13 Mayıs 2007 00:00
süleyman hep başbakan
Fikret Kızılokun ünlü bir parçası vardı: Demirbaş... Nakaratları sürekli şöyleydi: Süleyman hep Başbakan, Başbakan hep Süleyman...
Fikret Kızılokun ünlü bir parçası vardı: Demirbaş... Nakaratları sürekli şöyleydi: Süleyman hep Başbakan, Başbakan hep Süleyman...
Çocukluğundan 1994 yılına kadar birçok olayı ve durumu anlatmış, Fikret Kızılok... Birkaç yıl önce yitirdik onu, genç yaşında. Ölmeseydi eğer, belki de Recep hep takiyeci, takiyeci hep Recep başlıklı bir şarkısı çıkardı. Bilemiyorum...
Şöyle diyordu Fikret Kızılok, Demirbaşta, bazı bölümlerini yazacağım: Küçücük bir çocuktum / Sebebini bilmeden / Sokağa çıkamadık / İhtilal oldu sandık / Sonra biraz büyüdük / Alfabeyi bitirdik / Azı dişim çıkmıştı / Sünnet bile olmuştum // Süleyman hep Başbakan Başbakan hep Süleyman // Kennedy öldürülmüş / Migros açılmamıştı / Beatles ortada yokken / Ekonomi bomboktu // Zeki Müren ortada / Bülent Ersoy erkekti / Vietnam Savaşını / Kendisiyle başlattı // Süleyman hep Başbakan / Başbakan hep Süleyman // Mao henüz ölmemiş /Ortaokul bitmemiş / Yahya işe başlarken / Bankalar hep bomboştu // Çevre kirlenmemişti / İbo evlenmemişti / Ajda tam boşanırken / Dolar yine çıkmıştı // Süleyman hep Başbakan / Başbakan hep Süleyman // Kenan sopalısıydı / Turgut boyalısıydı / Pek anlamazdı ama /Mesut Hopalısıydı / Naim kaldırıyordu / Zalim bastırıyordu / Dün dündür, bugün bugün / Diye gafil avlanıyordu // Süleyman hep Başbakan / Başbakan hep Süleyman // Tonton dayanamadı / Hepimizi batırdı / Efelerin efesi / Muz ağacına tutundu // Ecevit hep umuttu / Erdal bizi uyuttu / Yaş günü pastamızı / Vestiyerde unuttu // Süleyman hep Başbakan / Başbakan hep Süleyman // Arabamız, evimiz / İki anahtarımız / Nasıl da inanmıştık / Verir diye babamız / Ne padişah, ne sultan / Bi enişten, bi ablan / yanında bir de baban / Selam olsun yaradan // Süleyman hep Başbakan / Başbakan hep Süleyman...
Bugün Süleyman Demirel ne Başbakan, ne de Cumhurbaşkanı, ama yine ortalarda. Şöyle ya da böyle gazetelere konu oluyor. Ya gazetelerde röportajı yapılıyor ya da televizyon kameralarının önüne çıkıyor.
Bir zamanlar Barajlar Kralı diyorlardı, şimdi de Siyasetin Ceosu...
1924te Ispartanın İslamköyünde doğan Süleyman Demirel, Barajlar Kralı olmadan önce Celal Bayarın deyimiyle Şu bizim Su İşleri Müdürüydü. Bu göreve getirilmeden, yani Çoban Sülülükten kısa bir süre sonra, I954te Amerika bu madeni keşfetti. Onu siyasete soktu. İlerde Amerikanın işine yarayacak bir politikacı yaratmak için, EEF bursiyeri yaptılar...
Sonra hızla yükseldi S.Demirel.. Ve Bizim en başarılı bursiyerlerimizden, diyen Amerikalıların övünmesine bile neden oldu.
ABD Başkanı Johnsonla kolkola fotoğraflarla gelen AP Başkanlığı ve sonrası. Bakalım, hâlâ bitiremediği Memoirinde yazacak mı bunları... Evet, Hatırattan ziyade bir Memoir yazıyorum, 50 senelik tecrübem. Su tecrübemi hatalar yaparak kazandım. Ve bu hataların çoğunluğunun bedelini millet ödedi. Genç nesillere borcum var, yazarak ödeyeceğim diyordu. Ve gençlik de onu çok iyi tanıdığını ODTÜdeki ya da başka üniversitelerdeki protestolarıyla gösteriyordu...
Gençleri sokağa çağıran Süleyman Demireli bazı şeyler hiç mi hiç ilgilendirmiyordu. Örneğin, Kartalda kendi adının verildiği lisede, okul müdürü tarafından irtica propagandası yapılıyordu. Ya da eşi Nazmiye Demirelin adının verildiği Şırnaktaki Kız Meslek Lisesindeki öğrencilerin karnını doyurmak için, internet kanalıyla yardım istenmesi onu ilgilendirmiyordu.
Sanırım bugünlerde S.Demirelin aklını Komrat yolculuğu yoruyordur.
Hani Moldovadaki Gagavuz Türkleri, özerk bölgelerinin başkenti Komratta Lenin heykelinin sökülüp, yerine Süleyman Demirelin heykelinin dikilmesini istiyorlar ya ABDde başlayan, Komratta noktalı virgül konan, Demirel evrenselliği... Ahhh Fikret Kızılok ahhh, sağ olacaktın, sana bir şarkı konusu daha çıkmıştı: Süleyman hep evrensel, Evrensel hep Süleyman...
Bülent Habora