01 Nisan 2007 00:00

ARASIRA

Hükümet, kamuda reform adı altında başta maliye olmak üzere kamu alanını tamamen tasfiye etmeye yasa, yönetmelik ve genelgelerle devam ediyor.

Paylaş

Hükümet, kamuda reform adı altında başta maliye olmak üzere kamu alanını tamamen tasfiye etmeye yasa, yönetmelik ve genelgelerle devam ediyor.
Bu amaçla BES Genel Merkezi’nin aldığı karar doğrultusunda 7 Nisan Cumartesi günü Ankara’da yapılacak Maliye Bakanlığı’na yürüyüş eylemi, aslına bakarsak geç kalınmış bir karar ve eylem olmasına rağmen önemsememiz ve sahip çıkmamız gereken bir durum arz etmektedir.
İşkolu olarak belki de en geniş işkolunda örgütlü sendika olmanın avantaj ve dezavantajlarının farkında olmamıza rağmen bu durumdan bir türlü kazançlı çıkamadık. Dezavantaj olarak gördüğümüz dağınık bir işkolu olmaktan ve de işyerlerinde de işyeri temsilciliği ayağını oluşturamadığımız için BES sadece şimdiye kadar Maliye, Adliye, SSK ve Bağ-Kur çalışanlarının üyesi olabileceği bir sendika konumundan daha kurtulamadı. Bundan öte bu dört kurumda bile yıllardan beridir bu kurumlarda çalışan emekçilere karşı yapılan onca saldırılara, hak gasplarına karşı da umut ışığı ne yazık ki yeterince olamadığımız kanısındayım.
Çalıştığım kurum olması nedeniyle de çok iyi biliyorum ki özellikle 5345 sayılı Gelir İdaresi Yasası’nın da çıkması ile bu saldırı yasalarını yeterince anlatamadığımız için şu anda Maliye çalışanları olarak bile birliği sağlayamıyoruz. Adeta gelirci-giderci düşmanlığı yaratılmış durumda. 2 Aralık’ta yapılan Gelir Uzmanlığı sınavı ile de şu anda işyerlerinde çalışanlar arasında gitgide çatışmaya dönüşen tartışmalar yaşanmaktadır. Uzmanlara verilen 500 YTL’lik farkla uzman-memur-müdür-müdür yardımcılığı çatışmasını doğru olarak anlatamadığımız için başka haksızlıklara karşı da birliğimizi sağlayamıyoruz. Burada özellikle işyeri temsilcileri başta olmak üzere diğer duyarlı arkadaşlarımıza çok önemli görevler düştüğünü artık anlamamız gerekiyor. Ücret yetersizliği ve adaletsizliği başta olmak üzere gitgide taşeronlaştırılan ve büyük sermayeye hizmet için ne gerekiyorsa onlara dönük uygulamaların yapıldığı bariz bir şekilde su yüzüne çıkmış durumda.
Çalışanları bölen ayrımcı uygulamalara karşı!
Ücret farklılıklarına karşı!
Sözleşmeli kölelik yasasına dur demek için!
Sosyal güvenlik ve sağlıkta yıkım yasalarına dur demek için!
İş güvencesi için!
Kadrolu istihdam için!
Eşit işe eşit ücret için!
Yukarıda sayılan genel talepler başta olmak üzere işyerlerinde kurumlar olarak farklı farklı sorunlarımıza çözüm bulmak ve gücümüzü göstermek için sendikamız BES Genel Merkezi’nce alınmış bu eylem kararını da fırsat bilerek birleşmenin-ortaklaşmanın, sorunlara karşı duyarlı olmanın yollarını aramalıyız.
Tabii burada bu görev sadece BES’e düşen bir görev de değildir. KESK’e bağlı diğer sendikaların da bu mücadelemize omuz vererek en son SES’in Ankara eyleminde yeterince verilmediğini gözlediğimiz diğer kitle örgütlerinin de duyarlılık ve katılımı da ayrıca önem arz etmektedir. Ayrıca yine hükümetin seçim korkusu ile ötelediği, Anayasa Mahkemesi’nden dönen SSGSS Yasası’nın çıkarılması için IMF, baskı yapmaya devam ediyor.
Yukarıda bir kısmına değindiğimiz başta Maliye Bakanlığı olmak üzere diğer kurumların çalışanlarına yönelik icraatları; önümüzdeki dönem işyeri yetkilerini de önümüze yakın hedef koyarak en az onlar kadar çalışmamız gerektiğini, hiçbir ayrım yapmadan örgütlenmemiz gerektiğini birleşik mücadeleyi örmemizin zorunlu olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Bu görevin sahibi de, sadece BES üyesi emekçileri değildir. Bizi bekleyen tehlikeleri, yapılan uygulamaları birebir anlatarak emekçileri sürekli uyararak ve bilgilendirerek tepkilerini örgütlemek, başta işçi ve memur sendikaları olmak üzere tüm emekten ve emekçiden yana örgütlerin görevi olmalıdır.
Özellikle son olağanüstü genel kongreden sonra yaşanan sığ tartışmaları bir kenara bırakıp, işyerlerine dönmemiz ortak noktalarımızı ön plana çıkartıp, benim adamım senin adamın mantığını bir kenara bırakıp dürüst ve namusluca çalışma yapmamız artık bir zorunluluktur bizce.
Bu arada mitinglerde gördüğüm ve üzüldüğüm bir durumu da buradan sizlerle paylaşmak istiyorum ki bu durumu çok önemsiyorum. Miting, basın açıklaması ya da adı ne olursa olsun eylemlerimizi bir buluşma yeri, hasret giderme yeri olarak görmekten artık vazgeçelim. Kararlılığımızı göstermek, katılanlara da ruh katmak, disiplinli olmak açısından bu çok önemli bence. Sloganlarımızı daha gür ve kararlı bir şekilde atmazsak sesimizi yeterince duyuramayız bence.
(*) BES Kars İl Temsilcilik Sekreteri
İnan Ercan*
ÖNCEKİ HABER

Belirsizlik ve milliyetçilik açmazı

SONRAKİ HABER

Birlik kongresi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa