15 Nisan 2007 00:00
akla gelen dile
dile gelen ele gelir!
Daha çok, Ferrariye tüp taktırmaya girişince ilgi gösterilen Türkiyenin mucitleri, NTVnin 16 Nisanda başlayacak Türk Mucit yarışmasıyla görücüye çıkacaklar.
Daha çok, Ferrariye tüp taktırmaya girişince ilgi gösterilen Türkiyenin mucitleri, NTVnin 16 Nisanda başlayacak Türk Mucit yarışmasıyla görücüye çıkacaklar.
Her icat bir ihtiyaçtan doğsa da ihtiyaçları bitmeyen ülke şartlarında mucit olmak, bir şey icat etmek zor. Hadi edildi diyelim, icadı tanıtabilmenin olanakları sınırlı. Patent deseniz; çoğu dar gelirli olan mucitler için oldukça pahalı. Boşuna kafa yoruyorsun, bundan bir şey çıkmaz türünden yakın çevre yorumlarına ise hiç girmeyelim. İşte tüm bu sebeplerden, şartlarını zorlayarak ülkenin ilk icat yarışmasına katılmak için Beşiktaş Mustafa Kemal Kültür Merkezine gelen 100 civarındaki mucidin yüzü asık. Aralarında Prof. Celal Şengörün de olduğu jürinin, bu icat değil, geliştirme diyerek elediklerinin sayısı arttıkça, umutlar daha da kırılıyor.
Hemen hemen hepsi o kıran döken, yaramaz çocuklardanmış. Radyo nasıl çalışıyor merak eden, biyoloji dersinde kurbağa kesmekten çekinmeyen, büyüdükçe ilgi alanları genişleyen, tonlarca ağırlıkta metaller uçuyorsa, insan neden uçamasın diye sormaya başlayanlardan. Eğitim sistemi ve maddi şartlar izin verse, kim bilir neler ortaya çıkarırlarmış; olmamış. Çoğu alaylı olan mucitler de içlerindeki merak duygusunu kendi meslek alanları için kullanmışlar.
Duşa kabinci Şakir Necmioğlu, emsallerinden çok daha ucuz duşa kabin geliştirirken ayakkabılarını mevcut portmantoya sığdırmakta zorlanan yarışmanın sayılı kadın mucitlerinden Müge Selçuk, merdivenli portmanto ile bu dertten kurtulmuş. Erke şirketinin o gizemli dönergecini 79da bulduğunu söyleyen Abdülmelik Ceylan, kışın güneş enerjisi satmakta zorlanınca, kazan baca sistemi icat etmiş. İşte o icat ya da geliştirmelerden birkaç örnek.
Beleşçiyiz
76 yaşındaki Zeki Akpınarla, havayla çalıştırılan jeneratör projesi geliştiren 27 yaşındaki Tuncay Köroğlu, enerji kaynaklarının kullanımı konulu hararetli bir tartışma sürdürüyorlar. Elektrikçi Zeki Akpınar, maket üzerinde açıklamalar yaptığı buluşu için olimpiyatlardan esinlenmiş. Olimpiyat açılışını izlerken baktım, bir adamı arkasına füze takıp dört dakika uçurdular. Ben de füze yerine o adamı, kanat takıp uçuruyorum... Maddi şartlar nedeniyle hayata geçirememiş ama Akpınar, buluşunun uygulanabilir olacağından emin.
Sürekli bir şeyler düşünüyorum diyen Akpınar, şu sıralar enerji meselesine kafa yoruyor. Su kaynaklarımız, rüzgar, güneş var ama bu enerjileri kullanamıyoruz. Amerikan köylüsüne gidin; evinin önünde rüzgar pervanesi var, elektriğini oradan elde ediyor. Türkiyede alışmışız, nerede jeneratör satılıyor, gidip alıyoruz. Yaratıcılık yok. Neden? İlim eksikliği var? Eskiden halkevleri vardı; yaratıcılık geliştirilirdi. Şimdi o sistem öldü. Tüketiciyiz biz. Beleşçiyiz...
Kapağa zarar vermeyen açacak
Bursa Özel Final Okulları öğrencileri, öğretmen ve aileleriyle geldiklerinden elemelerin en kalabalık grubunu oluşturuyorlar. 17 yaşındaki Anıl Hayat, evde perde takma işi genelde kendisine kalınca, üç yıl önce yüksek bir bağlantıya ihtiyaç duymadan perde takmayı sağlayan bir buluş ortaya çıkarmış. Aynı okuldan 16 yaşındaki Selin Acar da mantar ya da plastik şişe kapaklarını zarar vermeden açan icadıyla Türkiyeyi Japonyada temsil etmiş. Plastik kapakları ve mantar kapakları ya tirbuşonla ya da keserek açıyoruz. Kestiğimizde de bir daha kullanamıyoruz. Şişelerin ağızlarına ise ya naylon bağlıyoruz ya da jelatinliyoruz. Ama hava alıyor ve şişenin içindekiler kısa sürede bozuluyor. Onun için biz de kapağa zarar vermeyecek bir açacak yaptık...
Buluşlar sahipsiz
Emekli coğrafya öğretmeni Nihat Dünek, yarışma için Çanakkaleden gelmiş. 7 yıl önce, öğretmen arkadaşlarıyla öğrencileri ezber sisteminden kurtaracak bir araç geliştirme konusunda iddiaya girince, dünyanın hareketlerini ve mevsimlerin oluşumunu açıklayan bu elektro-mekanik ders aracı çıkmış ortaya.
Aynı yıl patent almış. Milli Eğitim Talim Terbiye Kurulundan da uygundur onayı... Ancak Ders Araçları Yapım Merkezleri destek vermemiş. Zaten devletin destek mekanizması yok. Buluşlar sahipsiz, buluşları yapanlar da buluşlarıyla mezara giden insanlar oluyorlar diyor. Daha 40 projesi olan Dünek, ezberci sistemi bozacak projeler geliştirmeye inatla devam edeceğini söylüyor.
Soba dumanından sıcak su
Yarışma için Sakaryadan gelen Aldülmelik Ceylan, geçtiğimiz yıl öğretmenlikten emekli olunca güneş enerjisi sistemleri satış ve montaj işine girmiş. Kış aylarında güneş enerjisi satmakta zorlanınca, kışın bunu nasıl satarım diye düşünmeye başlamış. Maketini de hazırladığı kazan baca buluşu, bu düşünmelerin sonucunda ortaya çıkmış.
Bu sistem, evde yakılan sobanın bacadan çıkan sıcak dumanını sıcak suya çevirerek güneş enerjisiyle entegre yapıyor. Güneş olsun olmasın; sobanız yanıyorsa, evinizde sıcak suyunuz hazırdır diyen Ceylan, kazan baca sistemini kendi evinde hayata geçirmiş bile.
Ceylanın buluşları bununla sınırlı değil. Örneğin Erke şirketinin meşhur dönergeçini ta 79larda icat ettiğini, ancak yeterli desteği alamadığı için geliştiremediğini söylüyor. Dönergeç, yerin çekim kuvvetini enerjiye çevireceğini iddia ediyor. Ben de inanıyorum. Akla gelen dile gelir, dile gelen ele gelir diye bir söz var. Eğer insanoğlu bunu düşünebilmişse, demek ki bir gün amacına ulaşacaktır.
Ve diğerleri...
32 yaşındaki Kemal Sıvacı, elektronik teknisyeni. Baz istasyonlarından yayılan elektromanyetik radyasyonu kesen ve o radyasyonu elektrik akımına çeviren cep telefonu kapağı buluşunu göstermek üzere, Ağrı Doğubeyazıttan gelmiş. 450 buluşu olduğunu belirten Sıvacı, Maddi desteği bırakın, Türkiyede mucitlerin şevkleri kırılıyor. Çevremiz, önümüzü açacağına Bu ne işe yarar ki deyip küçümsüyor diyor.
Yarışma için Çorludan gelen Fedai Zehir, salondaki bir dokun bin ah işit mucitlerden. Normal bir aracın yaktığı benzinin yüzde 20sini kullanarak aynı mesafeyi almasını sağlayan icadını pratiğe geçirmek için 100 bin YTLye ihtiyacı olduğunu söyleyen 28 yaşındaki Zehir, bir tekstil fabrikasında makine operatörü olarak çalışıyor. Çocukluğumdan beri uğraşırım ama ne ailemden ne çevremden destek gördüm. Yarışmaya geldim, çünkü ümitsizim. Devlet hiçbir destek sağlamıyor. Amerikan filmlerinde Superman vardır; dünyayı kurtarır ama dünyayı kurtaracak olan mucitler, Einstein gibi beyinler.
Serpil İlgün