25 Nisan 2007 00:00
30 yılın acısı bir günde diniyor
Mehmet Güreliye sadece müzisyen, ressam dersek yazarlığına, yönetmenliğine haksızlık etmiş oluruz. Bir dönem yayıncılık, gazetecilik, karikatüristlik yapmışlığı da var.
Mehmet Güreliye sadece müzisyen, ressam dersek yazarlığına, yönetmenliğine haksızlık etmiş oluruz. Bir dönem yayıncılık, gazetecilik, karikatüristlik yapmışlığı da var. Birde yeri gelmişken oyunculuğu da es geçmemek gerek. Yavuz Turgulun yönettiği İkinci Bahar isimli dizinin balıkçısı, Gönül Yarasının manavıydı. Yazdığı öykülerle, resimleriyle, çektiği filmlerle, yaptığı şarkılarla devamlı üretim içerisinde kendisi. Bu kadar meziyetli olmasına rağmen gereken ilgiyi göremese de sessiz, sedasız inandığı ve sevdiği işleri yapmayı sürdürüyor. Böyle bakıyor dünyaya. Parlayıp sönen değil kalıcı işler yapmak için uğraşıyor. Bugüne kadar bizimle paylaştığı Vapurlar, Yağmur, Cihangirde Bir Gece, Odamda Yolculuk, isimli albümlerini, Alopenin Odası isimli öykü kitabını, Vapurlar, İstanbula Yolculuk, Necdet Mahfi Ayral belgeseli bunun en büyük kanıtı...
Kimse Bilmez
Ama gelin görün ki bugünlerde adı hiç olmadığı kadar zikredilmeye başlandı. Buna vesile de yıllar önce bestelediği Kimse Bilmez isimli parçanın Hatırla Sevgili isimli dizide çalınması oldu. Neredeyse on yıl önce yayınlanan Kent Ozanları isimli albüme Vedat Sakman, Hümeyra, Erdinç Ünlü, Cenk Taner, Nejat Yavaşoğulları gibi Gürelide Kimse Bilmezle renk katmıştı. Bir kent ozanı olarak... Şarkı Ömer Hayyamın Bulut geçti gözyaşları kaldı çimende/Gül rengi şarap içilir mi böyle günde /Bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye/ Kimse bilmez, kimse bilmez dizelerini bestelemesiyle ortaya çıkmıştı. Ve daha sonra da Zuhal Olcay tarafından da yorumlanmıştı. Güreliye göre şarkıyı ortaya çıkaran da Zuhal Olcaydı. Hatırla Sevgilide çalınarak yeniden keşfedilmesine ön ayak olan ise Gürelinin arkadaşı Nilgün Öneş oldu. Dizinin senaryo yazarlarından Öneşin önerisiyle diziye eşlik eden Kimse Bilmez bestecisi olan Gürelinin sesiyle bugüne kadar görmediği kadar ilgi gördü.
Daha önceleri Başka parçanız da var mı diyenler Kimse Bilmez sayesinde Gürelinin yayınladığı diğer albümlerden de haberdar oldular. Güreli, Bazı insanlar bir rezalet çıkarırlar, onunla tanınırlar. Ben çok sevdiğim bir şarkıyla tanınıyorum. Diğer şarkılarım da ondan farklı değil. Yani öbür çocuklar da iyidir. Sitemi ziyaret edenlerin sayısı 300 bini bulmuş durumda. Ben hayatımda bu kadar kişiyle ilişki kurmamıştım. En azından şarkıyı herkes dinler hale geldi. Öyle güzel mailler alıyorum ki 30 yılın acısı bir günde diniyor. Küçücük, ne güzel şeyler yazıyorlar anlatamam diyor.
İplerin Kopuşu
İplerin Kopuşu isimli yeni albümü ve Tutku ve Denge ismini verdiği resim sergisi tam bu döneme denk geldi. Ada Müzikten çıkan İplerin Kopuşu senfonik rocktan baladlara oradan rocka uzanıyor. Diğer albümlerinde olmadığı kadar ön plana çıkan yaylıların da parçalara ayrı bir renk kattığını söyleyelim. Şarkıların sözleri yazdığı masallar kadar oyunculuğuyla da adından söz ettiren Görkem Yeltana ait. Tıpkı Gürelinin bir önceki albümü Odamda Yolculukta olduğu gibi. Gürelide Yeltanın yazdığı bir masalı resimlemiş. Ortak çalışmaktan çok keyif aldığını söyleyen Güreli, böylece birbirlerinin üretimlerini de hızlandırdıklarını belirtiyor. Yıllardır birlikte çalıştığı arkadaşları Tahsin Ünüvar, Şuayip Yeltan, Emre Karabulut, Tolga Özdemir, Jülide Canca Eke, Berke Özgümüş ve İvan Kile de yine sahnedeki yerlerini almış. Ayrıca kanunda Sofia Labropoulou, akordeonda Cengiz Baltepe, violada Göknil Genç, vokallerde Ceren Yeltan, Erman Dirikcan ve Erinç Yeltan müzik dünyasında yeni sesler olarak sivrildiğini belirtelim. Albümde Doğu Rüzgarı ve Yolculuk adlı Gürelinin İstanbula Yolculuk belgeselinde yer alan parçalarının yeni kayıtları da bulunuyor. Güneşli Bahçe isimli şarkıda Vapurlar albümde yer alan Burada Seninle Kalmak İstiyorumun vokalli versiyonu. Dinlenilip bir kenara atılacak bir albüm olmadığını gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. İplerin Kopuşu CD çalarda döndükçe güzelleşiyor. Her dinlenildiğinde farklı tatlar alınabilecek, farklı yolculuklara çıkılabilecek güçte bir albüm olduğunu söyleyebiliriz.
Tutku ve Denge
İplerin Kopuşu çalmaya devam etsin biz Tutku ve Denge başlığı ismi altında sunulan resim sergisinden bahsedelim. Güreli, zamanın akışında yeni karışımlarla çoğalan çalışmalarını, tanıdık yüzlerle farklı mekanlara taşımayı sürdürüyor. Bir anlamda, zaman onları değiştirmeye zorlasa da aynı kalabiliyorlar. Ya da kendi olmayı sürdürüyorlar. Resimlerinde, tutku, denge ve beklemenin önemine işaret ediyor. Gürelinin şarkılarına, resimlerine hep hüzün hakim olsa da hayatında mizahın önemli bir yeri olduğunu söylüyor. Ardından olmamışlıkların, yetersizliklerin, mutsuzlukların kendisine çok fazla işlediğine değiniyor ve şu cümleleri sarfediyor; Umarım yarın çok neşeli bir şeyler yapabilme durumum olur. İnsan çünkü bir tek kendiyle ilintili değil. Yani birçok ben var bende. Benim hüznümde de kasvet yoktur. Şarkı söylerken başka bir adam olurum. Mesela Zuhal Olcay Kimse Bilmezi benden farklı yorumluyor. Aynı benim duygularımla söyleyemez. Bergmanın bir lafı vardır Anlattığınız hikayeyle dinlediğiniz hikaye aynı değildir.
Sema ve Gölgesi
Bergman demişken birçok belgesele imza atan Güreli, Gündüz Vassafın Cehenneme Övgüsü, Cervantesin yaşamı gibi birçok uzun metrajlı film projesini de rafa kaldırmak zorunda kaldı. Nedenini ise parayı veren insanların filme müdahale haklarını kendilerinde rahatça görmeleri diye de açıklanabilir. Ben bu işlerde istediğimi yaparım fikrindeyim. Ben istemediğim filmi niye çekeyim. Bu benim için istemediğin bir şarkıyı söylemek ya da istemediğim bir resmi yapmak gibi...
Güreli, Kültür Bakanlığından bir ses gelirse Peyami Safanın Selma ve Gölgesini beyazperdeye uyarlayacak. Bugünlerde Kimse Bilmez isimli şarkının mutluluğunu yaşıyor. Yeni albümü, sergisi bu mutluluğunu perçinleyen diğer etkenler. Biz kendisinden yeni şarkılar, yeni resimler, yeni filmler, yeni öyküler bekliyoruz. Sema ve Gölgesi bunun ilk müjdecisi. (İstanbul/EVRENSEL)
Ulaş Emre