19 Mart 2007 01:00

‘Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’ Cengiz Bektaş’ın


Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’nü bu yıl almaya hak kazanan isim; şair, mimar ve gazetemizin de yazarı Cengiz Bektaş oldu. Ödülü Bektaş’a, Evrensel Basım Yayın tarafından yayınlanan “Dün Bugün” isimli kitabı getirdi. Önceki gün, Türk-İş Konferans salonunda düzenlenen ödül törenine çok sayıda şair, yazar katıldı. Tören, Müslim Çelik’in Kansu’ya adadığı ‘Ceyhun Mavisi’ şiirini sunmasıyla başladı. Dinletinin ardından ödülünü alması için sahneye Cengiz Bektaş davet edildi. Yarım yüzyıldır şiir yazdığını, daha mutlu ve aydınlık bir ülke ve dünya için yazdığını ifade eden Bektaş, “Dillerine, yüreklerine inandığım kişilerin beni seçmiş olması yalnız sevinç değil, onur da veriyor” dedi.
Evrenselliğin sesi
Tören kapsamında düzenlenen “Ceyhun Atuf Kansu Şiir Odağında Günümüz Türk Şiiri” başlıklı açık oturumda ise Sevgi Özel, Adnan Binyazar, Refik Durbaş, Şükrü Erbaş ve Emin Özdemir konuştu. Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel, “insanı saran her duyguyu, her düşünceyi şiirleştiren şairlerimiz ile beraberiz” diyerek açıkoturumu başlattı. Özel, Kansu’nun duygu ve düşüncelerini hayat tutarlılığıyla bütünlediğini belirtti. Emin Özdemir de Nazım Hikmet’in, ‘benim şiirimin kökleri ülkemdedir’, sözünü hatırlatarak, Nazım’ın kendi şiiri için söylediklerinin Kansu için de geçerli olduğunu söyledi. Kansu’nun, yurdunun coğrafyasını yüreğinde taşıdığını kaydeden Özdemir, “Kansu’nun şiir coğrafyasında Şili, Meksika, Kutuplar, bütün bir yeryüzü var. Kansu, hem ulusallığın, hem de evrenselliğin sesidir” dedi. Kansu’nun şiir odağında üç ana öğenin; doğa, halk ve sevginin bulunduğunu bildiren Özdemir, Kansu’nun şiirini, insanoğlunun mutluluğuna, halkların sömürüden kurtulmasına adadığını dile getirdi. Şiirini halkın dilinden yola çıkarak oluşturduğuna değinen Özdemir, “Kansu’nun şiiri insanı anlatmak için doğadan, doğayı anlatmak için insandan yararlanır” diye konuştu. Refik Durbaş da Kansu’nun genç şairlere, yazarlara karşı gösterdiği tevazudan, ilgiden bahsederek, günümüz şairleri arasında kan bağı olmadığını dile getirdi. Durbaş, Kansu’nun Varlık’ta uzun yıllar yazdığını ve yurt, dünya sorunlarıyla da yakından ilgilendiğini sözlerine ekledi.
Üretimden yana
Adnan Binyazar, Kansu’nun sahip olduğu en büyük şeyin sevgisi olduğunu belirtti. Kansu’nun kendine has bir söyleme sahip olduğunu kaydeden Binyazar, “Kansu’nun yazını, Bektaşilere, Ahilere, loncalara dayanır. Şiiri Anadoluludur, üretimi gösterir” dedi. “Şair toplumun sevincini, acısını, üzüntüsünü şiirinde verebiliyorsa fonksiyonunu yerine getirebilir” diyen Binyazar, Kansu’nun şiirinin halkın birikimlerini yeni bir yapıya dönüştürdüğünü dile getirdi. Şükrü Erbaş ise “Bir insanın geçmiş kavrayışı gerçeklik verisidir” diyerek, 90’lı yıllarda şiirin, güncele girmeyen bir yönelime girdiğini ve şairin sorunları, iç dünyası, bedeni ile sınırlı bir dünyaya kilitlendiğini kaydetti. Bu şairlerin halkın yaşadığı ekonomik baskıyı da da bilmediğini dile getiren Erbaş, bilmenin sorumluluk getireceğini, o yüzden günümüz şairlerinin güncelinin, kendi özel hayatları olduğunu belirtti.
Ceyhun Atuf Kansu
1919 İstanbul’da doğan Kansu, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Çocuk hastalıkları uzmanı olan Kansu, 1978 yılında öldü. Birçok dergide yazılar yazan Kansu’nun başlıca yapıtları şöyle: Bir Çocuk Bahçesinde (1941), Bağbozumu Sofrası (Şiirler, 1946), Yanık Hava (Şiirler, 1951), Devrimcinin Takvimi (makale ve denemeler, 1962), Ya Bağımsızlık Ya Ölüm (1964), Köy Öğretmenine Mektuplar (Türk Dil Kurumu 1965 Deneme Ödülü), Atatürk ve Kurtuluş Savaşı (Şiirler, Behçet Kemal Çağlar Ödülü, 1970) (Ankara/EVRENSEL)
Sevgi’ ye Ağıt

Ölüm hiç gelmiyor aklıma
Şarkıyı gezdiren Şilili kardeşler
Ve sevgi geliyor sevincin ezgisi
Kasım gazetesinden bir yaprak düşünce.
Yağmur geliyor ince bir buluttan
Yenişehirde bir öğle vakti
Gül satıcıları menekşeli gök
Bir ağaç gölgesi geliyor güneşle yürüyerek.
Kimi kent adları geliyor
Görmeden sevdiğimiz, olsun
İzmir orada duruyor ya
Deniz geliyor sabah akşam.
Irmaklar akıyor ya
Yaz sularında kar örtülerinde
Bir göğü sürükleyip söğüt dallarıyla
Saklanmış çocukluk geliyo yanıma.
Şöyle bir gördüğümüz. Belki el sıkıştığımız
Hani biliriz yaşarlar çınılar yürekleri
Uzak bir bahçede nar ağaçları gibi
Bir yazı korurlar beslerler bir güzü,
Hep yeşerik tutarak umudu
Kurarlar çiçek vakitlerine saatlerimizi
Biliriz ışırlar yurdumuzun bir yerinde
Ağıp giden yıldızlar geliyor geceme.
Arınık adını giydirirken çağıma
Bir güzel bahçeyi sularken o
Ağıdı geçersiz ve gereksiz kılan
Yaşamak geliyor kapıma.
Ölümü şanlı bir bitki gibi
Büyüttüler bir dönem, karanlığın toprağında
Gül dokuması seherler geliyor da bu yüzden
Ölüm hiç gelmiyor aklıma.

Ceyhun Atuf Kansu

Evrensel'i Takip Et