12 Nisan 2007 00:00
İşçiler özelleştirme değil güvence istiyor
TEKEL işçileri, kamu sözleşmelerinde fabrikalarının özelleştirme kapsamından çıkartılmasını ve iş güvencesinin sağlanmasını istiyor.
TEKEL işçileri, kamu sözleşmelerinde fabrikalarının özelleştirme kapsamından çıkartılmasını ve iş güvencesinin sağlanmasını istiyor.
Kamu sözleşmelerinde sendikalar özelleştirmelerden, ücretlere kadar isteklerini tek tek sıralarken hükümet memura verdiği yüzde 5 artı 5 teklifini sunmaya hazırlanıyor.
TEKELin özelleştirme kapsamından çıkartılmasını isteyen TEKEL işçisi Hasan Ak, saat ücretlerinin yükseltilmesini, sosyal yardımların artırılmasını ve zorunlu emekliliğin kaldırılmasını istedi. Sendikacıların işçilerin talepleri doğrultusunda ısrarcı olmasını isteyen Ak, TEKELin de rekabet gücünün azaldığını, sigara tekellerinin pazarı ele geçirdiğini kaydetti.
Önceden işçilerin çok kolay bir şekilde şalteri indirebildiklerini belirten Ak, artık iş güvencelerinin olmadığını, hükümetin bir taraftan emeklilik yaşını 65e yükselttiğini bir taraftan da 40-45 yaşındaki TEKEL işçilerini zorunlu emekliliğe ittiğini söyledi.
Kambur değiliz
Hükümet olan partilerin kamuda çalışan işçileri kambur olarak gördüğünü, aldıkları ücretlerin yük olarak gösterildiğini belirten Hayrullah Usta, Türkiyede asgari ücret 403 YTL. Türkiyede yoksulluk sınırı 2 bin YTL. Açlık sınırı 800 YTL. Ben zaten açlık sınırındayım. Başbakan çıkıp televizyonlarda kamu çiftlik, çalışmadan ücret alıyorlar diyorlar. Biz 1998den bu yana zam almıyoruz. 9 yıldır fedakarlık yapıyoruz diye konuştu. Türkiyedeki sendikaların işçilerin sorunlarına sahip çıkmadıklarını kaydeden Usta, Bakın mesela Türk-İş Başkanı Salih Kılıç özelleştirmeler konusunda hiç ses çıkartmıyor. Özelleştirme deyince Türkiyede iki şey oluyor biri peşkeş diğeri işçi kıyımı diye konuştu.
İşçi kaderine razı olmamalı
İstanbulda yaşayan işçiler için 800 YTLnin çok büyük bir para olmadığını belirten Hasan İrem ise yaşam koşulları düşünülerek bir ücret talebinde bulunulmasını istedi. İrem, yüzde 2.5 zam verildiğini, her iki üç ayda bir vergiye girdiklerinin ve ceplerinden yüzde 15in vergi olarak kesildiğini kaydetti.
İşçilerin iş güvencesi olmaması nedeniyle söz haklarının olmadığını belirten Akın Kaptan, işçilerin ve memurların kaderlerine razı olduklarını, sendikacıların hükümetler ne verirlerse ona razı olduklarını ifade etti.
İşçilerin meydanlarda seslerini çıkartamadıklarını çünkü fişlendiklerini belirten Kaptan, Benim 9 yaşında oğlum var. Özelleştirme karşıtı bütün mitinglere götürüyordum. Orada TEKEL satılmaz, Özelleştirmeye hayır sloganlarını atıyorduk. Onu bir kez maça götürdüm. Maçta bağırıyor Özelleştirmeye hayır, TEKEL satılamaz diye. Oğlum nereden çıkarttın dediğimde, kalabalık var onlar bağırsa daha etkili olmaz mı diyor. Tabii daha çok işçi bir araya gelerek sesini yükseltmeli diye konuştu. (İstanbul/EVRENSEL)
Sendikalar birleşmeli
Tek Gıda-İş 8 Nolu Şube Başkanı Dursun Şahin Yılmaz, sermayenin küreselleştiğini, buna rağmen sendikaların hâlâ ayrımcılık yaptığını, kendilerini siyasi partilerin arka bahçesi olarak yapılandırdığını kaydetti. İşçilere yapılan saldırıların durdurulması, özelleştirmelerin önüne geçilmesi, sosyal devlet yapısına yönelik saldırıların engellenmesi için sendikaların birleşmesi gerektiğini belirten Yılmaz, Türkiyeye üç konfederasyon lükstür. Birilerinin koltuğundan fedakarlık yapıp birleşmenin sağlanması gerekiyor. Bana göre sadece Türkiyede değil dünyadaki sendikal hareket birleşmelidir. Emek mutlaka tek çatıda tek ses tek yumruk olmak zorundadır diye konuştu.
Gökhan Durmuş