12 Nisan 2007 00:00

ÖZGÜRLÜKLER

Türkiye yargısı dese ki:- “Avrupa Konseyi’nin 1950’den beri üyesidir Türkiye. Üye ülkeler, 1949 tarihli Konsey Şartı’nın 3. maddesiyle yurttaşlarının insan haklarını hukukun üstünlüğü ilkesi uyarınca garanti altına almışlardır.

Paylaş

Türkiye yargısı dese ki:
- “Avrupa Konseyi’nin 1950’den beri üyesidir Türkiye. Üye ülkeler, 1949 tarihli Konsey Şartı’nın 3. maddesiyle yurttaşlarının insan haklarını hukukun üstünlüğü ilkesi uyarınca garanti altına almışlardır. Bu madde ile üye ülkeler taahhütte bulunmaktadır. Türkiye, Avrupa Konseyi’nin hazırladığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1954 yılından beri tarafıdır. Bu Sözleşmenin 10. maddesi ifade özgürlüğünü düzenler. Türkiye Anayasası’nın 90. maddesi de insan haklarıyla ilgili sözleşmelerin yasa hükmünde olduğunu, sözleşme ile yasa hükmü çelişirse sözleşmelerin uygulanacağına amirdir. Belirtilen durumda, ifade özgürlüğü ile ilgili davalarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatları doğrultusunda değerlendirme yapılacaktır.”
Böyle bir değerlendirme, doğal ki herkesi sevindirir. Haklar ve özgürlükler yargısal koruma altında olacağı için sevindirir.
Peki, tekil örnekleri bir tarafa bırakalım. Yargı gücünün genel karakterinin bu şekilde olması için gerekli olan nedir?
Yargı gücünün bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesine göre yapılandırılmış olmasıdır.
Sorunun cevabı budur.
Ancak yapısal olarak bağımsızlık ve tarafsızlık ilkelerine dayanan bir yargı, hukukun üstünlüğü ilkesini yaşama geçirebilir. Hukukun üstünlüğü ilkesi geçerli değilse, orada demokrasiden de söz edilemez.
Yarım asırdan fazla bir süre, Türk Ceza Kanunu’nun 141, 142, 312, 159. maddeleri uygulandı. Yüzlerce yazar, gazeteci, sanatçı, bilim insanı ve fikrini açıklayan yurttaşlar cezaevlerine gönderildiler.
Yargı gücü, yasama ve yürütme pratiklerine paralel tutum takındı.
Tek güç oluştu.
Tek bir ideolojik ve siyasi düşünce egemen oldu devletin bütün birimlerine. Onun yönlendiriciliği altında gelişti her şey. Başka bir izah tarzı yok.
Olağan dönemde de olağanüstü dönemlerde de yargı gücü, yürütme ve yasama tasarruflarıyla paralel tutum takınıyorsa, orada demokrasiden, orada hukuk devletinden iz yok demektir.
Bu durum, Ceza Kanunu bakımından ‘memur’ durumunda olan yargıcın, yargı pratiğinde de ‘memurlaşması’ sonucunu doğurur.
Bu ise yurttaşların hakları ve özgürlükleri için asıl tehlikedir.
Türkiye cezaevleri yine dolmaya başladı. Benimsenmeyen düşünce sahipleri cezalandırılıyor birer birer.
İki gün önce Bianet’te Erol Önderoğlu’nun “Basın Konseyi: Hapisteki 20 Kişiyle İlgiliyiz” başlıklı yazısında geçiyordu adları. Basın Konseyi tarafından gazetecilik faaliyetleri bakımından ilgi alanında tutulan ve hapiste olan 20 gazetecinin adları şöyle:
Barış Açıkel, Cem Şahin, Cengiz Kara, Deniz Bakır, Enver Özkartal, Eylem İğraş, Füsun Erdoğan, Hasan Coşar, Hatice Duman, İbrahim Çiçek, Mahmut Bozdağ, Mustafa Gök, Mustafa Naci Toper, Nurettin Temel, Özge Kelekçi, Sedat Şenoğlu, Selahattin Sumeli, Serdal Işık, Sinan Gerçek, Ziya Ulusoy.
Basın Konseyi’nin ‘gazeteci sıfatlı kişilerden’ olmadığı görüşüyle ilgi alanı dışında tuttuğu “fikir suçluları!?” da var. On kişi onlar da. Adları şöyle: Emin Orhan, Erol Zavar, Halil Dinç, Cengiz Eryiğit, Hikmet Kale, Hüseyin Bolat, Mehmet Akpolat, Mehmet Sait Yıldırım, Necati Çağlı, Süleyman Altun.
Yukarıda yer alan liste, gazeteci/gazetecilik faaliyetleriyle tutuklu/hükümlü insanların listesi. Bir de fikirlerini mitinglerde, kahvelerde, işyerlerinde, siyasi faaliyetlerinde söylediği için tutuklananlar var. Örneğin DTP operasyonlarında gözaltına alınan ve tutuklananların neredeyse tümü, benimsenmeyen düşünce sahipleri olduğu için gözaltına alındılar ya da tutuklandılar.
Türkiye yargısı dese ki:
- “Hukukun üstünlüğü ilkesini uygulayacağız. Fikir hürriyeti hukukun koruması altındadır. Fikirleri nedeniyle kimseye ceza verilemez. Toplumu sarsmış olsa bile... Büyük çoğunluk o fikirleri paylaşmasa ve tepki gösterse bile, o fikirler ve fikir sahipleri hukukun koruması altındadır.”
Yargı, böyle bir tutum alsa…
Alabilse…
Nasıl olur?
Hüsnü Öndül
ÖNCEKİ HABER

Eğitim Sen güneşi

SONRAKİ HABER

Gecekonducu endişeli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...