22 Nisan 2007 00:00

Bankalar karanlık ilişkilerle çökertildi


Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, Türkiye’de 1998-2003 yılları arasındaki 5 yılda 21 bankanın battığını bildirerek, “o tarihlerde bankaların kredi kartı vermediği insanlara banka verildi” dedi.
Ertürk, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Elazığ Şubesi tarafından Elazığ Ticaret ve Sanayi Odasında düzenlenen, “Banka Krizleri ve TMSF’nin Çalışmaları” konulu toplantıda yaptığı konuşmada, 2000’li yılların başında yaşanan bankacılık krizinin Türkiye’ye ne kadar maliyete neden olduğu konusunda bilgi verdi. Bazılarının bu krizi ilahi felaket, kimisinin ise bir trafik kazası gibi algıladığını, oysa bunun çok bilinçli ve planlı bir senaryonun hayata geçirilmesi olduğunu savunan Ertürk, şöyle konuştu: “İşin sosyo politik tarafı da vardı. Bütün bu belalar politikacının eli değmeden meydana gelmezdi. Politikacı-bankacı, politikacı-iş adamı gibi kurulan karanlık ilişkiler sistemin çökmesine ve arkasında milyonlarca dolarlık enkaz bırakmasına neden oldu.
1998-2003 yılı arasında geçen 5 yıllık süre zarfından 21 banka battı. Bu batma bir ticari müessesenin batması gibi değil. Ticari müessese batarsa ticari hayattan çekilir ama bir bankanın batması öyle değil. Bunlar battığında önce fona devredildi. Yani bankanın sahibi değişti. Devletin bir müessesinin idaresine devredildi. Bu batma değil. Bu banka sahibinin topladığı borcunun devletin üstüne yıkılmasıdır.”
Karta izin yok bankaya var
Ertürk, bankaların nasıl bu duruma düştüğü konusunda da bilgi verirken, bir ticari kurum kurulmasıyla banka kurulmasının aynı şey olmadığını söyledi. Banka kurmak için devletten izin alınması gerektiğini bildiren Ertürk,
‘’Aklı, parası, cesareti olan herkesin banka kurması olmaz. Devletten izin almanız gerekir. Devlet izin vermezse banka kuramazsınız’’ dedi.
Ertürk, şöyle konuştu: ‘’O tarihte kredi kartı verilmeyen insanlara banka verildi. Şimdi çok gürültüsü çıkan bir bankanın sahibi o dönemde çok genç bir çocuk. Biz onun ailesine uzanınca çok büyük gürültü oldu. Karşımızda bir genç çocuk çıktı, işi yok, evi kira ne yapılım. Onun aile servetine gittik. (Aile serveti de maşallah yerinde duruyor ama çocuğun hiç bir şeyi yok). O çocuk 1994 krizinde batıyor ve bankalardan kredi istiyor. Hiç bir banka kredi vermiyor ona. O da bir arkadaşına diyor ki (bankalar bana kredi vermiyor ben gidip banka alacağım) ve gerçekten de gidip banka aldı. Kötü niyetli banka sahipleri istedikleri gibi bankalarını çalıştırdılar.’’
Türkiye’de batan son iki bankanın devletin temsilcileri varken battığını, her türlü gayrı meşru işin yapıldığını kaydeden Ertürk, bu durumun 10 yıl devam ettiğini söyledi. (Elazığ/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et