02 Mayıs 2007 00:00
İzmirden yine TÜYAP geçti
Tufan Atakişinin İzmir İzmir ve Karşıyaka Karşıyaka kent kültürü dergilerinin standı önünde laflarken, birden yanımda biri belirdi. Müşteridir, tezgahın önünü kapatmayayım düşüncesiyle bir adım geriye çekildim.
Tufan Atakişinin İzmir İzmir ve Karşıyaka Karşıyaka kent kültürü dergilerinin standı önünde laflarken, birden yanımda biri belirdi. Müşteridir, tezgahın önünü kapatmayayım düşüncesiyle bir adım geriye çekildim. Sonra yüzüne baktım, o da bana bakıyordu. Mahmut Makaldı. Şöyle 45 yıl kadar öncesinden dosttuk. Yazıştık, telefonlaştık ama o süre içinde pek karşı karşıya gelmedik... Koridorda yürürken Hiç değişmemişsin Mahmut Ağabey dedim. O da bana aynı şeyleri söyledi: Sen de hiç değişmemişsin... Galiba ikimiz de biraz yalancıydık..
Gerçekten sevgili Mahmut Makalı görmekten büyük mutluluk duymuştum. Öyle ya İmece Dergisi günlerinde ya da Hasan Hüseyin Korkmazgilli dönemlerde az mı omuz omuza olmuştuk?!..
İşte İzmirdeki bu TÜYAP Kitap Fuarı günlerini o yüzden çok seviyorum. Örneğin 3-4 yıldır görmediğim Pencere Muzafferi gördüm. Cağaloğlunun dinozor yayıncıları, bazı dostlarının adlarının önüne yayınevlerinin adını koyarlar, Pencere Muzaffer , Yar Osman gibi... Pencere Yayınevinin standına sık sık uğradım. Milattan öncesinde başlayan anılarımızı günümüze dek getirdik. Üfff, bir dedikodu, bir dedikodu ki sormayın. Erkeklerin kadınlardan daha dedikoducu olduğu savına, Tarık Dursun K. ağabeyim ne kadar karşı çıksa da Muzafferle ben bu savın doğruluğunu kanıtladık...
Yıllardır görmediğim Özgür Yayınlarından Halit Karaoğluyla da karşılaştım. Yayınevinin kurucusu; şimdi aramızda olmayan, nikah tanıklığını yaptığım Refik Uluyu andık, uzun uzun...
Berfinin sahibi İsmet Aslanı ilk gün gördüm, o kadar. Sonraki günler gelmedi, hastaymış. Zaten bu fuarda, hastalıkla birlikte daha kötü haberler de duydum. Örneğin Tufan Atakişi de hastalanmıştı, Nisa Kadıbeşegil de...
Cemşid Bender Ağabeyin yeğeni ölmüştü. Ş. Avni Ölez de rahatsızlığı dolayısıyla Avni Ölez Şiir Ödülü Törenine katılamamıştı.
Bu yıl Bülent Güldalla Asım Öztürk ortaklaşa kazandılar, Avni Ölez Şiir Ödülünü. Sevgili Tacim Çiçek, hiç beklemediğim bir biçimde kısa bir açılış konuşması yaptı. Sonra taaa Ankaralardan gelen Burhan Günel, kazananları açıkladı. Bülent Güldala ödülünü, bu etkinliğin destekçisi olan Çınar Yayınları sahibi Aydın Ilgaz verdi. Burhan Günel, hazırlıksız yakaladı beni. Birden adımı söyledi, Asım Öztürke ödülünü vermem için. Gerçekten şiirlerini sevdiğim Asım Öztürke, başarısından dolayı ödül vermek, benim için onurdu...
Aydın Ilgaz deyince Fuarın ilk gününde bir köşede durmuş, gelen geçenleri izliyorduk. Çin Pavyonu gibi bu fuar dedi. Anlamamıştım. Açıkladı: Çin Pavyonunda satış yasakmış. Gelenler salt üretilenlere bakarmış... Kitap standlarını gezenler de aynı işi yapıyorlar, doğru...
Sivil toplum örgütlerinin bulunduğu salonda, Tuncay Karaçorlular, Sedat Şanverler, EGEÇEPliler, 78liler de vardı. Bir de bizim İzmir Yazarlar Platformu. Sağ olsun TYS Başkanı Enver Ercan, yeni bir kuruluş kazandırdı İzmire. Yazarlar kitaplarını imzaladılar, söyleşiler yaptılar. Ayrıca İzmir Demokrat Radyo ile Urlanın Özgür Urla gazetesi de İzmir Yazarlar Platformu standında yerlerini aldılar. Arkadaşlarım ve ben, elimizden geldiğince Demokrat Radyonun da Özgür Urlanın da tanıtımını yaptık...
Aynı salonda, bir de Bucalı gençlerin, liselilerin Praksisi de vardı. Derginin emekçilerinden iki öğrencinin İstanbul ve Ankara üniversitelerine gitmiş olmalarına karşın, yine de çalışmalarına nokta koymamışlar ve Praksisi sürdürmüşlerdi. Bir standları bile vardı.
Tabii gazetem Evrensel de o salondaydı. Aynur ve Belgin hanımların dönüşümlü olarak yönettiği standda 9 gün boyunca, her gün en az iki yazar ya da şair hem söyleşiyorlardı okurlarla, hem de kitaplarını imzalıyorlardı. Benim olduğum gün, Tabipler Odası İzmir eski Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Gül de vardı. İşim dolayısıyla bir-bir buçuk saat sonra kalkmak zorundaydım. Ama Zeki Gülün konuşmalarından ayrılamadım... Öylesine güzel geçti ki...
Bu arada İzmir fuarlarının Fotoğraf Tanrısı Zafer Çeliksanı da unutamam. O güleryüzüyle hep ortadaydı. Sanırım enerji hapı falan alıyordu, çünkü hiç yorulmuyordu. Yalnız benim hakkımda bir söylenti çıkarmaya kalkıştı. Ama kahramanca savaştım ve kazandım
Evet, İzmirden yine TÜYAP geçti. Artık gelecek yılı bekleyeceğiz. Dilerim dinci yayıncılar, tamamını ele geçirmez fuarın. Çünkü bu yıl sayıları çok fazlaydı, biraz düşündürücü bir biçimde...
Bülent Habora