16 Nisan 2007 00:00

Zambiya’nın açlıkla savaşı

Manalula Muhau ile anne ve babası AIDS’ten ölen 7-8 yaşlarındaki üç kuzeni yalpalayan oyma kanoyla okula giderken, sahip oldukları tek şey günlük lapadan paylarına düşeni almaya yarayan delik kaseleriydi.

Paylaş

Manalula Muhau ile anne ve babası AIDS’ten ölen 7-8 yaşlarındaki üç kuzeni yalpalayan oyma kanoyla okula giderken, sahip oldukları tek şey günlük lapadan paylarına düşeni almaya yarayan delik kaseleriydi. Munalula, yoksullar okuluna bir teneke kase taşıyor ve tek güvendiği ise Dünya Gıda Programı’nın (WFP) sağladığı günlük yemek. Ancak önümüzdeki günlerde WFP’den gelen bu pay da tükenme riski altında ve AIDS ile telef olan 500 bin yoksul, açlığı daha da artıran ABD patentli ilaçlarla tedavi görüyor.
50 binden fazla Zambiyalıyı tedavi etmeye çalışan bir sağlık ekibinin şefi olan ABD’li doktor Jeffrey Stringer, “Bu işe bir nokta koymak mümkün değil. Bu, birçok hastanın ölümüne neden olur” ifadelerini kullanıyor. WFP, bu korkunç bir sonucun önüne geçmeyi umarak, geçen şubat bağış çağrısında bulunmuştu. WFP, bu çağrıyla başkent Lusaka’daki depolarda bulunan Zambiya’nın kendi mısırını almayı amaçlamıştı. Ama ABD yasaları bağışlanan tüm gıdanın; “ABD’de yetişmiş olmasını, Amerikan bayrağı taşıyan gemilere yüklenip ABD’lilerce taşınmasını” gerektiriyor. Bu süreç ise, 4 ila 6 ay sürüyor.
Ortalama ömür 38’e düştü
Zambiya’nın nüfusu 11 milyon. Bir milyondan fazla çocuk halen yetim çünkü çoğunun ailesi AIDS yüzünden yaşamını yitirmiş. Ortalama ömür 38’e kadar düştü ve pek çok yetişkin; hasta, çalışamıyor ve ailelerine bakamayacak durumda. ABD’den gelen AIDS ilaçları kullanan hastalar ve aileleri, Mongu kasabasındaki Lewanika hastanesinde kurulan bir gıda dağıtım noktasına her gün akın ediyorlar. Bu amansız hastalığa yakalananlardan biri de 6 çocuk annesi 32 yaşındaki Annie Mubita. Annie, gücünü geri kazandığını ve iştahının düzeldiğini söylüyor. Fakat, çocuklarının da HIV virüsü taşıdığını düşünmeden edemiyor. Ama çocukların, AIDS ilaçlarını kullanmaya başladıktan sonra daha çok açlık çekeceklerini bildiği için henüz test yaptırmamış.
Bir diğer AIDS hastası 12 yaşındaki yetim Kandundu Litia ise yiyeceğinin bitmesinden korkuyor. Ona ayrılan pay; yoksul üvey ailesinin ona bakmasına yardımcı oluyor. Günde 3 öğün yemek yemeye ancak gıda yardımının başlamasından sonra başlayabildi. Kısa saçı, halen kötü beslenenlerin saçlarının kırmızıya çalan rengini açığa vuruyor.
Kriz derin
Zambiya’daki Gıda Programı’na başkanlık eden David Stevenson, ülkede geçirdiği savaş ve kuraklık yıllarında dahi böyle bir kriz görmediğini söylüyor. 15 yıldır Zambiya’da görev yapan Stevenson, WFP’nin, nakit yapılan bağışlarla dahi ihtiyaç sahiplerine gıdayı, ancak bir ayda temin edebileceğini ifade ediyor. Michigan Üniversitesi’nin araştırmasına göre son yıllarda Dünya Gıda Programı; Zambiya, Kenya ve Uganda için bu ülkelerde üretilen mısırı satın alarak yüzde 75 daha fazla gıda sağladı. Zambiya’nın çatışma, hastalık ve ekonomik çöküntü ile yoğrulan bir bölgede, en azından kuraklık yılları dışında bir “tahıl deposu” haline gelmesi umudu var. Ana besin olan mısırın fiyatını artırmaktan korkan Dünya Gıda Programı, satın alma işlemini verimsiz yıllarda durduruyor. Onun yerine gıda ithal ediyor. Ama bol hasat yıllarında program, Zambiya mısırının “baş alıcısı” oluyor.
En önemli tedarikçilerinden biri ise Zambiya Gıda Rezervi Ajansı. Ajans, küçük ölçekli çiftçilere yardımcı olmak amacıyla gıdayı çiftçi kooperatiflerinden ve birliklerinden alıyor.
36 yaşındaki Cathrine Hangama gibi çiftçiler için az bir para büyük bir fark yaratabiliyor. Hangama, Nakandyoli’de kocasıyla birlikte küçük bir arazi üzerinde çalışıyor. Geçen yıl ilk defa fazla gelen mısırlarını, 50 kilosu 53 dolara sattı. Bu parayla sabun ve giysi alan aile, üç çocuğunu da okula gönderdi. Bu yıl daha çok mısır satmayı uman Hangama ailesi, “Eğer toprağı iyi süremezsek, çocuklarımızı okula gönderemeyiz” diye konuşuyor.
‘Toplum okulu’nda...
WFP’nin bu yılkı beklentisi; yarım milyon muhtaç kişiye dağıtılan gıda yardımını sağlayacak nakitin toplanması. Bu bağışların bir kısmı “toplum okulu”ndan beslenecek olan 135 bin çocuk için kullanılacak. Gönüllü olarak çalışan emekli öğretmen Beatrice Nyambe (64) yemek bitince; çocukların tarlalarda çalışmak zorunda olduğunu da belirtiyor.
Annesi AIDS’ten ölen Manalula da, okulun en iyi öğrencisi ve öğretmen olmak istiyor. Manalula ve diğer 50 çocuk, yemeklerini yerken, bazıları ise aç olmalarına rağmen kaselerine pek dokunmuyor. 6 yaşındaki Sisi Negenda, küçük saç örgüsünün altından utanarak, “Evde 3 yaşında bir kız kardeşim ve birkaç tane daha yetim var. Onlarla paylaşacağım.” Küçük kız, kaseyi sanki içinde kırılgan bir şey varmış gibi taşıyarak uzaklaşıyor...
(The New York Times’tan
kısaltarak çeviren Burak Ülker)
Celia W. Dugger
ÖNCEKİ HABER

Nijerya’da çatışmaların gölgesinde seçim

SONRAKİ HABER

Bir 27 Mart daha geçti…

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...