14 Nisan 2007 00:00
Sahte ilaç hastalıktan beter
Dünyanın önde gelen ilaç şirketleri milyarlarca dolarlık sahte ilaç ticaretine göz yummakla suçlanıyor.
Dünyanın önde gelen ilaç şirketleri milyarlarca dolarlık sahte ilaç ticaretine göz yummakla suçlanıyor. Bu sahte ilaçlar nedeniyle, birçok gelişmekte olan ülkedeki çocuklar arasında sıtma hastalığına bağlı ölümlerin yayıldığına dikkat çekiliyor. Hükümetler konuya duyarsız kalırken; ilaç şirketleri ise, satışlarında düşüş olmasından endişe ettikleri için konunun üstünü örtüyor.
Sıtma yeniden canlandı
Sorunun en açıkça su yüzüne çıktığı yer, sıtma hastalığıyla mücadele edilen Afrika ülkeleri. Dünyanın önde gelen sıtma uzmanlarından, Oxford Üniversitesinden Prof. Nick White, sahte sıtma ilaçlarının yol açtığı felaketi şöyle tanımlıyor: Her yıl 1 milyondan fazla ölümün meydana geldiğini tahmin ediyoruz ki bu, her gün 7 jumbo jet uçağının düşmesine denktir. Ayrıca, ölenlerin yüzde 90ı çocuklar.
Prof. Whitea göre, uygun ilaçlarla kolaylıkla tedavi edilen sıtmanın, son 30 yıl içinde Afrikadaki çocuk ölümlerinin en büyük sebebi haline gelmesinin başlıca nedeni, bu sahte ilaçlar.
Sahte ilaçların bazıları hiçbir ilaç maddesi içermiyor. Bazıları ise, az miktarda ilaç maddesi içeriyor ki, esas tehlikeli olan da bunlar. Çünkü, böylece sıtmaya yol açan parazitler, ilaç maddesine karşı bağışıklık kazanıyor; parazitler adeta sıtma ilacına karşı aşılanıyor! Durum öyle bir noktaya geldi ki, sıtma hastalığı karşısında etkili olan yalnızca bir ilaç kaldı: artemisinin. Fakat bu ilacın da sahteleri yapılıyor. Prof. Whiteın belirttiğine göre, eğer sıtma paraziti bu ilaca karşı da bağışıklık kazanırsa bu, sıtma hastalığının kontrol altına alınması çabalarına büyük bir darbe vuracak.
Nijeryalı kurbanlar
Business Channelda yayınlanan belgeselde konuşan Nijerya ilaç yardımı kampanyası düzenleyicisi Dr. Dora Akunyili, sahte ilaç piyasasını, kitlesel katliam olarak niteliyor: Sahte ilaç kaçakçılığı ve ona eşlik eden sessizlik, sıtmanın dirilmesine sebep oldu... Şirketler sessiz kaldı. Düzenleyicilere para verildi ve herkes aciz kaldı. İlaç kalpazanları bu ülkede ve birçok gelişmekte olan ülkede neredeyse 30 yıldır engellenmeden faaliyet gösterdi. Dr. Akunyili, eğer ilaç şirketleri zamanında bu soruna müdahale etmiş olsaydı, Nijeryada ilaç kalpazanlarının teşvik edilmiş olmayacağını ve sahte ilaçların bu kadar yaygınlaşmayacağını da sözlerine ekledi.
Nijeryanın güneyindeki Calabar Üniversite Hastanesinde görev yapan Dr. Martin Meremikwu, sahte ilaçlar kullandıktan sonra durumu kötüleşince hastaneye getirilen çocuklar için genellikle çok geç kalındığını anlatıyor. Sıtmanın aslında kolayca tedavi edilebilen bir hastalık olduğunun altını çizen doktor, ölümlerin esas sebebinin yanlış veya etkisiz ilaç kullanımı olduğunu vurguluyor: Çocuklarda, özellikle küçük çocuklarda, hafif bir hastalığın ağır bir hastalığa dönüşmesi arasındaki süre 8, 12 veya 24 saat gibi kısadır. Yani burada zamanın çok büyük önemi var. İyi bir ilacı kullanmadan önce başka bir ilaç kullanmayı göze alamazsınız. Bunu yapamazsınız. Çünkü o kadar vaktiniz yoktur.
Dünya çapında yaygın
Tahminlere göre, dünya çapındaki sahte ilaç piyasasının yıllık hacmi 40 milyar doları buluyor. Bazı Afrika ve Asya ülkelerindeki ilaçların yüzde 50 ila yüzde 90ı sahte.
Buna rağmen, ilaç şirketleri sorunla yüzleşmeye yanaşmıyor. GlaxoSmithKline adlı İngiliz ilaç şirketinin eski güvenlik sorumlusu Graham Satchwell, Ancak cesur olan şirket, bir sorunları olduğunu söyleyebilir diyerek, ilaç tekellerinin satışlarının düşmesinden endişe ettiklerini belirtiyor.
Rekabet halindeki şirketlerin sorunu görmezden geldiklerini örneklerle anlatan Satchwellın itiraflarının daha korkuncu, şirketlerin ülkeler arasında ayrımcılık yapması. Bu alanın en güvenilir kurumu olarak gösterilen Eczacılık Güvenlik Enstitüsünün yayınladığı sayılar bile, ABDdeki sahte ilaç vakalarını yansıtırken, örneğin Çin veya Afrikadaki vakalara işaret etmiyor. Üstelik, Çin ve Afrikada her yıl onbinlerce kişinin sahte ilaçlar nedeniyle hayatını kaybettiği kanıtlarla ortadayken! (DIŞ HABERLER)
Her yıl 200 bin kurban