12 Mayıs 2007 00:00

EMEK DÜNYASI

Kamil Tekin Sürek’in dünkü köşesinin başlığı ‘Bu ne biçim seçim’di.Herhalde, paldır küldür gidilen ve 22 Temmuz’da yapılacak olan (eğer yapılabilirse) genel seçimi en iyi özetleyecek cümle budur.

Paylaş

Kamil Tekin Sürek’in dünkü köşesinin başlığı ‘Bu ne biçim seçim’di.
Herhalde, paldır küldür gidilen ve 22 Temmuz’da yapılacak olan (eğer yapılabilirse) genel seçimi en iyi özetleyecek cümle budur.
Bugüne kadar dünyanın en yüksek seçim barajıyla ve düzen partilerinin en irilerine yüzmilyonlarca liralık “seçim ulufesi”yle korunan düzen partilerine bu koruma kalkanları da yetmemiş olmalı ki; şimdi de bağımsız girerek “barajı aşmak” isteyenlere yeni engeller getiriliyor. Bir yandan DTP ve bağımsız seçime girecek olanlar “yasaya hile” yapmakla suçlanıyor öte yandan Meclis‘te birbirinin gölgesine kurşun sıkan partiler, bağımsızları engellemek için kol kola girip anayasa değiştiriyorlar.
Basına konuşan vekillerin, parti sözcülerinin gerekçeleri çok demokratik!
Deşikliği savunanlar; “Efendim bağımsız seçime girmek isteyen vatandaşları, oy pusulası bastırma külfetinden, seçim kabinlerinde bağımsız oylarının korunması gibi güçlüklerden kurtarmak için Meclis’imiz anayasa değiştirmiştir” diyorlar. Yani Meclis’imiz, onca iş ve onca sıkıntı içinde bağımsızların sorunsuz, sıkıntısız seçime girmesi için seferber olmuş!
Oysa gerçekler tamamen tersini gösteriyor. Kulislerde konuşulanlar; bağımsızların baraj engelini aşıp milletvekili seçilmesini zorlaştırmak, bunun için de özellikle okuma yazma oranının düşük olduğu Doğu ve Güneydoğu’daki illerde seçmenlerin iradelerini doğru yansıtmalarını engellemek; bir karışıklık yaratarak yanlış oy kullanmalarını sağlamak için anayasa değişikliği ile bağımsızlar, partilerin bulunduğu listelere yazılmaktadır.
Bir Meclis, az çok adalet ve hak duygusu taşıyan bir Meclis’in; vatandaşın iradesini saptırmak, yanlış oy kullanmasını sağlamak için anayasa değiştirmesi nasıl bir şeydir. Böyle niyetlerle düzenlenmiş yasa ve anayasaların getirdiği seçim düzeni nasıl adil olabilir; tüm vatandaşlardan böyle bir iradeye saygılı olmaları nasıl beklenebilir?
Bu aslında bölgenin bilerek okuma yazma ve eğitim konusunda geri bıraktırıldığının da göstergesidir. Dolaysıyla düzen partileri, kendi politikalarının sonucu okuma yazama öğrenmekten bile alıkoyduğu yığınların bu zaafından yararlanarak; kendi istedikleri adayları seçmelerini engellemeye çalışıyorlar. “Biz zaten sizleri bugünler için okuma yazma öğrenmekten alıkoyduk” demek istercesine!
Şimdi kimileri diyecektir ki, Meclis böyle düşünmüyor, kulislerde konuşulanlar, basında yazılanlar spekülasyondur. Ama, seçim barajını yüzde 10’da tutmanın gerekçesi nedir? “AKP şeriatı getiriyor” diye ortalığı toza dumana boğan CHP, AKP’nin milletvekillerinin üçte ikisini yüzde 10 baraj rantından sağladığını gördüğü halde, yüzde 10 barajının kalkmasını istememesinin ya da her lafın başı seçim ve demokrasiden, adaletten, hak-hukuktan söz eden AKP’nin yüzde 10 barajını değiştirmek için parmak oynatmamasının nedeni nedir? Bunların nedeni Kürtler Meclis’e girer korkusu değil midir?
Yine, “güneşin her gün doğudan doğduğu”nda bile anlaşamayan AKP ve CHP iki şeyde anlaşıyorlar: 1-) Seçim barajının utanç verici yüzde 10’da tutulması, 2-) Anayasa değişikliği ile bağımsız adayların adlarının da partilerle aynı listeye konması için anayasa değişikliğinde! Bu bir rastlantı olabilir mi?
Öyle anlaşılmaktadır ki; oyunlar, baskılar seçim pusulasıyla da kalmayacaktır. Daha şimdiden bölge illerinde pek çok girişimler yapılacağına dair haberler gelmektedir.
Bu yüzden “Bu ne biçim seçim” demeyi, seçimin eşitsiz, adil olmayan koşullarını ve düzen partilerinin oyunlarını teşhir etmeyi, baskıları, kontra müdahalelerini deşifre etmeyi bir yana bırakmadan ama, bunları da aşarak; bu seçim oyunlarına rağmen, barajları yıkan bir cesaret ve kararlılıkla kendi adaylarımıza oy vermeyi başarmak gerekmektedir.
Türkiye’nin halkı, Kürdüyle, Türküyle bu basireti, bu siyasi uyanıklığı gösterecek olgunluktadır. Kendisini siyaset uleması sanan siyaset esnafına bir ders verecekler; onları kendi oyunlarıyla alt edeceklerdir.
“Korkunun ecele faydası yoktur” özdeyişi, herhalde böyle durumlar için söylenmiştir.
İhsan Çaralan
ÖNCEKİ HABER

12 Eylül düzeni
tamamen tıkandı

SONRAKİ HABER

Anayasa değişikliği Cumhurbaşkanı Sezer’de

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...