26 Nisan 2007 00:00
Ana Dendi Bacı Dendi Yar Dendi
Kadın ozanlar için yapılan çalışmalar hem ilginçtir, hem de ilgi çeker ama yanlış ve eksiklerden kurtulamaz. Bunda kuşkusuz, araştırmacıların kaynaklara ulaşma zorluğu kadar, kaynaklardaki eksik ve yanlışların da payı vardır
Kadın ozanlar için yapılan çalışmalar hem ilginçtir, hem de ilgi çeker ama yanlış ve eksiklerden kurtulamaz. Bunda kuşkusuz, araştırmacıların kaynaklara ulaşma zorluğu kadar, kaynaklardaki eksik ve yanlışların da payı vardır. Kaynaklarda kimi ozanların yaşamları belirsizdir. Kimi şiirlerin bir erkeğin elinden çıktığı çok sonra öğrenilir. Örnek Rabia Hatun. Dilden dile dolaşmış, kadın adıyla yazılmış kimi şiirlerin gerçek ozanlarının öğrenilmesine karşın, kadın seçkilerinde yer alması bence bu yanlışlardan biridir. Çünkü halk bilimciler kadınların yazdığı üslup özelliklerinden ve ayrıntılardan belli olan kimi başkaldırı şiirlerini bile erkek ozanın yazdığında ısrar eder. Bunun nedenini de kadın adıyla yazarak cezadan kurtulmak isteği olarak gösterirler.. Oysa Kanuniyi oğlu Mustafayı öldürdüğü için azarlayan Nisaî de kadındır. Düşman eline geçip, sevmediği bir erkeğin karısı olmak zorunda kaldığı için çocuksuz kaldığına inanan, padişaha bunların sorusunu ver padişahım diye seslenen Benli Alime de...
Bu satırları Almanyaya gelmesem görmeyeceğim bir seçki yüzünden yazıyorum. Ezeli Doğanayın Ana Dendi Bacı Dendi Yâr Dendi adlı Kadın Halk Ozanları Antolojisi Hitit Verlag tarafından basılmış. Üçüncü baskıya ulaşmış. 623 sayfalık çalışmanın beni heyecanlandırdığını itiraf etmeliyim. Ne var ki kimi sayfalar beni düş kırıklığına uğrattı. Önce kadın adıyla yazan erkek ozanların bu seçkide yer alışı: Kul Latife, Münire Bacı, Naciye Bacı...
Çekincemi az önce anlattım. Sonra divan şairlerinin halk ozanı seçkisinde yer alışı: Zeynep (Hatun), Adile Sultan, Nigar Hanım, İhsan Raif Hanım... İhsan Raif hanım ile Adile Sultan halk edebiyatı tarzını hatırlatacak şiirler yazıyorlar da... Zeynepin şiiri nasıl halk şiiri oluyor, biraz anlaşılması zor. O zaman şairnamelerde Zeynep ile birlikte anılan Mihri de bu seçkide yer alabilirdi. Hani divanının başına kadının eksik akıllı olduğunu kabullenmediğini, akıllı bir kadının bin erkekten yeğ olduğunu söyleyen, hiç evlenmemiş, Amasyalı söylence ozan:
Baş koyup zülfüne Mihri kuru sevdalar ile Yâr yolunda yelerek yele verdi emeği
Bu arada günümüzde hece ile yazan her ozanı halk ozanı saymak ne derecede doğru, onu da bilemiyorum.
Hemen açıklamalıyım, Ezeli Doğanay Halk Ozanları tanımını yapmasaydı bu tür bir eleştiriye kalkışmayacaktım.
İkinci itirazım kitabın düzenlenme biçimine. Ağıtların ve ağıtçıların, manilerin, türkülerin başka türlü söylenirse anonim şiirin ve şairlerin yer aldığı incelemeye dayanan bölümler kitabın başında yer almalıydı. Kadınları aşağılayan atasözleri, peygamberlerin kadına bakış açısı, tarihte ve günümüzde kimi toplumların kadına bakış açısı bölümlerden, kadınlarla ilgili tarihlerden başka türlü yararlanmak gerekirdi bence, bir incelemeye dayanak olarak. Şiir seçkisi içinde eğreti duruyorlar.
Ezeli Doğanay, kaynak azlığından yılmayıp zor bir işe kalkışmış. Kuşkusuz bilgili ve dikkatli bir redaksiyon ile daha başarılı olabilirdi. Ona yeni çalışmalarında başarılar diliyorum.
Sennur Sezer