17 Nisan 2007 00:00
SANSÜRE HAYIR!
Sendikalar, demokrasi güçleri halkla bir araya gelerek güç birliği oluşturmalıdırlar. Ortak etkinlikler yapmalılar
Binali Tay*
Her şeyden önce hiçbir zaman basının susturulmaması gerektiğini düşürüyoruz. Özgür bir ülkede yaşıyorsak, halkın haber alma özgürlüğünün önüne geçilmemelidir. Sansürler olmamalı diye düşünüyoruz. Gündemin ve çalışanlarının üzerlerindeki baskıların kaldırılmasını istiyoruz. Biz; çalışanların, sendikaların sesini duyuran basının yasaklanmasını ise kesinlikle kabul etmiyoruz. Sendikalar, demokrasi güçleri halkla bir araya gelerek güç birliği oluşturmalıdırlar. Ortak etkinlikler yapmalılar. Bu yasakların önüne geçebilmek için ortak hareket etmeliyiz.
(*) Deri-İş Tuzla Şube Başkanı
Gündem çalışanları Büyükanıt hakkında suç duyurusunda bulunacak
Gündem gazetesi çalışanları, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt hakkında, gazetelerini hedef gösterdiği gerekçesi ile suç duyurusunda bulunacak.
Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yüksel Genç, yaptığı yazılı açıklamayla, Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıtın 12 Nisandaki konuşmasına dikkat çekti. Büyükanıtın yaptığı konuşmalarla gazetelerini hedef gösterdiğini belirten Genç, Büyükanıt hakkında bugün saat 11.00de İstanbul Sultanahmet Adliyesinde suç duyurusunda bulunacaklarını duyurdu.
Genç, Son günlerde ülkemizde basın özgürlüğü ilkelerine bağlı yayıncılık çalışması yapmanın oldukça güçleştiğini gösteren uygulamalarla sık sık karşılaşmaktayız. Son 2 ay içerisinde 5 kere değişik gazetelerin yayınının durdurulmuş olması bunun açık kanıtıdır. Her türlü baskıya rağmen yayınını sürdürmeye çalışan gazetemiz Gündem ve çalışanlarının en son Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıtın 12 Nisan 2007 tarihindeki basın toplantısında açık hedef haline getirilmesi basın özgürlüğü, bağımsız hukuk ilkeleri açısından talihsizliktir dedi.
Baskılar konuşturmamaya dönüştü
Nafi Maraş (BES İstanbul 3 Nolu Şube Başkanı): Türkiyedeki bu gelişmeler emek hareketine dönük saldırıların bir parçası. Bu alanda özellikle AB ile olan görüşme sürecinde gelinen duruşla beraber içe dönük saldırılar yoğunlaştı. Daha da kitleselleşen siyasi oluşumlara, basın yayın kuruluşlarına yönelik baskılar konuşturmamaya, tecrite dönüştü. Mümkün olduğu kadar bu dayanışmanın sağlanması, emek hareketinin, kitle örgütlerinin ve meslek odalarının ortak tutum olması gereken bir süreç. Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin olacağını düşünürsek bu baskıların daha genele yayılacağını düşünüyorum. Kürt sorunun çözümü için oluşan merkezin engellenmesine dönük bir hareket olarak değerlendiriyorum. Bu konuda açık tavır alınmalıdır.