16 Mayıs 2007 00:00
Emekçilerin televizyonu
Ben, Hayat Televizyonunu; kömürü tırnakları ile söküp çıkaran maden işçilerinin, çeliği iplik gibi büküp şekil veren metal işçilerinin, Çukurovada paramparça elleri ile ak pamuk toplayan tarım işçilerinin, çelimsiz vücutları ve cılız elleriyle köle gibi çalıştırılan çocuk işçilerin, topraksız köylülerin, öğretmensiz okulların, televizyonu olarak görüyorum.
Ben, Hayat Televizyonunu; kömürü tırnakları ile söküp çıkaran maden işçilerinin, çeliği iplik gibi büküp şekil veren metal işçilerinin, Çukurovada paramparça elleri ile ak pamuk toplayan tarım işçilerinin, çelimsiz vücutları ve cılız elleriyle köle gibi çalıştırılan çocuk işçilerin, topraksız köylülerin, öğretmensiz okulların, televizyonu olarak görüyorum. Hayat Televizyonu, hayata hiçbir şey katmayan ama dört başı mamur yaşayanların değil, hayatı elleriyle gerçek anlamda var edenlerin gözü, kulağı ve sesi olarak görüyorum.
Yine başka bir ifade ile, ben Hayatı odalarımızın köşesinde pek de işe yaramadan duran beyaz bir cam ve kumanda cihazından ibaret bir nesne değil, egemenlerin, çetelerin, yobazların ve çıkar çevrelerinin yarattığı bu toz-duman ve zehir içinde başımıza geçirip nefes alabileceğimiz bir maske olarak da görüyorum aynı zamanda. İşte bu düşüncelerle Hayata yürekten başarılar diliyorum ve aşağıdaki mısraları Hayat Televizyonuna armağan ediyorum.
HAYAT
Söyleyecek sözü olan
Artık susmasın;
İşçi, köylü, yoksul halkım
Yalan duymasın,
Göz boyayan ekranınız doğru demiyor,
Boyalı basın bizlere hep yalan söylüyor,
Yeter, bıktırdınız,
Artık bunlar bize bayat geliyor,
Çekilin kenara biraz HAYAT geliyor.
Solan umutlara suyu ,
Söylenmeyen doğruyu,
Şimdi bize yalnız, HAYAT veriyor.
Eyüp GÜLMEZ E.L.İ. Atölye İşçisi (Soma/MANİSA)