31 Mart 2007 00:00

GÜNLÜK

Nazım, “Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan” diyordu.
Bizim ülkemiz.
Bizim yurdumuz.
Ki pek az yere nasip olur böylesi güzellikler…
Üç tarafı denizler…

Paylaş

Nazım, “Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan” diyordu.
Bizim ülkemiz.
Bizim yurdumuz.
Ki pek az yere nasip olur böylesi güzellikler…
Üç tarafı denizler…
Nehirler…
Ovalar, dağlar, taşlar…
Üzerinden binlerce yıl…
Yüzlerce uygarlık geçmiş…
Kültürlere ev sahipliği yapmış topraklardır buraları.
Ege’den Akdeniz’e uzanan antik tiyatrolar…
El emeği ile bezenmiş taş yapılar…
Ki taşa şekil veren,
Ruhunu katan insandır…
Urfa’sından Antakya’ya ilk üniversiteler kurulmuş...
Karadeniz’in hırçın dalgalarında horona durulmuştur.
Ya da Çatalhöyük, Alacahöyük, Hititler…
Karacaoğlan’lar, Köroğlu’lar…
Padişah fermanına ferman çıkartan Dadaloğlu’lar…
Pir Sultan’lar…
Vuruşmalar… Savaşmalar…
Truva’lar mesela…
Aspendos’lar, Haydarpaşa’lar, Ayasofya’lar…
Saraylar, kışlalar…
Bergama’lar, Göreme, Kapadokya’lar…
Ama biz, neden Aspendos’un adı geçince hâlâ şaşırarak bakıyoruz…
O taş yapıdaki üslubu, estetiği, doğa sevgisini görünce heyecanlanıyor…
Bergama harabelerindeki felsefe karşısında yutkunuyoruz?
***
Onca yıl ayakta kaldı Aspendos…
Ne doğa koşulları; ne fırtına, ne boranlar yıkamadı…
Ama böyle giderse yakında bir ucundan yıkılmaya başlayacak…
Bilmem kaç bin volümlü ses düzenleriyle üzerinde tepine tepine, o insanlık tarihinin de icabına bakılacak.
Bu kadar geçmişe, birikime, tarihe, insana saygısız… Bu kadar hoyrat…
Mesela neden kayalardan havalanmış bir kartal başı gibi İstanbul’a uzanan Haydarpaşa derinden vurur bizi de bilmem kaç katlı gökdelen, bağrımıza saplanan kara saplı hançer gibidir?
İtici ve nefret edicidir?
Neden o ilkel dönemde yontulan taşlarla dikilen taş yapılar mimariyi bize sevdirir de…
Şimdiki gökdelenler, o kadar iğrenç ve iticidir?
Birinde her yönüyle insan vardır.
Emeğiyle, estetiğiyle, çevreye, doğaya olan sevgisiyle içinde insan ruhu saklıdır…
Öteki ise her şeye yağma gözüyle bakan…
Başka ne kadar değer varsa, değerden saymayıp kendi gemilerini yakandır.
O yağmacı, en tarihi sarayları otel yapacak…
Hasankeyf’i sular altında bırakacak…
Taksim Meydanı’na otel, market konduracak…
Ve ne bulursa satacaktır.
Oysa bu ülke bizim.
Güzel ülkemizin bu yaban plaza öküzlerinin elinde daha fazla tarumar edilmesine izin vermeyelim!..
Yücel Sarpdere
ÖNCEKİ HABER

On’lar onurumuzdur

SONRAKİ HABER

Danıştay’ın kararı hayata geçirilmeli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...