25 Nisan 2007 00:00
Tersanede çay ocağı sohbeti
Ben Yıldırım Tersanesinde çalışıyorum. Bizler paydoslarda çay ocağında bir arada oluyoruz.
Ben Yıldırım Tersanesinde çalışıyorum. Bizler paydoslarda çay ocağında bir arada oluyoruz. Birçok konuda sohbetler ediliyor. Yine bir paydosda çay ocağına gittiğimde arkadaşlar kendi aralarında şakalaşıyorlardı. Ben de sohbete, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve 1 Mayısı konuşarak katıldım. Arkadaşlarıma bunlar hakkında düşüncelerinin ne olduğunu sordum. Cumhurbaşkanlığı konusunda bütün arkadaşlar hemen hemen ortak düşünüyorlar. Cumhurbaşkanını halkın seçmesinin daha uygun olduğunu savundular. Birkaçı da Tayyip Erdoğanın cumhurbaşkanı olması gerektiğini vurguladılar. En yaşlı ustamız sohbete katıldı. Onun fikrini sorduğumda cumhurbaşkanının askeriyeden olmamasından yanaydı. Çünkü bu ülkenin yıllarca askeriyenin yönetimiyle süregeldiğini vurgulayarak İktidara gelen sivil yönetim karşısında askeri bir güç gördüğünde yapması gerekli olan işleri yapamamaktadır. Cumhurbaşkanını halk seçmelidir. Çünkü yapamıyorsa halk onu indirmesini bilir. dedi.
Yine 1 Mayıs konusunda da oradaki arkadaşlarımız 1 Mayısın işçilerin kazanılmış bütün haklarının simgesi ve mücadele günü olduğunu ve bir bayram coşkusuyla ve kardeşçe kutlanması gerektiğini söylediler. Usta 1 Mayıs anısını anlatarak sözü aldı. Daha önce Kazlıçeşmede deri işçisi olarak çalışan ustamıza 1 Mayıstan bir gün önce patronu kendisine sormuş Yarın ne yapıyorsun diye bizim ustamızda Yarın 1 Mayıs arkadaşlarla 1 Mayısa gideceğim demiş. Patron da Sen gitme. İki parti mal var, sen onları çıkar. Neler olacağını televizyondan izlersin. Seni seviyorum, sen canını kurtaramazsın onun için gitmeni istemiyorum demiş. Usta da gitmemiş, daha sonra da patronla birlikte televizyonda çıkan arbedeyi izlemiş, yani 77 1 Mayısında yaşanan katliamı anlatıyor. Ve ekliyor Birileri bizim bayramımızı kana bulamak için elinden gelen gayreti sarf ediyor. Bu tür girişimlere karşı biz kendi bayramımıza sahip çıkmak zorundayız. Gönül ister ki o gün güzel bir şenlik içinde geçsin ve resmi tatil olarak ilan edilsin.
Ve hâlâ patronlar biz işçilere, halka 1 Mayısı yanlış tanıtmak için çaba harcıyorlar. Emekli olan ustamız halen çalışmak zorunda olduğundan gelip tersane işçisi olmuş. Bugüne kadar gelen yönetimler, renkli hayallerle allayıp pulladıkları her şeyi halkın sırtına yükleyerek, işçinin hakkını gasp ediyorlar, patronların ve ABDnin emirlerine boyun eğerek ülkeyi yönetmeye çalışıyorlar.
Ustanın sohbete katılarak anlattıklarının üzerine sohbet daha da hararetlendi. Daha sonra işyerimizde yapılması gereken zamlarımızın neden hâlâ yapılmadığını, bu konuda neler yapabileceğimizi konuşmaya başladık. Zaman dolmuştu, zamlar konusunda neler yapabileceğimizi bitiremeden zil çaldı işbaşı yapmak zorunda kaldık. Buradaki sohbetlerimizde anlaşılıyor birçok işçi arkadaşımız ülkedeki gelişmeleri kendisinin dışında görüyor 1 Mayısı İşçi Bayramı olarak biliyor ama alana çıkmak için bugüne kadar yaşanan olaylardan dolayı çıkmada oldukça tereddüt ediyor. Bütün bu tereddütleri en aza indirmek ve 1 Mayısta kendi taleplerimizle alana gitmek için daha çok böyle sohbetler etmemiz gerekiyor. Sendikaların bu konuda üzerine düşeni yapması lazım. Biz tersane işçileri olarak üzerimize düşeni bu 1 Mayısta da yapmaya çalışacağız. Arkadaşlarımızın 1 Mayıs ile ilgili doğru düşünmelerini sağlamak için çalışacağız.
Kemal Sunar (Tuzla/İSTANBUL)