05 Nisan 2007 00:00

‘Şiir ülkesinde yalnız dolaşmak’

Bir bilen kişi; “arkadaşlıklar yolculukta, para ilişkilerinde ve içki sofrasında sınanır” demiş. Ülkemizde buna bir de darbe dönemlerini eklemek gerekir.

Paylaş

Bir bilen kişi; “arkadaşlıklar yolculukta, para ilişkilerinde ve içki sofrasında sınanır” demiş. Ülkemizde buna bir de darbe dönemlerini eklemek gerekir. Çünkü o dönemlerde kimi arkadaşlarınızın değil arayıp sormak, adınızı bile anmadığı görülür. Tehlikeli bir varlık olduğunuz için akraba kapıları yüzünüze kapanır. Mehmet Aydın’ın: “Dışlandım kürsüler ve söylemlerden/ Aydınlığı yayma yolunda/ İşkencenin şoku yapıştı belleğime/ Küçük sevinçleri toplayarak/ Sürdürdüm yaşamayı/ Bilmediğim iklimlerde dolaştım/ Utanç duvarlarını yıktım/ Azılı düşmanlar üstüne/ Dağıttım başıma çöken sisi/ Bakışlarım deldi celladın/ Zırhlı sığınağını/ İndirdim sahte maskelerini/ kara yüzlerin/ Meydan okudum üstüme gelenlere/ Mevsimleri değiştirme uğruna” dizelerinde dile getirdiği gibi, her şeyden, hatta hayattan bile dışlamaya kalkarlar. Mehmet Aydın şiirini, ikinci darbenin yapıldığı 1971 yılında çıkan “Özgürlüğe Açılan Eller” adlı kitapla tanıdım. Öncü Kitabevi’nin yayınladığı, içinde: “Tüm ezilmişlerin sesine haykırıyorum/ Yığılmış öfkelerin taşlaşan doruğundan/ Başkaldırı duygularını içlerdeki/ Kimi zaman haksızca bastırılan/ Sesim ölüm sessizliğini yırtan bir çığlıktır/ Yüreğim bir volkan patlayıp durmadan yanan/ Kimsesiz çocuklarla yaşlı kadınların yoksulluklar aynası// Acılarına haykırıyorum/ Çöp bidonlarından ekmek toplayan/ Kolu kanadı kırık gerçekler katında/ Sarmış ortalığı bir umursamazlık/ Bir kördövüşü ardına tıkılmış gibi her şey/ Bulanık belirsizliklere doğru başını almış da sürüklenip gider// Oğulları öldürülen anaların/ sokaklar ve alanlarda birer birer/ Yasını haykırıyorum/ İşsiz ırgatların topraksız köylülerin/ Dermansız hastaların/ Vuruşkan bileklerin sesini” dizeleriyle örgülenen “Haykırıyorum” şiirinin bulunduğu “Işığın Kavgası” ve sonraki eserleriyle hayatta ve sanatta duruşunu sevdiğim az şairlerden birisi oldu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’ni bitirdikten sonra memleketin çeşitli yerlerindeki Köy Enstitüleri, ilköğretmen okulları ve Ankara Eğitim Enstitüsü’nde öğretmenlik yaparak; öğrencilerini bilinçlendirme savaşımı veren şair, gönüllü olarak üstlendiği bu görevi 1953 yılından beri de edebiyatın çeşitli türlerinde yaptığı çalışmalarla sürdürmektedir. Özgürlüğe sevdalı olan Mehmet Aydın, insanca yaşanacak bir dünya özlemlisi olarak da, kalemini emekten ve emekçiden yana kullanmakta, yeryüzü vatanında yokluk, yoksulluk, acı ve zulüm çeken herkesin: “Üşüdü çocuklar/ Üşüdü bakımsız sayrılar/ İşinden dönen yaşlıca bir kadın/ Olanca yaşamı yüklemiş sırtına/ Gecekonduda bekleşen/ Bir yığın horantaya/ Zeytin ekmek götürüyordu” dizelerinde seslediği gibi, gözleri ve sözleri olmaya çalışmaktadır. Türkçeyi hakkıyla kullanması temel özelliklerinden biri olan Mehmet Aydın, yaşamında olduğu gibi, şiirinde de yapaylığa ve abartıya yer vermemektedir. Tüm şiir kitaplarından yapılan seçmelerle Diclem/Sahaf tarafından 2004 yılında çıkartılan “Bozkırı Aydınlatan Mavi”deki şiirlerin güzel tadı damağımızda dururken şairin yeni kitabı; damıtılan bir yaşam deneyimi olarak, dünyamızda sıcak rüzgarların estiği bir atmosfer oluşturdu. Ürün Yayınları’ndan yeni çıkan “Şiir Ülkesinde Yalnız Dolaşmak” da, ince elekten geçirilmiş şiirlerden oluşuyor.
Memleketimizin insan hallerini: “Kapıyı hep/ Çalıp durduğunda ayrılıklar/ Kanadı aşk// Gel-gitler fırtınalarla dolu/ Uzun gün bittiğinde/ Kanadı akşam// Değer bilmez hoyrat ellerde/ Örselenip hırpalandığında/ soludu ve kanadı apak gül// Yüzlere gülüp/ Arkadan hançerlendiğinde/ Kanadı katkısız dostluk// Köpürmüş öfke asılmış surat/ Kaba ve yabanıl ilişkilerde/ Kanadı incelik// Yalan dolan sahte gülücükler/ Egemen olduğunda ikiyüzlülük/ Kanadı gerçekler ve doğruluk// Taşa toprağa başını çarpıp/ Bulamadığında yolağını/ Kanadı ve kokuştu su// Hırsların at koşturup/ Sonra da barışın boğazlandığı/ Yandı ve küle döndü/ Koskoca dünya” dizeleriyle saptadığı “Yolların Durağı” şiiri, kötü koşulların yarattığı bungunluğu yansıtıyorsa da, hemen umuda ağarak: “Işıdı ufuklar ışıdı yürekler/ umuda kesti yılgın beklentiler/ dağlarla denizler ayaklandı/ Devrilip kendi içini yedi zorba” diyor Mehmet Aydın.
Bugüne kadar on bir şiir, on yedi deneme-araştırma, dokuz dile ilişkin, iki ders kitabı ile on ortak kitaba imza atmış olan Mehmet Aydın’ın yeni kitabını, deneyim ve gözlemlerle zenginleşmiş seksen dört yıllık yaşamın bir yansısı olarak niteleyebiliriz.
Konuşmaya, hak aramaya ve saygın bir dünya yaratmaya durmuş insanların toprağını sevgiyle çapalayan Mehmet Aydın’ın şiirlerini severek okuyacağınıza inanıyorum.
Güngör Gençay
ÖNCEKİ HABER

Bern’de demokrasi için birlik çağrısı

SONRAKİ HABER

‘Hatıralarımın izini sürüyorum’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...