17 Nisan 2007 00:00

KENT YAZILARI

Yapılan yasal düzenlemeler sonrasında, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından geçtiğimiz yıl ülkemizin 31 ilinde başlatılan 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı çalışmaları ile ilk kez il alanlarının tamamı planlamaya konu edilir hale geldi.

Paylaş

Yapılan yasal düzenlemeler sonrasında, Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından geçtiğimiz yıl ülkemizin 31 ilinde başlatılan 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı çalışmaları ile ilk kez il alanlarının tamamı planlamaya konu edilir hale geldi. Çevre ve Orman Bakanlığı’nın yanı sıra, bazı illerde İl Özel İdareleri tarafından, bazı illerde ise büyükşehir belediyeleri tarafından üstlenilen planlama çalışmaları, ilk kez üretiliyor olmalarından kaynaklanan eksikliklerin yanı sıra, planlama aşamasında yapılan hatalar ve verilen kararların yerindeliği açısından önümüzdeki aylarda uzun süre konuşulacak ve tartışılacak.
Çevre Düzeni Planı çalışmalarına ilişkin yetki tanımlamasının yer aldığı yasal düzenlemeler (Çevre Yasası ve İl Özel İdaresi Yasası) arasında var olan uyumsuzluk ve çelişkilerden kaynaklanan sorunlar, çok sayıda ilimizde tamamlanma aşamasına gelmiş olan planların ilk günden başlayarak tartışılmasına neden olacaktır. Bir yanda İl Genel Meclisleri’nin sahip olduğu yetki ile beğenmediği plan kararını boşa düşürme çabaları, diğer yanda üst ölçekli plan disiplinine alışamayan belediyelerin olası karşı duruşları ve direnişleri, Çevre Düzeni Planlarını ilk günden uygulama zorlukları olan planlar durumuna getirecek gibi görünüyor.
Hazırlanma sürecinde gerçekleştirilen yerel toplantılarla tartışmaya açılan, yerel yönetim birimlerinin, bölgesel yatırımcı kurum ve kuruluşların ve meslek odalarının katılımına yönelik çaba harcanan çevre düzeni planı çalışmalarının getirdiği başlıca yeniliklerden biri; kurumsal kararların, geliştirilen projelerin planlama kararına dönüştürülmesi ve planlanan alan içindeki olası etkilerinin saptanması. Planlama kararlarının üretilmesi aşamasında, kurumsal yatırım kararları arasında ve yatırım kararları ile koruma kararları arasında saptanan çelişkiler, kurulmaya çalışılan sistemin eksiklikleri bir yana, bölgesel ölçekte üst ölçekli planlama kararlarının ne derece önemli olduğunu net olarak ortaya koyuyordu.
Örneğin; bir kurumun nesli tehlikede olan kuşlar nedeniyle “yaban hayatı koruma sahası” olarak belirlediği ve kuşların varlığını sürdürebilmesi açısından var olan doğal ortamın korunması gereken bir alanda, ürün deseninde büyük değişikliğe neden olacak bir baraj ve sulama projesinin, alanın sahip olduğu özellikler dikkate alınmadan hazırlanmış olduğu, aynı alanı etkileyecek biçimde bölgesel hava limanı yapımı girişimlerin ısrarlı biçimde sürdürüldüğü, girişimde önemli bir yol kat edildiği, planlama öncesinde yapılan araştırmalar aşamasında ortaya çıkıyordu.
Çevre Düzeni Planı çalışmaları öncesinde yapılan kurumsal yatırım kararı araştırmaları ve bu kararların olası etkilerine ilişkin değerlendirmeler sonucunda; turizm amaçlı geliştirme kararları ile korunması gereken doğal değerler, sulak alanlar ve yaban hayatı koruma alanları arasında ciddi çelişkilerin var olduğu, organize sanayi bölgesi yer seçim kararlarının söz konusu alanın çevresindeki doğal ve kültürel değerlere yönelik yeterli değerlendirmeleri içermediği, olası etkilerin göz ardı edildiği de çok açık olarak ortaya çıkıyordu.
Ülkemizde kurumsal değerlendirmeler ve amaç farklılıkları, aynı alanın çok farklı biçimlerde algılanması sonucununda biri diğeriyle önemli çelişkiler içeren yatırım kararlarının üretilmesine neden oluyor. Ulaştırma Bakanlığı tarafından önemli bir ticaret limanı ve bütünleyen tesislerin hedeflendiği alanda, aynı anda Turizm Bakanlığı tarafından turizmin geliştirilmesi hedeflenirken, yakın çevrede Sanayi Bakanlığı’nca Organize Sanayi Bölgesi kararı geliştirilebilmekte, siyanür kullanıldığı için önemli tartışmalara neden olan altın madeni işletmeye açılabilmektedir. Bölge halkı ise birbiriyle çelişen kararlar arasında toprağa tutunmaya, tarımsal üretimle var olmaya çalışmaktadır.
Ortaya çıkan kurumsal karar çelişkileri, en basitinden kurumlar ve kurum çalışanları açısından uzun süren bir emeğin boşa gitmesi anlamını taşımaktadır. Tüm kurumsal kararların ve bu kararların olası etkilerinin bir arada değerlendirildiği bir üst ölçekli planlama çalışmasının günümüze kadar gerçekleştirilememiş olması ya da çelişkilerin farkına geç varılması, yatırımların ya da koruma kararlarının yargıda tartışılır duruma gelmesine, kimi zaman koruma kararı ile yatırım kararı arasında zor bir tercihin tartışılmasına neden olmaktadır. Örneğin; Allianoi antik yerleşmesi ile Yortanlı Barajı arasında düşülen çelişki, kurumların kendi kararlarını, koruma kararlarını da içeren bir planlama kararına bağlı olmaksızın vermesinden kaynaklanan bir sorundan, başka nedir ki?
Projeci kurumsal iletişimsizliğin ortadan kaldırılmasının tek yolu planlama.
Necati Uyar
ÖNCEKİ HABER

Hayat için etkinlikler yapıldı

SONRAKİ HABER

Gebze’de dayanışma yemeği

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...