04 Nisan 2007 00:00
AVRUPA GERÇEĞİ
İnsanlık tarihi, bilime karşı çıkan hurafeci şarlatanlarla dolu. Ama bilimin bu denli gelişkin, aklın üstün geldiği günümüzde de şarlatanlar hiç utanmadan, ilkel tarzda bilimin karşına hurafeyi mucize diye çıkarmaya devam ediyor.
İnsanlık tarihi, bilime karşı çıkan hurafeci şarlatanlarla dolu. Ama bilimin bu denli gelişkin, aklın üstün geldiği günümüzde de şarlatanlar hiç utanmadan, ilkel tarzda bilimin karşına hurafeyi mucize diye çıkarmaya devam ediyor.
Son şarlatanlığın baş aktörü yine Katolik Kilisesi ve Vatikan.
2 Nisan, Papa 2. Jean Paulun ikinci ölüm yıldönümüydü. Katolik Kilisesi, Hıristiyanlık için önemli olan Paskalyada büyük bir şarlatanlığın altına imza atarak Papa 2. Jean Paulü azizlik mertebesine çıkarmaya hazırlanıyor. Gerekçe olarak da, Fransız Rahibe Marie Simon-Pierrein yakalandığı parkinson hastalığından mucizevi bir şekilde kurtulması gösterilecek.
Senaryo kısaca şöyle: 2001 yılında, Papa 2. Jean Paul gibi parkinson hastalığına yakalanan Rahibe Marie, uzun süre büyük acılar çekmiş. Rahibe Marienin arkadaşları iki yıl önce ölen Papa 2. Jean Paulun cenaze törenine katılarak, kendisine Marieyi iyileştirmesi için dua ederler. Marie, iş yapamaz duruma geldiği için çalıştığı Katolik hastanenin baş rahibesinden, kendisini işten çıkarmasını ister. Baş rahibenin yanıtı, Hele dur, Papa 2. Jean Paul daha son sözünü söylemedi olur. Papanın ölümünden iki ay sonra rahibe Marie, açıklanması mümkün olmayan bir şekilde iyileşir. Yani idealistlerin bilinmezlik prensibi daha başından itibaren devreye konuldu.
Katolik Kilisesine bağlı Paris Doğum Kliniği, Rahibe Marienin Papa 2. Jean Paula yapılan dualardan sonra düzeldiğini onaylıyor. Rahibe Marienin bu mucizevi durumu bir basın toplantısıyla dünya aleme ilan edildi. Avrupanın dinci-muhafazakar basını olayı, Papaya dua etti kurtuldu, İkinci doğum gibi başlıklarıyla verdi.
Rahibe Marie dualar sayesinde iyileştiğini kanıtlayınca, geriye Katolik Kilisesi ve Vatikanın bu mucizeyi onaylayarak, Papa 2. Jean Paulü kutsal aziz ilan etmesi kalıyor!
46 yaşındaki Rahibe Marie, beklendiği gibi Vatikan tarafından Papa 2. Jean Paulün ölüm yıldönümü nedeniyle düzenlenen törenlere davet edildi.
Katolik Kilisesinin radikal kanadından geldiği, üzerine bolca yazının yazıldığı şimdiki Papa 16. Benedikt; kendisinden önceki Papa 2. Jean Paule ve tanrıya yalvarmanın hastaları iyileştirdiğini ileri sürerken, bir taraftan da dinciliğin toplum içerisinde yayılmasını sağlarken, diğer taraftan bilime meydan okuyor.
Hemen belirtelim ki; 16. Benedikt, Kilise Hukukunda 13 Mayıs 2005te bir değişiklik yaparak, ölen papaların aziz mertebesine çıkarılması önündeki zaman şartını kaldırmış. Eğer bu kaldırılmamış olsaydı, Papa 2. Jean Paul en erken 2009da azizlik mertebesine çıkabilecekti. Belirtmek gerekir ki; Papa 16. Benedikt, zaman şartını kaldırırken kendisine de azizlik mertebesine çıkmanın kapısını açmıştır.
Bugün önemli olan Rahibe Marienin nasıl ve hangi yollarla iyileştiğinden çok, hastalıkların bilim yerine hurafelerle iyileştiğinin insanlığa bir olgu olarak dayatılması ve bunun üzerinde egemenliğini yitiren dinin yeniden yaşamın merkezine çekilmesi çabasından başka bir şey değildir.
Eğer, Parkinson gibi önemli bir hastalık dua ve hurafe ile düzelebilecek durumda olsa idi; emin olun ki Papa 2. Jean Paul, sahip olduğu mucizevi kudreti öncelikli olarak kendisi için kullanırdı, Rahibe Marie için değil.
Ama bilim insanları doğal olarak dualarla iyileşmenin bilim dışı bir sav olduğunu söylüyor. Hastalık semptomlarının kişiden kişiye farklılık arz edeceği, aynı hastalığın her bünyede aynı etkiyi göstermeyebileceğine dikkat çekiyorlar.
Keza; parkinson dopamin adı verilen sinir sistemi için gerekli olan maddenin düzeyinin düşmesi ile ortaya çıkan bir hastalık olduğu için tedavide de bu maddenin yerine konması prensibine bağlı medikal tedavi uygulanmaktadır. Ancak stereotaktik talamotomi adı verilen bir yöntemle cerrahi tedavi de söz konusu olabilmektedir. (www.tip2000. com/tedavi/parkin son.html)
Rahibe Marie üzerinden sürdürülen mucizenin kamuoyuna açıklanmasının zamanlaması elbette tesadüfi değil. Avrupada genel olarak geride bıraktığımız yüzyılda, öncesine oranla toplumda dinin etkisi azaldı, hatta çoğu ülkede papazlar boş sıralara vaaz vermeye başladı. Avrupadaki bütün Hıristiyanların birleşmesini kendisine baş misyon edinen Papa 16. Benedikt, şimdi Rahibe Marieyi öne sürerek bilime meydan okuyarak hurafeci şarlatanlığın başını çekiyor.
Ve bunu hem de bilim ve aydınlanmanın merkezi olarak kabul edilen Avrupada yapıyor.
Yücel Özdemir