13 Mayıs 2007 00:00

baharı beklerken yaz geldi

Sıcakların artmasıyla kentten kaçabilenler Adana’yı çalışan işçi ve emekçilere bırakıyor. Bahar’ın gelmesiyle ısınan havalar nedeniyle Adana’da kavurucu sıcaklar başladı. Halk şimdiden bu yıl yazı nasıl geçireceğinin hesabını yapmaya koyuldu.

Paylaş


Sıcakların artmasıyla kentten kaçabilenler Adana’yı çalışan işçi ve emekçilere bırakıyor. Bahar’ın gelmesiyle ısınan havalar nedeniyle Adana’da kavurucu sıcaklar başladı. Halk şimdiden bu yıl yazı nasıl geçireceğinin hesabını yapmaya koyuldu. Ilık geçen bir kışın ardından Adana halkı baharın nasıl geçeceğini düşünüyordu ancak bahar bu yıl memlekete uğramadı bile. 35 derecenin altına düşmeyen sıcaklıklar Adanalı vatandaşları henüz yaz mevsimi gelmeden kara kara düşündürüyor. Serin yerler arayanlar “Bizim memlekette bahar yaz, kış az olur. Yani anlayacağız Adana hep küresel ısınır” diye konuşuyorlar.
Tatilin ve ekmeğin adresi Seyhan
Adana halkı sıcaklardan bir nebze olsun kurtulabilmek için her fırsatta kendini Seyhan Nehri kıyısına atıyor. Adana emekçilerinin sıcaklar dolayısıyla Seyhan Nehri kıyılarına akın etmesi, ekmeğini kazanmaya çalışan işportacıları da buralara çekiyor.
Sıcakların kendini hissettirmesiyle birlikte deniz kenarına ya da daha lüks mekanlara gidemeyen Adanalılar nehir kıyısındaki ağaçlık alanları tercih ediyor.
Ailesiyle birlikte buradaki piknik alanına gelen Vahap İleri, maddi olanaksızlıklar yüzünden nehir kıyısına geldiklerini söylüyor. Bir çocuk babası İleri, bizlere iplik fabrikasında çalıştığını, sıcakların bastırmasıyla beraber izin günlerinde kendilerini ailecek buralara attıklarını söylüyor. Bir yandan mangalı yakmaya çalışan İleri, “Bu yıl çok sıcak olacak diyorlar televizyonda, bu küresel ısınma yüzünden, Allah bize yardım etsin, işçi kesimi yine perişan olacak, parası olan gider istediği yere ya biz…” diyerek veryansın ediyor hallerine. Kurdukları sofraya bizleri de davet eden İleri ailesi, konuyu nehir kıyısına getirerek; buraları halkın daha rahat kullanacağı bir hale getirmek gerektiğini, maddi durumu iyi olmayan ailelerin gidecek başka yerlerinin olmadığını söylüyor. “Bak biz buraları beğenmiyoruz ama bir araban olmazsa buraya bile gelemiyorsun. Bari belediye buralara otobüs tahsis etse” diyerek yetkililere sesleniyor.Sabah okul öğlen iş
İleri ailesini piknik alanında bırakıp nehir boyunca ilerlerken ellerimizdeki fotoğraf makinelerini gören üç küçük çocuk yanımıza yaklaşıyor. Üçü de ilkokula gidiyor. Haşlanmış nohut satarak ev bütçesine katkıda bulunmaya çalışıyorlar. Okulla işin aynı anda yürümesinin zor olup olmadığını sorduğumuzda Soner ve Cengiz Yanku kardeşler “Abi sen ne diyon, biz yedi yaşımızdan beri bu işi yapıyoruz. Sabah okula öğlen işe çıkıyoruz” yanıtını veriyorlar. Haşlanmış nohutları tuz ve kimyon katarak satan çocuklar küçük termoslarda dolaştırarak sattıkları nohutları bitirene kadar eve gitmediklerini söylüyorlar. Mesut, üçünün de babalarının inşaatlarda çalıştığını kendilerinin de eve katkı olsun diye çalıştıklarını anlatıyor. Mesut, sıcaklardan şikayet ederek, yaz gelince işe çıktıklarını ancak sıcaklar yüzünden insanların akşam saatlerinde buralara uğradığını, bu yüzden nohutların geç bittiğini söylüyor.

Yağlı boya resimler
Nehir boyunda duvarlara asılmış yağlı boya resimler ve bir sandalyeye asılı duran balonların yanında oturan yaşlı teyze dikkatimizi çekiyor. Nene-torun burada ekmek paralarını kazanmaya çalıştıklarını öğreniyoruz. Yaptığı resimleri satarak geçinmeye çalışan ve mesleği ilkokulu bitirdikten sonra bir ressamın yanında çırak olarak başlayarak öğrendiğini aktaran Uğurcan Özışık, “Bu benim ekmek kapım oldu. Ustam bana bunu öğretti. Yıllardır ailemi buradan kazandığım parayla geçindiriyorum” diye konuşuyor. Havaların ısınmasıyla Seyhan Nehri kıyısında satış yapmaya başladıklarını dile getiren Özışık, “Burası Adana’nın tatil merkezi, insanlar sıcaktan buraya kaçıyorlar. Biz de ekmek parası tezgahımızı buraya kuruyoruz” diyor.
Torunuyla birlikte buraya gelerek balon sattığını anlatan Hidayet Özışık, “130 milyonluk yaşlılık maaşı ile geçinemez duruma geldim. Artık para yetmiyordu. Mahalleden komşularım, akrabalarım bana bu işi yapmamı söyledi. Ben de en azından bir işi yapayım dedim” şeklinde konuşuyor.
77 yaşında olan Hidayet Özışık, yıllardır tek başına yaşadığını belirtirken, havaların ısınması ile kent merkezinden Seyhan Nehri kıyılarına gelen vatandaşlara balon sattığını aktarıyor.

Talip Aytimur - Erman Koçak
ÖNCEKİ HABER

izmir’de çiğdem çitleme zamanı!

SONRAKİ HABER

anne ve annelik üzerine...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...