24 Nisan 2007 00:00
GÖZLEMEVİ
Şu büyük kent hay huyu içinde, bazen neler kaçırıyoruz neler. Ne güzellikler Bunlardan biri, geçen yılın Kasım ayında perde açan Nihat İleri, Levent Öktem ve Laçin Ceylanın repertuar tiyatrosu olmayı amaçlayarak kurdukları BiTiyatronun ilk oyunu Etna: Bedendeki Kuyuydu
Şu büyük kent hay huyu içinde, bazen neler kaçırıyoruz neler. Ne güzellikler Bunlardan biri, geçen yılın Kasım ayında perde açan Nihat İleri, Levent Öktem ve Laçin Ceylanın repertuar tiyatrosu olmayı amaçlayarak kurdukları BiTiyatronun ilk oyunu Etna: Bedendeki Kuyuydu. Az kalsın kaçırıyordum. Neyse ki, sezon bitmezden önce yetiştim, içime sindire sindire bir güzel de izledim.
Oyunu yazarı yönetmiş
Oyunun yazarı ve yönetmeni, Theater an der Ruhr kökenli bir oyuncu olan Christine Sohn. Sohn, Dr. Roberto Ciullinin yönetmen yardımcılığını yapmış ve ekibinde oyuncu olarak çalışmış bir tiyatrocu. Etna: Bedendeki Kuyu ise, yazarın on iki oyunundan biriymiş. Yazar, şiddeti sıradanlaştıran ve zorbalığı içselleştiren toplumun birey üzerindeki yıkımına farklı bir açıdan bakmış. Suçun oluşmasını seyretmek, ona iştirak etmekten daha ağır bir suçtur demiş. Bu spot altında, tiyatrocu olmak isteyen, ancak hemşire olabilen ve içindeki duyarlılığı kendi yarattığı küçük dünyasında bazen deliliğe varan krizlerle aşmaya çalışan Sophienin hikâyesini anlatmış. Sophie, günlük gerçekliğin içinde zorbalaşma ve yabancılaşmaya karşı kendini savunmaya çalışıyor, ancak yalnızlığın en uzak köşesine sürükleniyor. Yaşananlara tahammül gösteremez oluyor, etrafını kafasında kurguladıkları sarıyor.
Sahne tasarımının ve ışığın başarısı
Christine Sohn ayrıntılarını bildiği, duyumsadığı, yaşadığı eseri sahnelerken yapaylıktan, uyumsuzluktan titizlikle uzak durmuş. Bu titizlenmede Laçin Ceylanın başarısını göz ardı etmenin olanağı yok, ama gene de Sohnu kutlamamak olmaz. Norbert Van Ackeren-Yaşar Alparslan ikilisinin sahne tasarımı, sahnenin her tarafını kaplayan Sophienin kuyularını simgeleyen, her boydan, her renk-ten ve açıldıklarında içlerinden sürprizler fışkıran değişik boy sandıklardan, valizlerden oluşmakta. Bu yorum, bence Christine Sohnun en önemli yardımcısı olmuş. Rüzhdi Alijinin mükemmel ışık tasarımı da öyle Sophienin kan rengi giysisinin alacakaranlığa dönüşmesi, unutulması zor bir ışık tasarımı başarısı değilse nedir?
Laçin Ceylanın yazarak anlatılamaz oyunu
Etna: Bedendeki Kuyunun sanatçı olamadığı için kendini ifade etme ve yaşananlara karşı çıkma araçlarını kişisel dünyasında arayan ve zaman zaman ortalığı birbirine katan Sophiesini, Ankara Devlet Tiyatrosundan tanıdığımız mükemmel üstü ses, diyafram ve nefes kullanımı olan enderlerden Laçin Ceylan canlandırıyor. Ritmin sürekli yüksek olduğu bu oyunun yükü, doğal olarak tamamıyla Laçin Ceylanın omuzlarında. Sophienin duyumsadığı sorumluluk duygusunun, hatta toplumsal sorumluluğunun onu fazlasıyla inceltmesini, duyarlılaştırmasını, kırılganlaşmasını, yalnızlığını, yaşadıklarından oluşan yarılmaları, çözüm arayışlarını ve bulamayışlarını öylesine bir başarıyla seyirciye aktarıyor ki, yazarak anlatmak gerçekten olanak dışı.
Laçin Ceylanın kolay unutulamayacak başarısı
Etna: Bedendeki Kuyu oyununda Laçin Ceylanı izlemek, izleyebilmek gerçekten bir şans. Ceylan, her şeyden önce derinine bakan bir oyuncu. Oyunculuğunda ortalamalar, klişeler dizgesini silip atıyor. Anlatılanı kişisel olanla yoğuruyor, süzgeçten geçiriyor, biricikleştiriyor. Oyunun hiçbir anında belli anlatım sınırlarından taşmıyor. Sophieye can verirken kendini de deşiyor. Merkezde duruyor, oyunculuk sanatının bilinçle, cesaretle üzerine üzerine gidiyor. Sophieyi basite indirgemeden onunla son derece samimi bir ilişki kuruyor.
Ve başarının elde ediliş yöntemi
Laçin Ceylan, hiç ama hiç kuşkum yok ki, Sophienin bilincinin ve davranışlarının mantığını derinlemesine incelemiş. Bilincinin ve davranışlarının saklı katmanlarına ulaşmak için, oyunun bünyesindeki tüm işaretler yöntemini deneyimiyle gerçekliğe ulaştırmış. Sokakta, işyerinde, çarşıda, pazarda devşirdiği jestler, mırıltılar, sesler ve tonlamalardan oluşan bir dille, seyircide oyun sonunda iz bırakmış o bütün insan davranışlarına seslenme başarısını elde etmiş.
Oyunda Nihat İleri de var
Oyunun sonunda Nihat İlerice bir antre yapan Nihat İleriyi unutur muyum hiç? Nihat İleri (Gottlieb) giriyor, seyirciyi bir de o silkeliyor, oyunu bitiriyor.
Etna: Bedendeki Kuyu, hiç kuşkum yok ki 2006-2007 sezonunun en iyi oyunlarının başını çekenlerinden...
Turnede falan yakalarsanız aman kaçırmayın. Kaçırmayın ki, ileride üzülmeyin. Kaçırmayın ki, analar ne oyuncu/lar doğuruyor tanıklık edin.
Üstün Akmen