02 Nisan 2007 00:00
Yolsuzluğun faturası işçiye mi kesilecek?
Sağlık Bakanlığındaki otomasyon skandalında, bir temizlik işçisinin bürokratlar tarafından kullanıldığı ortaya çıktı.
Sağlık Bakanlığındaki otomasyon skandalında, bir temizlik işçisinin bürokratlar tarafından kullanıldığı ortaya çıktı. Skandalın göbeğinde yer alan SB Bilişim Şirketine müdür yapılan Mustafa Altınörs isimli işçiye, usule aykırı protokollerin altına Sağlık Bakanlığı adına imza attırıldığı öğrenildi. Altınörsü yönlendiren isim ise Sağlık Bakanı Recep Akdağın, soruşturulmasına izin vermediği Bilgi İşlem Dairesi eski Başkanı Suat Duranay.
Dönemin Sağlık Bakanı Osman Durmuşun onayıyla bakanlık bürokratları tarafından kurulan Sağlık Bakanlığı Bilişim Derneği, SB Bilişim Şirketini kurarak ticari faaliyetlerde bulunmuş, kaynak aktarmaya dönük faaliyetler yapıldığı Muhasebat Başkontrolörü Cevat Görücü tarafından da tespit edilmişti. Skandalın ortaya çıkmasının ardından dernek feshedilmiş, şirket ise son olarak Sedat Sayımlara devredilmişti. Sayımların yaptığı suç duyurusunun ardından Sağlık Bakanı Recep Akdağ, skandala karışan bakanlık bürokratlarının soruşturulmasına izin vermemişti.
Ancak Bakan Akdağın örtbas etmeye çalıştığı skandallar zincirinde bir yeni halka daha ortaya çıktı. Dernek ve şirketin, 1999-2000 yıllarındaki usulsüz faaliyetlerinde Mustafa Altınörs isimli bir işçiyi kullandığı öğrenildi. Altınörsün gazetemize verdiği bilgiye göre o yıllarda muhasebecilikle uğraşan Altınörs, önce Sağlık Bakanlığı Bilişim Derneğinin muhasebesini tutmakla görevlendirildi. Lise mezunu olan ve sağlık alanında hiçbir deneyimi bulunmayan Altınörs, kısa süre sonra SB Bilişim Şirketine müdür tayin edildi. Sağlık Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi eski Başkanı Suat Duranay tarafından yönlendirildiğini kaydeden Altınörs, o dönemi İmzala diyorlardı, ben de imzalıyordum. İmzalarım var ama ne olup olmadığından haberim yoktu sözleriyle anlattı.
İsim yok imza var!
Altınörsün yukarıdan gelen emirler üzerine imza attığı belgelerden biri, Ege Üniversitesi Bilgisayar Enstitüsü, UNİ-PA A.Ş ile SB Bilişim Şirketi arasında imzalanan protokol. Protokoldeki usulsüzlük, protokolün birinci maddesinde Sağlık Bakanlığının adının kullanılmasıyla başlıyor. Protokolün tarafı olarak Sağlık Bakanlığı Bilişim Elektronik Bilgi Sistemleri Ltd. Şti. gösteriliyor. Oysa bu isimde bir şirket yok. Protokolde kastedilen, şirketin hukuken tam ismi SB Bilişim Elektronik Bilgi Sistem Turizm ve Sağlık İşl. San. Tic. Ltd. Şti.
Protokoldeki ikinci usulsüzlük ise protokolün imzalar bölümünde görülüyor. Sağlık Bakanlığı Bilişim Derneği adına ibaresinin altında hiçbir isim bulunmazken, o dönemde SB Bilişim Derneğinin Başkan Yardımcısı olan Mahir İlgünün imzası yer alıyor. Sağlık Bakanlığı adına ibaresinin altında da herhangi bir isim yok ama bir imza var. İmzanın sahibi ise o dönemde SB Bilişim Şirketinin müdürü olan, ancak Sağlık Bakanlığının görevlisi bile olmayan Mustafa Altınörs. SB Bilişim Şirketinin aldığı hizmetler karşılığında 17 bin 500 dolar artı KDV ödemeyi taahhüt ettiği protokol ile benzeri birçok sözleşme, protokol, karar ve para transferinin altında da şu an Keçiören Hastanesinde temizlik işçisi olarak çalışan Mustafa Altınörsün imzası var.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da soruşturulan skandalda, Sağlık Bakanı Recep Akdağın, skandala karışan idari görevliler hakkında soruşturma izni vermemesi ise Bürokratlarını koruyan bakanlık, faturayı işçiye mi kesmeyi planlıyor? sorusunu gündeme getiriyor. (Ankara/EVRENSEL)
Sağlıkçılardan Danıştaya dava
Türk Sağlık-Sen, Sağlık Bakanlığına bağlı kurumlarda hizmet alımı yapılan kuruluşta, kurulacak cihazların bakım ve onarımı gibi konularda personel bulundurmasının istenebileceğini öngören düzenlemenin iptali için Danıştaya dava açtı.
Dava dilekçesinde, Bakanlığın doğrudan, genel idare esaslarına göre yürütmekte olduğu bir kamu hizmeti olan sağlık hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin, bakanlığa bağlı sağlık kuruluşlarında, memurlar ve diğer kamu görevlilerince yerine getirilmesi gerektiği belirtilerek idarenin doğrudan genel idare esaslarına göre yürüttüğü sağlık hizmetinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin, hizmet satın alınması yoluyla gördürülmesi şeklinde yasada öngörülmeyen bir yöntem benimsendiği için dava konusu düzenlemenin iptali istendi.
Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, bakanlığın hizmeti personel ile birlikte alma düşüncesinden vazgeçmesi ve sağlık kurumlarını parça parça özel sektöre devretmeyi bırakması gerektiğini dile getirdi.(HABER MERKEZİ)
Onur Bakır