19 Mart 2007 01:00
Kötü başlayan kötü bitmek zorunda
GÜNÜN YAZILARI
Bugün, Irak işgalinin dördüncü yılında bir bilanço çıkarmak istersek, nasıl bir tablo söz konusu?
Her şeyden önce Iraka yapılan saldırının uluslararası hukuka aykırı olduğu, bölgedeki durumun iyileşmediği tam tersine, bir felakete dönüştüğü bugün çok daha iyi anlaşılıyor. Bundan ötürü kötü başlayan her şey mutlaka kötü bitmek zorunda. ABD, askeri olarak zafer kazanmış olabilir, ancak politik ve ahlaki olarak şimdiden savaşı kaybetmiştir.
Son zamanlarda ABDde işgal karşıtlığı daha geniş bir kesimi kapsamaya başladı. Demokratlar arasında bile aykırı sesler yükseliyor. Bu bağlamda ABDnin Iraktan çekilmesi söz konusu olabilir mi?
Şu andaki durum, Vietnam işgali dönemine çok benziyor. O zaman da birdenbire bir vatan cephesi oluştu. ABD içerisinde işgale karşı tepkiler alabildiğince yükseldi ve Vietkom ile birlikte ABD askerlerinin geri çekilmesi talep edildi. Ben, ABD içerisinde liberallerin ve ilericilerin son zamanlarda talep ettiği geri çekilmenin üstün geleceği konusunda iyimserim. Hükümetin geri çekilmek zorunda kalacağını umuyorum. Geri çekilmenin nasıl olacağını ise bugünden kestirmek zor. Ancak bunun Vietnamdaki geri çekilme tarzında olmayacağını da söylemek gerekiyor. Fakat başka alternatifleri kalmayacak.
Ama Bush ve ekibi, geri çekilmeyi tartışmak bir yana, bir de İrana saldırmayı gündemine aldı. Geri çekilmeden önce bölgede büyük bir savaşın çıkarılması mümkün mü?
ABDnin İrana saldıracağına inanmıyorum. İrandaki rejimi elbette değiştirmek istiyorlar, ancak bunu karadan bir askeri operasyonla yapabileceklerini pek sanmıyorum. Havadan belli hedeflerin bombalanması söz konusu olabilir. Karadan ikinci bir maceraya atılacaklarını hiç sanmıyorum. ABDnin Irak ve Afganistan işgallerinden aldığı en büyük ders bu.
Irakta gelecekte neler olabilir? Sünniler ile Şiiler çatıştırılıyor. Kuzeyde Kürtler ayrı bir federasyon olarak hareket etmek istiyor.
Bence hiçbir durum ABDyi memnun etmeyecektir. Çünkü pratikte Irakta egemen olan o kadar askere rağmen ABD değil, Maliki hükümeti hiç değil; en büyük tehlike, bütün çatışmaların Irakı bir bölünme noktasına getireceğidir. ABDnin bölgede ne askeri ne de ekonomik ya da ahlaki olarak bir geleceği vardır.
Avrupalılar Iraktaki askerlerini yavaş yavaş geri çekiyorlar. Bu çekilmenin arkasında neler var?
Bir gelecek görmedikleri için geri çekiliyorlar. Avrupa ülkeleri, kötü başlayan, uluslararası hukuka dayanmayan, ahlaki olmayan bir işgalin yenilmekten başka şansının olmayacağını fark ettiler. Bu durumda kendileri bir afet olmadan çekilmeyi en doğru yol olarak gördüler. Geri çekilmenin iki boyutu bulunuyor: Biri Irak içerisindeki direniş, ikincisi ise ülkelerdeki savaş karşıtı hareketlerin güçlenmesi.
Ama Iraktan çekilen Avrupalıların çoğu Afganistandaki gücünü artırıyor. Avrupa ülkeleri ile ABD arasında adı konulmamış bir görev paylaşımı olduğu söylenebilir mi?
Dediğiniz doğru. Örneğin İngilizler, Iraktaki askerlerini azaltma kararı alırken Afganistanda ise artırıyor. Eski savaş kardeşini, NATOyu yüzüstü bırakmak istemiyor. Ancak orada da durum çok farklı olmayacaktır.
Irak işgaline karşı çıkan Almanya da Afganistana yoğunlaşan ülkelerin başında geliyor. Almanyanın Afganistanda hangi büyük çıkarları bulunuyor?
Afganistan ile Almanya arasında uzun dostluk ilişkileri bulunuyor.
Görünürde Afgan halkına yardım edilmek isteniyor. Ancak bunun askeri yöntemlerle olmayacağını bir türlü anlamıyorlar. İkinci bir nokta da ABD ile dayanışma ihtiyacı. Burada asıl slogan, Birlikte gittik, birlikte kalacağız. Almanya da ABDyi Afganistanda yalnız bırakmak istemiyor.
Almanyanın ABDye desteği Irak konusunda da sürüyor. Her gün Almanyadaki ABD üslerinden kalkan savaş uçakları Iraka gidiyor. Bu savaşın bir de Almanya cephesi olduğu söylenebilir mi?
Elbette var. Bu konuda Anayasa Mahkemesince verilmiş bir karar da bulunuyor. Almanya, bu işgale resmi olarak karşı çıktı; ancak el altından da destek veriyor. Bu iyi bir durum değil. Ancak bundan bir ders çıkarılmadı. Irakta savaşa giden ABD askerlerinin çoğu Almanyadan gidiyor. Bu konuda hükümete bir soru önergesi de verdim.
Hükümetin yanıtı Anlaşmalara uymak zorundayız oldu. Bu durumun mutlaka son bulması gerekiyor. (Köln/EVRENSEL)
Norman Peach kimdir?
1938de Hamburgda doğan Prof. Dr. Norman Peach, uluslararası hukuk konusunda Almanyanın tanınmış bilimcilerinden birisi. Bilim kişiliğiyle birlikte sürekli siyasetle de içli dışlı oldu. 1969 yılında üyesi olduğu Sosyal Demokrat Partiyi (SPD), 2001de izlediği politikalardan dolayı eleştirerek terk etti. 2005te yapılan genel seçimlerde, Hamburgdaki demokratik güçlerin önerisiyle Sol Parti birinci sıra adayı oldu ve Federal Parlamentoya seçildi. Hamburg Üniversitesi Ekonomi ve Politik Yüksekokulunda Kamu Hukuku dersleri veren Prof. Peach, aynı zamanda Sol Parti Parlamento Grubu Dış Politika Sözcüsü görevini yapıyor.
Türkiye, Kuzey Iraka giremez
Türkiyede son zamanlarda, Kuzey Iraka sınır ötesi operasyonun düzenlenmesi yönünde tartışmalar alevlendi. Siz, uzun yıllar aynı zamanda Kürt sorunuyla da ilgilendiniz.
Türkiye, bugünkü ortamda Kuzey Iraka müdahale edebilir mi? Eğer düzenlerse bu, ABD ile ilişkilerini nasıl etkiler?
Türkiyenin askeri operasyonu açıkça Irakın egemenliğini ihlal etmeye yönelik yapılmış bir saldırı olacaktır. Maliki hükümeti de konuya böyle bakıyor. ABD, Türkiyenin Kandil Dağına askeri bir operasyon düzenlenmesine çok da karşı değil aslında.
Türkiyenin en büyük korkusu, Kuzey Irakta Kürtlerin elde etmiş olduğu özerkliğin Türkiyedeki Kürtleri de etkileyeceği konusu. Bunu engellemek için elinden geleni yapıyor. Fakat aynı zamanda ABD ile müzakere halinde. Türkiyenin, ABDnin istemediği bir operasyona kalkışacağına pek ihtimal vermiyorum.
Eğer bir operasyon olursa, buna ABDnin destek verdiği anlaşılacaktır. ABDnin de bölgede Türkiye gibi önemli bir müttefike ihtiyacı her zaman var. Irak işgali öncesinde yaşanan görüş farklılığına rağmen ABD ile işbirliği, istikrarlı bir şekilde sürüyor.
Peki K. Iraktaki Kürtlerin durumu, gelecekte Türkiyedeki Kürtleri etkileyebilir mi?
Iraktaki Kürtlerin durumu ise elbette Türkiyedeki Kürtleri etkileyecektir. Aksi düşünülemez. Iraktaki işgalin farklı etkileri oldu. Bunlardan birisi de Kürtlerin elde ettiği özerklik hakkı. Bu, işgal öncesinde bilinçli olarak planlanan bir durum değildi.
Savaş ortamı Kürtlere bir kapıyı açtı. Ekonomik ve siyasi olarak Irakın diğer bölgelerine göre daha istikrarlı bir bölge olduğu için durumdan en çok onlar faydalandı.
Öte yandan Iraktaki durum ile Balkanlar arasında önemli farklılıklar bulunuyor bu noktada. ABD ve müttefikleri, Yugoslavyaya saldırırken hedef, bu ülkeyi ülkeciklere bölmekti. Irakta ise hedef, parçalama değil bir arada tutma üzerine kurulu. Bu çerçevede birçok ülke kuruldu.
Eğer Iraktaki Kürtler kendi kaderlerini belirleme noktasına gelirse; bu, elbette bölgedeki bütün Kürtleri etkileyecektir. Çünkü Kürtler, içinde yaşadığımız yüzyılda devletsiz olan en büyük halktır. En küçük etnik gruplara bile devletler kurdurulurken Kürtlere bu hak tanınmadı.
Yücel Özdemir
Evrensel'i Takip Et