09 Nisan 2007 00:00
SANSÜRE HAYIR!
Büyük medya içinde anılmayan gazetelerin kapatılması konusunda alışılagelmiş bir suskunluk var
Dikensiz gül bahçesi yaratmaya çalışıyorlar
Aydın Engin*
Yasaklamalarla, medyaya yönelik yasaklamalarla hiçbir sonuca varılamayacağını, var olan iktidarın ve iktidarın dizginlerini elinde tutan güçlerin anlamadığı, anlamayacağı anlaşılıyor. Bu koşullarda demokratik yöntemleri terk ederek başka yönlere ve başka yöntemlere bir zorlama yapıldığını düşünüyorum. Bu tuzağa düşülmemesi gerektiğine inanıyorum.
Basın dünyasında, Gündem gazetesinin kapatılması karşısındaki bu görmezden gelme için şunu söyleyebilirim: Bu bir ilk değil, alıştığımız bir tutum. Büyük medya içinde anılmayan gazetelerin kapatılması ya da onların yaptığı gazeteciliklerin aktarılması konusunda, alışılagelmiş bir suskunluk var. Noktanın yaptığı Andıç haberi de aynı çerçevede değerlendirilmeli. Bunları yok sayarak dikensiz bir gül bahçesi yaratmaya çalışıyorlar kendilerine.
* (Gazeteci)
Türkiye korkularından kurtulmalı
Zülküf Karatekin (Diyarbakır Kayapınar Belediye Başkanı): Kuşkusuz bu Tükiyede gerçek demokrasinin hâlâ oturmadığı, fikir ve düşünce özgürlüğünün Avrupa normlarına getirilmediği görülüyor. Düşünce ve ifade özgürlüğü üzerindeki antidemokratik uygulamalara devam ediyor. Muhalif basın, tehdit ve baskılarla engelleniyor. Bir basın kuruluşunun düşüncesi ne olursa olsun gazete yayınının durdurulması... Üstelik mahkeme kararı olmadan, direk savcılık kararıyla...
Kürt muhalif basınına yönelik ciddi bir tehdit var; kapatmalar, açılan davalar oldu. Türkiyede evrensel hukuk normları üzerinde ciddi baskılar var. Düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı bir ülkede demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerden bahsedilemez. Toplumun doğru haber alması için hiçbir basın kuruluşu bu şekilde cezalandırılmamalı. Türkiyenin bu tutumu ortamı gerginleştirmekte, sıkıntı yaratmakta. Türkiyenin gerçekten korku ve fobilerinden kurtulması gerekiyor. Herkesin özgürce düşüncesini ifade ettiği bir ülke olmalı Türkiye.
Bugün sadece basına yönelik değil yapılan baskılar. Kürt muhalefetinin tamamına yönelik bir baskı söz konusu. DTP il, ilçe başkanlıklarının neredeyse tümü basıldı. İl başkanları, yöneticileri tutuklandı. Öte yandan DTP belediyelerine yönelik ciddi baskılar söz konusu. Hukuka uygun olmayan bir konsept söz konusu. Gerek belediye başkanları, gerek muhalif olan kurumlara yönelik ciddi baskılar söz konusu. Bu tür antidemokratik uygumlalar Türkiyeye zarar verir. Türkiyenin önünü kapatır. Uluslararası arenada sicilini etkileyecektir bu. Türkiyede herkesin akıl yoluyla hareket etmesi gerekiyor, başka türlüsü ülkeye zarar verir.
Baskılar bizi kaygılandırıyor
Hüseyin Kalkan (Batman Belediye Başkanı): Avrupa yolunda kendisine hedef belirleyen Türkiyede özgür basına yönelik saldırılar var. Türkiyede farklı halklar var. Kürtler kendilerini ifade ederken basın-yayın organları kapatılıyor, haber alma özgürlükleri engelleniyor. Bunun hiçbir haklı yanı görülemez. Biz bu anlayışı yargılıyoruz. Ülkenin gidişatı kötü. Hukuk askıya alınmış, 90lardaki gibi uygulamalar hayata geçiriliyor. Muhalif kesime yönelik baskı bizi kaygılandırıyor. Cumhurbaşkanı seçimi öncesi yapılan bir hamle olarak da değerlendirilebilir bu. Umarız sistemli bir yaklaşım gelişmez. Eğer bu baskılar sistemli bir uygulamaya dönüşürse, ülke kötü bir sürece girecektir.
Dönem dönem yapılan saldırıların sistemli bir politikaya dönüşmemesi tek beklentimiz. Bizler DTPli belediyeler olarak aynı sıkıntıları yaşıyoruz. Açılan davaların yanı sıra ekonomik anlamda muhalif belediyeler, bölge illerindeki belediyeler kıskaç altında. Ekonomik sıkıntı var. Ekonomik anlamdaki baskılar artmış durumda. Kente yönelik hizmette bizi sıkıntıya sokuyor bu tutum. Halka hizmet sunamaz duruma geldik. Hükümetin en çok sıkıntı yaşayan belediyelere destek vermesi gerekirken yapılan normal yardımlar engelleniyor. Duyarlı kamuoyundan bu anlamda destek bekliyoruz.