23 Nisan 2007 00:00

Elbise yaktıran çalışma yöntemi!

Etkin ve verimli çalışma yöntemleri olarak hayata geçirilen uygulamalar, işçileri nefes almadan çalışmaya zorluyor. Stresli ve yorucu çalışma koşulları, fiziksel ve psikolojik rahatsızlıkları da beraberinde getiriyor

Paylaş

Etkin ve verimli çalışma yöntemleri olarak hayata geçirilen uygulamalar, işçileri nefes almadan çalışmaya zorluyor. Stresli ve yorucu çalışma koşulları, fiziksel ve psikolojik rahatsızlıkları da beraberinde getiriyor. Türk Traktör işçisi için stres nedeni, “performans notunun düşeceği” kaygısı. Türk Traktör’ün isyan eden işçilerinden biri de Erol Serçeoğlu...
Erol Serçeoğlu 37 yaşında. Ankara’da Gazi Çiftlik’te kurulu bulunan, bin 50 kişinin çalıştığı, Türk Metal Sendikası’nın da örgütlü bulunduğu Türk Traktör Fabrikası’nda 10 yıldır çalışıyordu. 26 Mart 2007’de işine son verildi. Fabrikaya girişi yasaklandı, güvenlik kulübesine fotoğrafları asıldı. Erol Serçeoğlu işten çıkarılma öyküsünü şöyle aktardı.

Çalışma koşullarınız nasıldı?

Fabrikada “performans notu” değerlendirmesi başlatıldığından beri çok sorun yaşadık. Posta başının dediklerini yapıyorsun. Hepimizden belli miktarda iş isteniyor. Belli bir sürede tezgahtan işin çıkması gerekiyor. Bu çıkış süresinin ayarlanması için işverenin “zaman ayarlamacısı”nın ve sendika temsilcisinin gelip o tezgahın başında normal çıkış süresini saat tutarak hesaplaması gerekiyor. Eğer işçi talep etmezse sendikanın zaman ayarcısı gelmiyor. “Zamancı gelsin” deyince tezgahımız değiştiriliyor. Benim yerim sürekli değiştirildi bu yüzden. Kimin tezgahı arızalıysa onun yerine beni veriyorlar. Tezgah arızalı olduğu için iş yetişmiyor.
En son rediktörde, arka tekerleklerin bağlantısının yapıldığı bölümde çalıştım. Oradaki iş ağır. Önceden saatte 10 tane yapılırken sayıyı 12’ye çıkardılar. Sonra olamayacağı görülünce 11’e indirdiler. Yemek ve çay molalarında bile çalışsak yetişmiyor. Dinlenme sürelerinde çalıştığın ortaya çıkarsa suçlu biz oluyoruz yine. İş kazası olsa bu saatlerde bir hak da elde edemeyiz.

Sendikaya ve postabaşlarına bu sorunu ilettiniz mi?

Yoğun stres altında olduğumuzu hepsine ilettik. Netice alamadık. Ama daha çok yerimi değiştirdiler. Daha önceleri Genel Müdürümüz Hakkı Akkan çay ocaklarına gelir ve “Her zaman kapım size açık. Ne sorununuz varsa gelin anlatın” derdi. Ben de bu olanlardan Genel Müdür’ün haberinin olmadığını düşünüyordum. Hâlâ da öyle düşünüyorum. Randevu istedim. Veriyorlar, iş çıkışı gidip bekliyorum ama görüşmüyor. En son sekreter “İsterseniz istifa edebilirsiniz. Yapılacak bir şey yok” dedi. Ben de öfkeyle ne yaptığımı bilmez halde idari binanın önüne gittim. Müdürler, sendika temsilcileri ve güvenliğin önünde üzerimdeki iş elbisesini çıkarıp yaktım. “Madem elbisenin içindekine saygı duymayıp elbiseye saygı duyuyorsunuz, ben de bu elbiseye saygı duymuyorum” dedim. Mazot döktüm yaktım. O an sinirle öyle davrandım.

Fabrika yönetimi bunun üzerine ne yaptı?

Bana okutmadan çıkışımı imzalattırdılar. İmzalarsam, işverenin beni mahkeme ve karakol kapılarında süründürmeyeceğini söylediler. Ben de panikle imzaladım. On yıllık kıdem tazminatı hakkımdan da oldum. Şimdi işsizim.
Kendim olsam, tek başıma önemli değil ama çocuklarım var. Sendika gelip zaman ayarlaması yapsaydı ya da ben Genel Müdür’e bunları anlatabilseydim, belki de bu iş çözülürdü. Ne kadar çok stres yaşadığımızı bilirlerdi. (Ankara/EVRENSEL)
İdarecilere göre sorun yok!
Görüştüğümüz Türk Traktör Fabrikası İnsan Kaynakları Müdürü Sait Atınç, Erol Serçeoğlu’nun iddialarına karşılık, “her isteyenin Genel Müdür’le görüşemeyeceğini, ama diğer yöneticilerin ve kendisinin görüştüğünü, fiziksel olarak yaptığı işle ilgili zorlandığını bildiklerini ve çalıştığı bölümün o yüzden değiştirildiğini, kendi isteği ile işten ayrıldığını ve tazminat hakkının bulunmadığını” açıkladı.
İlknur Yılmaz
ÖNCEKİ HABER

Öz İplik-İş’te başkanlık yarışı

SONRAKİ HABER

Halk, Çin ejderini sevmedi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...