30 Mart 2007 00:00
ÖZGÜRCE
Hafta sonu AB ülkelerinin temsilcileri, Berlinde ABnin 50. yılını kutladılar. Bütün gazete ve televizyonların da ayrıntılı bir biçimde verdiği bu resmi törenler ile aynı saatlerde, yine Berlinde bir başka etkinlik daha vardı.
Hafta sonu AB ülkelerinin temsilcileri, Berlinde ABnin 50. yılını kutladılar. Bütün gazete ve televizyonların da ayrıntılı bir biçimde verdiği bu resmi törenler ile aynı saatlerde, yine Berlinde bir başka etkinlik daha vardı. Ama bu etkinliğe televizyonlar ve gazeteler ya hiç yer vermediler ya da birkaç saniye veya birkaç satır yer ayırdılar. Çünkü Berlinin diğer bir köşesindeki bu etkinliği, ABnin emek karşıtı politikalarını eleştiren Avrupalı emekçiler ve sosyalistler düzenlemişti. O birkaç saniyelik televizyon görüntülerinden ve Evrenselin haberinden anladık ki bu etkinlik, resmi törenlerden çok daha sıcak, çok daha heyecanlı ve anlamlıydı.
Sermayenin medyasının işine gelmediği için vermediği, Türkiye ve dünyanın diğer köşelerindeki bu tür etkinliklerden görsel haberler almak için HAYAT TVnin programlı yayınına geçmesini beklememiz gerekecek sanırım.
***
ABnin 50. yıl kutlamaları, bilindiği gibi 1993 yılına kadar Avrupa Ekonomik Topluluğu, 1993 sonrasında da Avrupa Birliği olarak adlandırılan örgütün kuruluş sözleşmesi olarak kabul edilen Roma Anlaşmasının onay tarihi olan 25 Mart 19577de yapılmaktadır. Oysa ABnin kuruluşu yönündeki temeller, bir on yıl daha önce, 5 Haziran 1947de ABDli General Marshallın Harvard Üniversitesinde yaptığı bir konuşmayla atılmıştır. General Marshall bu konuşmasında, ABD yardımlarının Avrupaya düzenli bir şekilde aktarılması ve Avrupa ülkelerinin yeniden yapılandırılması için aralarında ekonomik bir işbirliği sağlamalarını önermiştir. General Marshallın ifadeleri ile öngörülen; Avrupa ülkelerinin, kendi aralarındaki bölünmüşlüğünü ortadan kaldırarak bir bölgesel ekonomi haline gelmesidir. Burada amaçlanan; Avrupa Birliği, Avrupa Birleşik Devletleri gibi çeşitli adlar altında birleşmiş bir Avrupa pazarının kurulmasıdır.
ABDli generalin Avrupa için böylesine bir proje tasarlamasına gerekçe oluşturan koşulları şu şekilde özetlemek mümkündür: Birinci Dünya Savaşı öncesine kadar dünya üzerinde egemenliği elinde bulunduran kapitalist Avrupa, iki dünya savaşının ardından Amerika ve Sovyet Rusyanın üretim artış hızına erişememiştir. Avrupanın ekonomik alandaki bu gerilemesi, siyasi alanda da zaafa neden olmuş ve dünya üzerinde egemenlik, ABD ve Sovyet Rusyaya geçmiştir. Avrupanın uluslararası düzeyde ekonomik ve siyasi geri kalmışlığı, sadece Avrupa ülkeleri için değil kapitalist sistemin varlığı ve kapitalizmin egemen gücü haline gelmiş olan ABD için de önemli bir sorun oluşturmaktadır. Zira kapitalist sistemin doğduğu ve geliştiği Avrupanın çöküşü, tüm kapitalizmi ideolojik olarak önemli ölçüde zaafa uğratacaktır. Öte yandan kapitalist Avrupanın hemen yanı başında, kapitalizme karşı bir alternatif sistemi temsil eden ve ona tehdit oluşturan Sovyet Rusya vardır. Ekonomisi ve dolayısıyla siyasi gücü zayıf bir Avrupanın, Sovyet Rusyanın egemenliği altına girmesi hiç de göz ardı edilemeyecek bir olasılıktır.
İşte bu koşullar içerisinde Avrupanın, kapitalist sistem içerisinde ekonomik gelişmeyi tekrar sağlaması gerekmektedir. Bunun için bir taraftan Avrupanın yeni bir ekonomik yapılanma içerisine girmesi, diğer taraftan da ABDnin Avrupaya ekonomik destek sağlaması öngörülmüştür. General Marshallın, bugün 50. yılını kutlayan ABnin temellerini oluşturan projedeki amacı; bu ekonomik ve siyasi desteğin daha iyi organize edilmesi ve Sovyet Rusya karşısında Avrupanın, kapitalizmin kalesi haline getirilmesidir.
Aradan geçen 60 yılın sonunda baktığımızda, ABDli generalin projesi önemli ölçüde başarıya ulaşmıştır. Avrupa, ABDnin desteği ile soğuk savaş döneminde Sovyet Rusyaya direnmiş ve soğuk savaş sonrasında da AB aracılığı ile kapitalist sistemin dönemsel politikalarını (yeni liberalizmi) tüm kurum ve kurallarıyla derinleştirme ve yaygınlaştırma işlevini yerine getirmektedir. 50. yıl kutlamalarının, soğuk savaş döneminde ABDnin ve kapitalizmin kalesi olarak görülen Berlinde yapılması da bu bağlamda son derece anlamlıdır.
Sözün özü: ABDnin 60 yıl önce kapitalizmi koruma ve kollama ile görevlendirdiği Avrupa, bugün de ABDnin projesi olan AB aracılığı ile bu görevi sürdürmektedir. Avrupalı emekçiler, kendileri için daha fazla sömürü, yoksulluk ve sefalet getiren ABnin gerçek yüzünü yavaş da olsa anlamaya ve tepki göstermeye başlamıştır. Darısı, Emeğin Avrupası masalıyla AByi savunan Türkiyeli dostların başına(!..)
Özgür Müftüoğlu