08 Mayıs 2007 00:00
GÜNCEL
Sağda birlik tamamlandı, sıra solda birlikte sözleri günlerdir sermayenin gazetelerinin manşetlerinden inmiyor.
Sağda birlik tamamlandı, sıra solda birlikte sözleri günlerdir sermayenin gazetelerinin manşetlerinden inmiyor. Solda birlikten kastedilen ise CHP ile DSPnin birleşmesi ve bu mihrakın etrafında bir toparlanmanın sağlanması.
CHP ve DSPnin sol olmadığı artık biliniyor. DSP, Kemal Dervişi çağırarak bugün AKP tarafından uygulanan IMFci politikaları iktidarı boyunca uyguladı. CHP ise Kemal Dervişi partisine transfer ederek ve AKPnin neoliberal politikalarına karşı tek bir söz söylemeyerek bu politikaların destekçisi oldu. IMF politikalarını uygulayarak, savunarak sol olunabilir mi?
Bu iki parti, işçi sınıfına son kırk yılın en büyük saldırılarından biri olan yeni iş kanunu ve sosyal güvenlik kanunu konusunda da işçiden emekçiden yana tavır almadılar.
Peki, demokrasi ve özgürlükler konusunda tutumları neydi?
Örgütlenme özgürlüğü, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü konularında MHP ile aynı saflarda yer aldılar. 301. madde konusunda AKP Hükümeti yeterince dik durmuyor diye hükümete yüklendiler.
Kürt sorunu konusundaki tutumları ise MHPden bile beterdi.
Şimdi sol, nasıl bu iki parti etrafında birleşecek?
O halde, sermaye basınının sağ birleşti, sıra solda manşetinin ilk kısmı da doğru değil. Sağ da birleşmedi. Sağın bir kesimi DYP-ANAP birleşti ama sağın diğer kesimi CHP-DSP birleşemedi. Doğru olan bu tespittir. CHP-DSP solu bırakalım, sosyal demokrat partiler dahi değildir.
Sağın ya da sermayenin çeşitli fraksiyonlarının birleşip birleşmemesinden çok işçilerin emekçilerin durumu bizim için önemli olmalıdır. İşçiler, emekçiler, demokrasi güçleri her seçimde olduğu gibi yine sermayenin sol diye takdim edilen partilerinin peşine takılmak isteniyor. Ankara ve Çağlayan mitingleri de buna payanda yapılmaya çalışılıyor.
Bu seçimlerde, emekçiler seçeneksiz değildir. Kırk satır ya da kırk katır seçeneklerinin yanında kendi birleşik örgütü ile seçime girme şansı vardır.
Emekten, barıştan, demokrasiden yana güçlerin birleşeceği ve ortak bir programla gireceği seçimlerde 1965ten daha iyi sonuçlar elde etmenin olanağı mevcuttur.
Bağımsız adaylarla girilecek seçimde demokrasi güçlerinin en az yetmiş milletvekili kazanacağı konusunda iddialar ileri süren çevrelerin hesabı yabana atılamaz. Sermaye partilerinin milletvekillerine karşı yetmiş milletvekili azımsanacak bir güç değildir.
Emek, barış, demokrasi güçleri seçimler için birleştiğinde, sermaye seçim yaptığına pişman olacaktır.
Kamil Tekin Sürek