11 Mayıs 2007 00:00
GÜNCEL
Eskiden seçim kampanyalarında milletvekili adayları aday oldukları bölgede köy köy dolaşır, ulaşım koşulları şimdiki kadar iyi olmadığı için parti genel başkanı az sayıda il merkezinde düzenlenen mitinge katılırdı
Eskiden seçim kampanyalarında milletvekili adayları aday oldukları bölgede köy köy dolaşır, ulaşım koşulları şimdiki kadar iyi olmadığı için parti genel başkanı az sayıda il merkezinde düzenlenen mitinge katılırdı. Bu propaganda çalışmalarında ise, adaylar ve partiler seçmene bazı vaatlerde bulunurdu. Yerel adaylar, daha çok yerel sorunlara değinir ve bu sorunları çözeceklerini vaat ederken, genel merkez yöneticileri ise gittikleri ilin özelliğine göre vaatlerini sıralardı.
Kayseriye deniz getireceğim lafı bu dönem seçimlerden türemişti. Gerçi, Erbakanın vaatleri Kayseriye deniz getireceğim vaadini bile aratır olmuştu. Erbakan, her gittiği ile fabrika yapmayı vaat ediyor, hatta gittiği yerlerde fabrika temeli atıyordu. Rakip partiler ise temel diye toprağa bir metre derinliğinde dökülen betonları yerinden söküp Erbakan ve partisi ile alay ediyordu. Bu dönem burjuva politikacıların yalancılığı ve inanılmazlığı inancının pekiştiği ve hepsi vaat ediyor ama hiçbiri vaadini yerine getirmiyor düşüncesinin hakim olduğu yıllardı.
Küreselleşme, neoliberalleşme günlerinde ise vaat devri sona erdi. Oysa, iletişim olanakları daha da gelişmişti. Televizyonun yaygınlığı, gazetelerin en ücra köşelere kadar ulaşması, internet vd. düşünülürse partilerin hükümet olduklarında yapacaklarını seçmene anlatması ve buna göre oy istemesinin olanakları genişlemişti. Fakat, bu dönemde partiler seçim vaatlerinden vazgeçtiler. Ya da hükümet programlarını açıklamaz oldular. Artık, seçim dönemlerinde medya tarafından partiler pazarlanmaya başlandı. Seçim propaganda kampanyalarını profesyonel reklamcılar planlayıp, yürüttüler. Zaten burjuva partilerinin programları da aynılaştı. Ekonomi IMF-Dünya Bankası ve TÜSİADa bırakıldı. Hükümetleri seçmenin iradesi yerine ABD-TÜSİAD belirlemeye başladı. Güya, seçim sonuçlarını tahmin edeceğiz diye her gün sözde anketler yapılarak seçmen yönlendirildi. Deli düğünü gibi geçen seçim kampanyalarında halkın sorunlarını ve çözümünü anlatmaya çalışan halk temsilcilerinin ise sesi yeterince duyulmadı.
Yine, bir seçim sürecine girdik. Daha, şimdiden medya anket yönlendirmelerine ve reklam çalışmalarına başladı. Bu dönemde bizlerin halkın sorunlarının çözümüne ilişkin fikirlerimizi çok açık, anlaşılır ve yaygın bir biçimde emekçilere anlatmamız gerekiyor. Eğitimde, sağlıkta, iş yaşamında, sosyal güvenlik konularında, özgürlükler alanında, dünya ve bölge politikaları konusunda, Kürt sorununun çözümü hakkında, yargı sistemi konusunda vd. politikalarımızı şimdiden anlatmaya başlamamız gerekiyor.
Biz de, burjuva kampanyanın cazibesine kapılıp bağımsız adaylar kimler olacak, hangi ilden kim olsun konularına dalarsak yanlış yapmış oluruz. Burjuva medya bunu bilinçli olarak körüklüyor. Özellikle DTPnin adayları üzerinde çok spekülasyon yapacaklar. Bazı adayları karalayacaklar, bazen adayları birbirine düşürmeye çalışacaklar. Bazen, bazı aday isimleri ortaya atıp aday yapmaya çalışacaklar. Yüzde on barajı ile yetinmeyip, 2002 seçimlerinde yaptıkları ve yapmadıkları bütün oyunları deneyecekler.
Biz şimdiden bunu görüp. Doğru olanı yapmaya hemen girişmeliyiz.
Kamil Tekin Sürek