02 Mayıs 2007 00:00
İZLENİM
İstanbulda son 3 gün içinde gerçekleşen iki mitinge İstanbul Valiliğinin, İstanbul Emniyet Müdürlüğünün, İçişleri Bakanlığının dolayısıyla da hükümetin- yaklaşım biçimindeki açık farklılığı, ancak böylesi bir başlıkla anlatabiliriz.
İstanbulda son 3 gün içinde gerçekleşen iki mitinge İstanbul Valiliğinin, İstanbul Emniyet Müdürlüğünün, İçişleri Bakanlığının dolayısıyla da hükümetin- yaklaşım biçimindeki açık farklılığı, ancak böylesi bir başlıkla anlatabiliriz. Bir gün öncesinden, İstanbulda 1 Mayıs mitingine katılımın engellenmesi için Valilik elinden geleni yaptı. Miting alanına gelinebilecek yollardaki otobüs ve metro seferleri sabahın 07.30dan itibaren iptal edildi. Sabaahın saat 05.30da Ankarada mitinge gelmiş olanların Beşiktaşta polisin saldırısıyla karşılaşıp gözaltına alındıklarını öğreniyoruz.
Bu arada, polis dışında askerin 1 Mayısa katılanlara tutumunun da, Cumhuriyet mitingine katılanlardan çok farklı olduğunu özellikler vurgulamak gerekiyor. Örneğin, Ankara, Adana, Mersin, İzmit, Bursadan İstanbula bayramlarını kutlamak için gelen emekçiler, Kurtköy girişinde, toplanma noktasında jandarmanın saldırısı ile karşılaştılar. ÇHD İstanbul Şubesi 2. Başkanı ve Baronun da gözlemcisi olarak orada hazır bulanan Avukat Nazan Yaman ve Birleşik Metal İş Sendikası Avukatı Olcay Yanar, Kurtköyde engelle karşılaşanların saat 12.00ye doğru, TEM yolundan İstanbul yönüne doğru yürüşe geçiklerini ve sayıları 2 bin kişiden fazla olan bu grubun jandarmanın saldırısıyla karşılaştığını belirttiler. Jandarmanın kitleyi korkutup dağıtmak için burada havaya ateş açtığı da belirtildi.
Biz de, otobüs ve Metro ile girişin yasaklandığı Taksime, Mecidiyeköy istikametinden ancak taksiyle ulaşabildik. Sürekli haberleştiğimiz Kabataş ve Dolmabahçedeki muhabirlerimizden, Toplanan kalabalıklara su sıkarak ve gaz bombası kullanarak müdahale ediliyor. Çok sayıda gözaltı var haberleri geliyordu. Taksime geldiğimizde büyük bir polis yığınağı ile karşılaşıyoruz. Gaz maskeli robocoplar, işaret aldıkları an saldırmaya hazır bir biçimde bekliyorlar. Kazancı yokuşunun başında biriken kalabalık, bir mevziyi tutmuş oldukları düşüncesiyle Dolmabahçeden gelecek grup buraya ulaşıncaya kadar, o noktadan ayrılmıyor ve sloganlar atarak 1 Mayısı kutluyor. Taksimin değişik noktalarında 1 Mayısı kutlamak için gelmiş olan emekçilere, sendikacılara, yazarlara, politikacılara, eski 78lilere rastlıyoruz. Örneğin, orada bulunan herkes gibi sabırla bekleyen Necmiye Alpayı, Dolmabahçeden gelen grup alana girdiği zaman mutlu ve keyifli görüyoruz. Katliamla sonuçlanan 77 1 Mayısından sonra bu kadar bir kalabalık ilk kez toplanıyor burada. 30 yıl öncesini yaşamış olanlar için bu durumun yeni kuşaklara göre çok daha duygulandırıcı olması da son derece anlaşılır.
Büyük bir baskı altında gerçekleşen Taksimdeki bir Mayıs kutlamasına katılan bir kadın, cumhuriyet mitingçileri neredeler? diye sorarak, 3 gün öncesi ile bugün arasındaki farka işaret ediyor.
Buradaki yoğun baskı ortamına bir anlam vermekte zorlanan yabancı bir gazeteci, Türkiyeli bir meslektaşına İngilizce Aman tanrım. Burada neler oluyor? diye hayretle soruyor?
Polis helikopterleri Taksimde bulunan sınırlı kalabalığın üzerinden uçuyor. Bu bizim orada bulunduğumuz süre içinde bir çok kez oluyor. Ayrıca AKMnin üstünde ve Taksimin Tarlabaşı yönüne giden kısmındaki büyük binaların tepesine de keskin nişancılar yerleştirilmiş durumda.
3 gün önce Çağlayanda bu manzaranın zerresi yoktu. Ortalıkta çevik kuvvet gözükmezken, polisler alana gelenlere son derece saygılı davranıyorlardı. Ayrıca, Çağlayandaki Cumhuriyet Mitinginde dışarıdan uzaktan kumandalı bombalı saldırıları önlemek için GSM sinyalleri engellenirken, dün Taksimde böylesi bir tedbire başvurulmamış olması bile, bu güvenlik görüntüsünün alandakileri koruma amaçlı değil, onları denetim altına alma, onlar üzerinde terör estirme amaçlı olduğunun bir göstergesi sayılabilir. Dolbabahçeden gelen kitlenin alana ulaşmasından sonra, İşte Taksim, İşte 1 Mayıs sloganları atılarak gerçekleştirilen kısa kutlamanın ardından, dağılma sırasında polisin tekrar gaz bombaları ile saldırıp çok sayıda kişiyi gözaltına alması da, bunun teyidini oluşturdu.
3 gün öncesi ile kıyaslandığında, bunun işçi bayramına katılanlara karşı bir sınıf kininin ifadesi olduğu çok açık. Dün İstanbulda binden fazla kişiyi gözaltına alanlar açısından, 3 gün öncesindeki mitinge katılanlar bizim çocuklardı ve demokratik tepkilerini göstermişlerdi. Dün Taksime çıkmak isteyenler de, kendi sınıfsal ve domakratik talepleri dile getirmek için oradaydılar. Ama onlara tam anlamıyla düşmanca davranıldı.
Fatih Polat