17 Mart 2007 01:00
arızalı görüşme
- Alo, iyi günle
- Beyefendi sizin şeyiniz bozuk.
- Neyim ?
- Siz ne için aramıştınız?
- Söylememe fırsat vermediniz ki, görüşmemizi giriş cümlemin en sessiz, sakin harfinden kestiniz.
- Ne oldu ki, arama sebebinizi şimdi söyleyemez misiniz?
- Hanımefendi, şimdi söylemek isteseydim, sizi bu görüşmenin başında değil de şimdi arardım.
- Sizin için fark eden bir şey olmayacaktı ki, görüşmemizin başında söylediklerinizi ancak buralarda anlamaya başlardım. O zaman hiçbir şeyi anlayacak durumda değildim.
- Benim modem cihazı da aynı sizin gibi. O da sizin kafadan; internete bağlanmak istediğim zaman internete bağlanmıyor.
- Anlamadım
- Biliyorum, artık alıştım, söyleneni anlamamak gibi bir sorununuz yok ama size söylenen bir şeyi duymanız ile onu anlamanız genellikle farklı meridyenler üzerinde oluyor; anlama işini hep bir sonraki meridyenlere bırakıyorsunuz.
- Ne meridyeni beyefendi, meridyenlerle ilgili bir şikâyetiniz mi var? Burası ADSL destek hattı
- Hoş bulduk
- Neyi hoş buldunuz?
- Hoş ver, pardon boş ver şimdi. Ben internete bağlanamıyorum.
- Neden bağlanamıyorsunuz internete?
- İşte ben de onu bilmiyorum. Onu bilsem neden size sorayım ki Bildiğim bir cevabın sorusunu kendi kendime sormak hiç aklıma gelmez.
- Fazla uzatmayın da, modeminizi doğru bağladığınıza emin misiniz?
- Bağlantıları yanlış yaptıysam internette bana ait bilgiler yanmaz, değil mi?
- Nasıl yani?..
- İnternette bazı sitelere daha önceden bazı bilgiler kaydetmiştim.
- Ne tür bilgiler
- En önemlisi, bir oyun sitesinde uzun süre tavla oynamıştım ve tam 2500 puan kazanmıştım.
- İyi puan toplamışsınız.
- Diğer bilgiler önemli değil de o puanlarım yanarsa çok üzülürüm. Kolay kolay kazanılmıyor oyun sitelerinde o puanlar. Sizin ihtiyacınız varsa o puanların bir kısmını size maille yollayabilirim.
- Sizi ilgili bölüme aktarmadan önce size mail adresimi versem, internete bağlandıktan sonra bana beş yüz tavla puanı gönderebilir misiniz?
- Olur olmaz.
Aziz Gültekin
Evrensel'i Takip Et