31 Mart 2007 00:00
Sağlık Bakanı kimleri koruyor?
Sağlık Bakanlığında yaşanan otomasyon skandalı ile ilgili yapılan suç duyurusu, Sağlık Bakanı Recep Akdağa takıldı. Bakan Akdağ, skandala karışan bürokratlarla ilgili soruşturma açılmasına izin vermedi.
Sağlık Bakanlığında yaşanan otomasyon skandalı ile ilgili yapılan suç duyurusu, Sağlık Bakanı Recep Akdağa takıldı. Bakan Akdağ, skandala karışan bürokratlarla ilgili soruşturma açılmasına izin vermedi. Akdağın gerekçeli kararında, dolandırıcılık, suç işlemek için görevi kötüye kullanmak, çetevari bir oluşumla kaynak aktarmak gibi bir dizi iddiaya yanıt verilmezken Kimler, niye korunuyor? sorusu gündeme geldi.
2001 yılında, Sağlık Bakanlığı bürokratlarının önce Sağlık Bakanlığı Bilişim Derneğini, ardından SB Bilişim Şirketini kurmasıyla başlayan otomasyon skandalı, Muhasebat Başkontrolörü Cevat Görücünün raporuna Hastaneler aracılığıyla SB Bilişim Şirketine, dolayısıyla Sağlık Bakanlığı Bilişim Derneğine kaynak aktarılması amacını taşıdığı kanaatine ulaşıldığı şeklinde yansımıştı. Skandal, Ankara 12nci Asliye Hukuk Mahkemesinin kararındaki bürokratik süreçlerden uzak çalışmalar yapılması ifadesiyle de belgelenmişti.
Dernek ve şirket aracılığıyla hastanelerden toplanan 500er doların yıllar sonra TL olarak iade edilmesiyle ortaya çıkan kur farkından kaynaklanan 146 bin doların buhar olması, Bakanlık bürokratlarının bir şirket aracılığı ile ticari faaliyetlerde bulunması, Bakanlığın üzerine kayıtlı olan ve hasta bilgilerini içeren programın Bakanlıktan kaçırılarak satılması, milyon dolarlık otomasyon ihaleleriyle kaynak aktarılması gibi birçok boyutu olan skandalın üstü, Sağlık Bakanlığı tarafından bir kez daha örtüldü.
SB Bilişim Şirketinin yeni sahibi Sedat Sayımların Bakanlık bürokratları hakkında yaptığı suç duyurusu üzerine Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı Başmüfettişleri Nebi Çelik ile Yalçın Bayram, inceleme yaparak Sağlık Bakanı Recep Akdağa bir ön inceleme raporu sundu. Bakan Akdağ, Sağlık Bakanlığı eski Müsteşarı Haluk Tokuçoğlu, Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı İsmail Demirtaş, Bilgi İşlem Dairesi eski Başkanı Suat Duranay ve Bilgi İşlem Daire Başkanlığı görevlisi Mahir İlgü hakkında soruşturma izni vermedi.
Sedat Sayımların suç duyurusu dilekçesinde, dolandırıcılık, suç işlemek için teşekkül oluşturmak, kamu kurum ve kuruluşlarını dolandırmak ve görevi kötüye kullanmak gibi iddialara yer verilmiş, Bakanlık bürokratlarının çetevari bir oluşumla kendilerine kaynak aktardıkları öne sürülmüştü. Dilekçede, konuya ilişkin gazetemiz Milli Gazete ve TV-5in yayınları da deliller arasında yer almıştı. Ancak Bakan Akdağın gerekçeli kararında, bu iddiaların büyük çoğunluğuna bir yanıt verilmezken daha önce yapılan ön incelemeler ve yargı kararları dayanak gösterildi.
Akdağ raporu yok saydı
Bakan Akdağ, SB Bilişim Şirketinin 39/40 oranında eski hissedarı olan Suat Duranay ile diğer bürokratların görevini kötüye kullandığı ve şirket aracılığıyla hastaneler üzerinden haksız kazanç elde ettiği ve şirket ve dernek yönetiminde bulunan bürokratların Bakanlığın üzerindeki programın kaynak kodlarını yasadışı bir şekilde kaçırarak sattıkları gibi ciddi iddialara yanıt vermedi. Hastanelerden toplanan 500 dolarlarla ilgili Danıştayın 2002 yılında verdiği ceza kovuşturulmasına gerek olmadığı yönündeki karara atıfta bulunan Bakan Akdağ, yeni bir belge ya da delil olmadığını iddia etti. Böylece Akdağ, Muhasebat Başkontrolörü Cevat Görücünün Danıştay kararından sonra çıkan 2003 tarihli kaynak aktarımını tespit eden ve suç duyurusunun ekinde yer alan raporu yok saydı.
Öte yandan Akdağ, Dr. Mahir İlgüye soruşturma izni verilmemesine 2002 yılında yapılan bir incelemede İlgüye kınama cezası verilmesinin önerilmesini gerekçe gösterdi. Akdağın, cezanın verilip verilmediğine ilişkin bilgi vermemesi dikkat çekti.
Ankara Tabip Odasının, gazetemizde çıkan haberleri dayanak göstererek Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığı suç duyurusuna ilişkin süreç ise devam ediyor. (Ankara/EVRENSEL)
Sedat Sayımlar: Birileri ciddi şekilde korunuyor
Yaptığımız suç duyurusu ile bize gelen yanıtta, birbiriyle bağlantısı olmayan birçok konu var. Devlet malını peşkeş çekme gibi iddialarımıza değinilmediği gibi 5 sene evvel yapılan soruşturmalardaki ifadelerden yola çıkılarak cevap verilmiş. Birileri ciddi şekilde korunuyor. Hastanelerden Bakanlığa kadar uzanan bir yolsuzluk zinciri var. Bu zincirin ortaya çıkmaması için ciddi çaba gösterildiği alenen ortada. Belki yüzlerce insan şaibe altında, milyonlarca doların akıbeti, soruşturma izni verilmediği için belirsiz. Bakanın soruşturma izni vermesi gerekiyordu ki en azından suçlanan insanlar aklansın, Bakanlığın üzerindeki şaibe ortadan kalksın. Suçun üstünü örtmeye çalışmak da suçtur. Sağlıkta Dönüşüm Projesinde kullandıkları programlara dokunan bir şeyler mi var acaba? Biz bu işi sonuna kadar götüreceğiz.
Onur Bakır