,
2- İlerici demokrat siyasi partilerin (pratikte ortaya konan çizgide söz söylemek isteyen tüm partileri kapsar) yöneticileri, temsilcileri.
3- Sendikalar, emek örgütleri, çeşitli türden meslek örgütleri, yöre dernekleri, Alevi dernekleri, çevre örgütleri, akla gelebilecek başka türden örgütler yer almalıdır.”
Emek Partisi’nin çağrısı tartışılmalıdır. Zira, dönemin ihtiyacı güçlü bir halk hareketidir.
Ender İmrek

Evrensel'i Takip Et