06 Mayıs 2007 00:00

SADEDE GELELİM

Seçim sath-ı mailine girdik. Seçim kampanyasında gündemi, burjuva partilerinin tercih ettiği konular değil, emekçileri etkileyen, onları meşgul eden meseleler doldurmalıdır.

Paylaş

Seçim sath-ı mailine girdik. Seçim kampanyasında gündemi, burjuva partilerinin tercih ettiği konular değil, emekçileri etkileyen, onları meşgul eden meseleler doldurmalıdır. Burjuva partileri, sağcısıyla solcusuyla dikkatleri dağıtmak için kişilerle uğraşacak; laik miydi değil miydi, eşinin başı örtülü müydü değil miydi gibi abes konularla kampanyayı geçirmeye çalışacaktır. Emekçiler burjuva siyasetçileriyle yüz yüze geldikleri her yerde, semtlerde sohbetlerde ya da mitin alanlarında kendi sorunlarını gündeme oturtmaya çalışmalıdır; oturtabilir.
Emekçiler burjuva siyasetçilerine –Neden devlet 1998’den beri on yıldır bütçelerini IMF’ye onaylatmaktadır? Siz seçilince buna devam edecek misiniz? diye sormalıdır.
Özellikle cumhuriyetin temel ilkelerini savunma iddiasındaki ‘solcu’ burjuva siyasetçilerine –Bütçeyi IMF’ye onaylatmak cumuhuriyetin temel ilkelerine uyuyor mu? diye sormalıdır.
Demokrasiden bahseden siyasetçilere emekçiler seçim barajının gerekçesini sormalıdır.
Emekçiler burjuva siyasetçilerine –Neden bütçe harcamalarının üçte birini faiz diye zenginlere ödüyorsunuz? Buna devam edecek misiniz? diye sormalıdır. 2007’nin ilk üç ayında -bunlar son veriler- bütçe harcamalarının üçte biri faiz ödemelerine ayrıldı.
Emekçiler burjuva siyasetçilerine –Neden bütçeden personele ödediğiniz maaşlardan daha fazlasını faiz diye zenginlere ödüyorsunuz? Buna devam edecek misiniz? diye sormalıdır. 2007’nin ilk üç ayında bütçeden personele ödenen maaşlardan daha fazlası faize ödendi.
Emekçiler burjuva siyasetçilerine –2001’de sizin temsil ettiklerinizin hortumladığı özel bankaları kurtarmak için devlet borçlandı. Yıllardır bu borcu vergi gelirlerinden bize ödetiyorsunuz. Bu gayrimeşru borcu son kuruşuna kadar bize ödetecek misiniz? diye sormalıdır.
Emekçiler burjuva siyasetçilerine –2001’de TL değer kaybedince, temsil ettiğiniz patronlar sorumsuzca dışardan aldıkları borçları ödeyemez oldu. Devlet de bunlar borçlarını ödeyebilsin diye IMF’den borçlandı. Niçin bu borcu, vergi gelirlerinden bize ödetiyorsunuz? Bu gayrimeşru borcu son kuruşuna kadar bize ödetecek misiniz? diye sormalıdır.
Emekçiler burjuva siyasetçilerine –2002’den beri patronlar yurt dışından 77 milyar dolar borçlandı. Kriz çıktığında patronların sorumsuzca biriktirdiği bu borcu yine devlet üstlenip bize mi ödeteceksiniz? diye sormalıdır.
Emekçiler siyasetçilere –Bu memleketin zengin illeri ile fakir illeri arasında fark, batısı ile doğusu arasındaki fark giderek büyüyor. Teşvik sisteminize rağmen temsil ettiğiniz sermayedarlar doğuda ve güneydoğuda yatırım yapmıyor, yatırımlarını batı ve güney illerinde yapıyor. Buna karşı devlet neden yoksul illere yatırım yapmakta kullanabileceği kamu iktisadî teşebbüslerini elden çıkarıyor? diye sormalıdır.
AKPli siyasetçiler -Bu siyasetle ekonomi büyüyor, dediğinde emekçiler onlara -Büyüme kime yarıyor? İşçiye, esnafa, üretici köylüye, memura nasıl yansıyor? diye sormalıdır.
Emekçiler -Neden çalışanların yarısının kayıt dışı çalışmasına göz yumuyorsunuz? diye sormalıdır.
Özgürlük ve demokrasiden bahsedenlere, emekçiler insanların istediğine ‘sayın’ deme özgürlüğü olup olmadığını sormalıdır. ‘Suçluyu övme’ lafı geçerse, burjuva siyasetçilerinin neden anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs etmekten ağır ceza giyen burjuva siyasetçilerinin isimlerinin caddelere, hava meydanlarına verdiğini sormalıdır.
Birlik beraberlik lafı edenlere, on yaşındaki masum çocuğu ve silâhsız masum babasını kurşunlayanların, çocukla babasını terörist sanmışlar gerekçesiyle beraat ettiren kamu yönetimi anlayışıyla hangi birliğin sağlanabileceği sormalıdır.
Elbette ki burjuva siyasetçilerini sorularla sıkıştırarak sorunları çözmek mümkün değildir. Sorunları ancak emekçiler kendi iktidarlarıyla çözmeye başlayabilir. Ama hâlen içimizde ahlâklı siyasetçi, vatansever siyasetçi, dinini milletini seven siyasetçi arayan insanlar çoktur. Sınıf bilincini geliştirmek için seçim öncesi propaganda döneminde siyasî gündeme Türkiye’nin gerçek sorunlarını yerleştirmek önemli bir fırsattır.
Cem Somel
ÖNCEKİ HABER

Taksim olayları demokrasiye yakışmadı

SONRAKİ HABER

‘Telekazık’ kampanyası Ankara’da

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...