Ya demokrasi ya demokrasi

Cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda AKP Hükümeti ve çeşitli kurumlar arasında yaşanan gerilimin son noktası olarak Genelkurmay tarafından önceki gün yapılan muhtıra niteliğindeki açıklama tepki topladı.
Tüzel’in açıklaması
Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Levent Tüzel, yaptığı yazılı açıklamada, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin üzerinden sürdürülen kutuplaşmanın, Anayasa yargısı ve Genelkurmay müdahalesiyle üst boyuta ulaştığına vurgu yaptı.
“Demokrasinin işlemediği, hukukun siyasi ve başkaca güçlerle işletildiği bir süreçten geçerken esas konuşulmayan halkın sorunları ve ülkenin geleceğidir” diyen Tüzel, TSK’nın gece yarısı açıklamasının 12 Eylül hukukunun yürürlükte olduğunu gösterdiğini söyledi.
AKP ağırlığının oluşturduğu Meclis’in, millet iradesini yansıtmadığı gibi, demokrasiyi savunan bir güç ve irade göstermekten aciz olduğunu da belirten EMEP Genel Başkanı, “Bu Meclis bu haliyle cumhurbaşkanı seçmemeli, demokratik yasal değişiklerle müdahalelerden korunmuş bir seçimle oluşmuş yeni bir Meclis seçilmelidir. Yaşanan kriz devletin demokratik esaslar üzerinden yeniden şekillenmesinin zorunluluğunu bir kez daha göstermiştir. Bu da ancak birleşmiş halk iradesinin toplumsal her alanda iktidar olmasıyla gerçekleşecektir” değerlendirmesinde bulundu.
SDP kriz komitesi kurdu
SDP Genel Başkanı Filiz Koçali de yaptığı yazalı açıklamada, Genelkurmay’ın açıklamasını hükümete verilmiş bir muhtıra olarak değerlendirdi. Muhtıranın darbe tehdidi içerdiğini belirten Koçali, bildiriyi kaleme alanların emekliye ayrılmaları ve yargı önüne çıkarılmaları gerektiğini vurguladı ve kriz komitesi kurduklarını bildirdi.
DTP: Muhtıra gibi
DTP yaptığı açıklamada, Türkiye’nin bir muhtıra ile karşı karşıya olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı seçiminin hiçbir baskı ve tehdit altında kalmadan parlamentonun özgür iradesiyle seçilmesi gerektiğini kaydetti. ÖDP de yaptığı açıklamada ‘Muhtıraya hayır’ dedi.
İHD ve TİHV’den tepki
İHD de, Genelkurmay’ın açıklamasını “demokrasiye açık bir müdahale” olarak değerlendirdi. İHD açıklamasında, bütün partiler, kitle örgütleri, aydınlar ve üniversiteler “demokrasiye sahip çıkmaya” çağrıldı.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), “Türkiye’nin sivil siyasal yaşamına yönelik 1960’dan bu yana gerçekleşen beşinci askeri müdahale” olarak değerlendirdi. TİHV Yönetim Kurulu adına yapılan açıklamada, “Gerekçesi ne olursa olsun, temel hak ve özgürlükleri tehdit eden bu tür müdahaleleri tasvip etmiyoruz” denildi.
Mazlum-Der Genel Başkan Yardımcısı Emrullah Beyitar, Genelkurmay Başkanlığı’nın önceki gece yaptığı açıklamayla suç işlediğini belirterek, suç duyurusunda bulunacaklarını bildirdi.
Diyarbakır’da açıklama
Diyarbakır’daki kitle örgütleri de, açıklamayı ‘darbe teşebbüsü’ olarak değerlendirdi. Diyarbakır Adliyesi önünde yapılan açıklamaya, çok sayıda kitle örgütü temsilcisi katıldı. Ortak açıklamayı okuyan Mazlum-Der Bölge Koordinatörü Selahattin Çoban, muhtıra niteliğindeki açıklamanın hukuk devleti anlayışını tehdit eder nitelikte olduğunu söyledi. Çoban, yargının hemen devreye girerek, soruşturma mekanizmasını derhal başlatması gerektiğini dile getirdi.
Diyarbakır Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu da Genelkurmay Başkanı ve tüm ordu komutanlarının derhal görevden el çektirilmesi gerektiğini ifade ederek hükümeti göreve çağırdı.
Ağar, AKP ve CHP’yi eleştirdi
DYP Genel Başkanı Ağar da, düzenlediği basın toplantısında AKP Hükümetini ve CHP’yi krize neden olmakla suçlarken, Genelkurmay’ın muhtırasına tavırsız kaldı.
ANAP Genel Başkanı Mumcu ise, “sağ duyu” çağrısı yaptı. (HABER MERKEZİ)

---

Açıklama dış basında

Genelkurmay’ın açıklamasını Amerikan New York Times gazetesi, “tehdit” ve “sert uyarı” şeklinde değerlendirdi. İngiliz Times gazetesi ise “Türkiye’nin ilk kez İslami kökenli bir cumhurbaşkanı tarafından yönetilmesi karşısında duyduğu kaygı nedeniyle sesini yükselttiği” değerlendirmesiyle duyurdu.
AB: TSK sınavda
AB’nin Genişlemeden Sorumlu üyesi Olli Rehn, demokrasiye saygının Türk ordusu için ‘test oluşturduğunu’ belirtti. (HABER MERKEZİ)