06 Nisan 2007 00:00
LİMAN ARKASI
Çaycuma'da, Özel Eğitim ve Rehberliğe Muhtaç Çocukları Koruma Derneği' nde eğitim gören çocukların anneleri ile yaptığımız oyun çalışması devam ediyor. Annelerin anlattıklarından oluşan metnin ikinci bölümü:
Çaycuma'da, Özel Eğitim ve Rehberliğe Muhtaç Çocukları Koruma Derneği' nde eğitim gören çocukların anneleri ile yaptığımız oyun çalışması devam ediyor. Annelerin anlattıklarından oluşan metnin ikinci bölümü:
1. Anne: İşine devam etsen de... Ayy... Yoksa yine dürbünle uzaklara bakıp bağıracak mısın?
4. Anne: Hayır, bu kez geminin makine dairesine komut vereceğim. " Tam yol ileri... Tam..." (Sesini alçaltır) " Tam yol ileri " (Elektrik süpürgesini çalıştırır, şarkı söyler) "Küçük kurbağa küçük kurbağa kuyruğun nerede?.."
6. Anne (Eğitmen): (Elektrik süpürgesini kapatması için 4. Anne' yi uyarmak ister. Uyaramayınca fişi çeker)
4. Anne: ...Kuyruğum yok kuyruğum yok... Aa... Elektrikler mi kesildi?.. Kuyruğum... Kusura bakmayın öğretmenim, geminin makine dairesindeydim... Biraz temizlik yapayım dedim de...
6. Anne: Sonra yaparsın... Sevgi'yi derse alacağım. Annesi senin söyleyeceğin bir şey var mı?
5. Anne: Yok öğretmenim, sağ olun, teşekkür ederim.
6. Anne: Raporunu okudum, Müdür Bey'le de görüştüm. Konuşma sorunu var, bacakları da...
5. Anne: Evet konuşamıyor. Anne bile diyemiyor. Bacakları da...
6. Anne: Biliyorsunuz burası özel eğitim okulu. Sevgi'nin konuşup yürüyebilmesi için tüm eğitim olanaklarından yararlanmaya çalışacağız. Sevgi'yi alayım ben...
4. Anne: Sevgi... Sevgi... Küçük kurbağa küçük kurbağa...
6. Anne: Süpürgeyi çalıştırmayacaksın değil mi? Biraz sohbet etsin anneler...
4. Anne: Tamam... Biraz toz alırım, olur.
5. Anne: Ders ne kadar sürüyor?
4. Anne: 45 dakika, bir saat...
3. Anne: Canım, çocuğun durumuna göre değişiyor...
2. Anne: Benim çocuklarım tam saat ders görüyorlar, eksiksiz.
5. Anne: Kaç çocuğun geliyor buraya?
2. Anne: Dört... Zihinsel gelişim eksiklikleri var... Derslerini eksiksiz takip ettirmeye çalışıyoruz yıllardır... Koca delikanlı oldu her biri... Bir de okumayı tam sökebilseler... Bir de... Neyse... Off... Senin kızında gelişme var ama...
3. Anne: Aslında her işini kendisi yapabilecek seviyeye geldi fakat, bir anne olarak ben sakınıyorum. Biliyorsunuz kızımın ani refleksleri var. Düşüyor, kafasını bir yere çarpıyor, dirseğini, dizini yaralıyor. Geçen gün otobüste, önünde oturan adama sürekli tekme attı. Elimde paketler vardı, kontrol edemedim. Adam Çocuğuna bir şey de diyor. Ne diyeyim! Çocuğumun rahatsızlığını anlattım. Refleks bu, istem dışı hareketler dedim; adam dinlemedi bile, homurdanıp durdu. Çocuğun morali bozuldu... İnsanlar da bilinçsiz. Toplumu bu konuda eğitmeli, televizyonlarda programlar yapılmalı, broşürler dağıtılmalı. Ne de olsa on kişiden birinin engelli olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
1. Anne: Ayy... İnsanın içi yanıyor valla... İyiki oğlumu buraya getiriyorum. Eğitim alıyor, ne güzel... Yoksa mahallede yapmadığı kötülük kalmazdı... Kendiliğinden değil ha! Yönlendirilerek başkaları tarafından... Bizim evin yukarıya doğru mezarlık var. Bayramda mezar ziyaretine gelenlerden biri, oğlumun eline kocaman bir taş verip Git bu taşı şu adamın kafasına vur dedi. Ben gözlerimle gördüm. Adamı bir payladım Oğlumu katil yapacaksın ha, utanmaz rezil herif dedim, Asıl katil sensin, cani ruhlu, acımasız adam dedim. Arkasına bakmadan nasıl kaçıyor. Güya, mezarlığa dua etmeye gelmiş... Ayy... İnsan insanlığından utanır ya...
5. Anne: İnsanlık dedin de... Ben de bir şey anlatayım. Bizim köyde işitme ve görme engelli 40 yaşlarında bir adam var. Af edersiniz, adamı bir yük hayvanı olarak kullanıyorlar. Gözü görmüyor, derdini de anlatamıyor ya... İşi olan elinden tutup çekeliyor adamı. Sırtına vuruyorlar yükü... Odun, kömür... İnşaatı olan çimento, biriket taşıttırıyor. Yazık!... Bir de kadın var, af edersiniz ahırda hayvanlarla kalıyor. Ailesi eve almıyor. Ahırda, soğukta... Ne yediği, ne içtiği belli belli değil. Devletin böyle insanlara sahip çıkması gerekiyor. İnsanların içindeki sevgi tohumları geliştirilmeli. Sevgi olmadan hiçbir şey olmaz...
4. Anne: (Elinde toz bezi ile şarkı söyleyerek gelir) "Sevgisiz yaşam olmaz, sevgisiz insan olmaz, sevgisiz... Ne bileyim, hiçbir şey olmaz" Ne oldu? Sizin çocukların dersi de devam ediyor galiba! Sevgi belki birazdan çıkar dersten. İlk günü ya!... (Şarkı söyleyerek toz alır)
6. Anne: (Sevgi kucağında gelir. Kucağından indirir, iki elinden tutarak yürümesi için yardımcı olur) Biz Sevgi ile çok güzel oyunlar oynadık, öyle değil mi Sevgi?
Sevgi: Ann..
4. Anne: Anne dedi Anne dedi... Sevgi, canım benim...
Anneler: Anne dedi... Evet, dedi dedi... (Anneler sevinçle birbirlerine sarılırlar)
1. Anne: Ayy... Ne güzel, ne büyük mutluluk! (4. Anne şarkıya devam eder, diğer anneler de şarkıya eşlik ederler)
Fahri Bozbaş