18 Mayıs 2007 00:00

LİMAN ARKASI

Mehmet Partalcı, 1960 yılında Bartın-Arıt’ta doğmuş. 5 çocuklu bir çiftçi ailesinin ortanca çocuğu olarak mısır, buğday, arpa tarlalarında tohum ekmiş, ekin biçmiş, kardeşleri ile anne ve babasına yardımcı olmuş.

Paylaş

Mehmet Partalcı, 1960 yılında Bartın-Arıt’ta doğmuş. 5 çocuklu bir çiftçi ailesinin ortanca çocuğu olarak mısır, buğday, arpa tarlalarında tohum ekmiş, ekin biçmiş, kardeşleri ile anne ve babasına yardımcı olmuş. Yeşil soğan, marul, ıspanak diplerini sulamış, ineklerinin peşinde çobanlık yapmış, gülek vurup tereyağı çıkarmış. 10 yaşına erişince, babası, Mehmet’i Zonguldak’a getirmiş. Mehmet, lavuarın karşısında, Mengen Lokantası’nda, Şakir Usta’nın yanında çırak olarak işe başlamış. Üç vardiya çalışılan lavuarın işçileri için günde 3 bin ekmek tüketilen lokantada, okulların tatil dönemlerinde çalışarak; bulaşıkçılıktan getir-götür işine kadar her işe koşturmuş. İlkokulu bitirdikten sonra Sürmen Liman Lokantası’nda işe başlamış. Kalfa ve ustalık mertebesini burada tamamlayarak, iki yıl Bomanti Lokantası’nda mutfak sorumlusu olmuş. Burdur’da jandarma olarak askerliğini yaparken, tugay mutfağında, büyük yemek kazanlarının başında, elinde kepçe ile tertiplerinin üç öğün yemek muadilini hazırlamış. Askerlik sonrası, iki yıl Zonguldak Terminal Lokantası’nın aşçılığını yapmış. 1984 yılında, memur kadrosu ile SSK’da işe başlamış ve emekli olduğu 2006 yılı Temmuz ayına kadar kurumda aşçı olarak çalışmış.
Mehmet Usta, dört ay önce, Zonguldak’ın merdivenli bir arka sokağında bir binanın üçüncü katında “Bizim Köşe” adı ile bir lokanta açtı. “Aman, Mehmet Usta! Sen ne yapıyorsun, kim gelir buraya?” diyenler olmuş, başta. Fakat Mehmet Usta’nın iyi niyet ve fedakarlığı, müşterilerinin sokak aralığında, merdiven basamaklarında sırada bekleyecek kadar çoğalmasını sağlamış.
Her gün, 5 çeşit sebze, kırmızı et yemeği, beyaz et yemeği, çorba, pilav, makarna, salata, yoğurt ve tatlının gözler önüne serildiği tezgahtan, aldığı bir tabak yemek için 1 YTL ödeyen vatandaş, verilen hizmetten memnun.
Tüm Sosyal-Sen’in kurucu üyesi olan ve iki dönem şube başkanlığı yapan, daha sonra BES üyesi olan Mehmet Usta, sendikal görev gereği gittiği büyük kentlerde görmüş bu tür lokantaları. “Bizim tek farkımız, dört çeşit yemek için müşteriye bir dayatmamızın olmaması” diyor. Müşterilerinin çoğunluğunu yüzde 25 indirim uyguladığı öğrencilerin oluşturduğunu belirten Mehmet Usta, memur ve esnafların da hafta içi sürekli lokantasına geldiklerini ve günde 800 kişiye hizmet verdiklerini söylüyor.
Lokantayı açtığı günden bu yana, olumsuz bir tepki almadığını vurgulayan Mehmet Usta, çoğu müşterinin “evimiz gibi, ne güzel!” dediklerini, lokantanın iç düzenlemesini yaparken kendisine yardımcı olan Emine Bulut’un, bu atmosferi yaratmada katkısının büyük olduğunu söylüyor.
Önceki gün, 2 YTL’ye akşam yemeğimi yedikten sonra, Bizim Köşe’nin 10 kişilik çalışma ekibinin yarısını oluşturan Partalcı ailesi ile görüştüm. Ertesi günkü menü için hazırlık yapan büyük oğul Osman, muhallebi kazanını karıştırıyordu. Ortanca oğul Uğur, bulaşık yıkıyordu. Küçük oğul Bülent, çay servisi yapıyordu. Anne Sevil Hanım, Mehmet Usta ile hesap masasında, yapılacak ödemeleri konuşuyorlardı. Sabah saat 06. 00’dan 21. 00’e kadar çalıştıkan sonra, akşam eve dönünce bedenine tatlı bir yorgunluk çöktüğünü, bunun karşılığında, çocuklarına bir gelecek hazırladığı için mutlu olduğunu belirten Mehmet Usta, işsizlik ve yoksulluğun giderek arttığına vurgu yaparak, lokantasına “Bizim Köşe” adını vermesinin nedenini anlattı;
“Çırak olarak işe başladığım Mengen Lokantası’nın sahibi Şakir Usta, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edildiği haberini duyunca, lokantanın ortasında ‘komünistleri idam ettik, oh olsun’ diye konuşmuştu. Müşterilerimizden, lavuarda çalışan Kürt Mehmet lakaplı bir işçi vardı, bu ilenme üzerine, bir tokatta yere sermişti Şakir Usta’yı. Kürt Mehmet, sevilen bir işçiydi. Mengen Lokantası, epey müşteri kaybetmişti bu tokat olayından sonra. Ben de Kürt Mehmet’e sempati duyuyordum. ‘Bizim de elbet bir gün bir köşemiz olacak‘ derdi, hep. Yıllarca işçilik yaptım, sendikal mücadele içinde çalıştım, emekli oldum ve tazminatımla bu lokantayı açarak tabelaya ‘Bizim Köşe’ diye, yazdırdım”
Karnınızı doyurmak için, cebinizde 1 YTL bile yoksa, buyrun Mehmet Usta’nın lokantasına. “Adımız, boşuna ‘Bizim Köşe’ değil ya!” diyor, ustamız.
Fahri Bozbaş
ÖNCEKİ HABER

‘Tuhaf’ kışkırtmaya tepki

SONRAKİ HABER

Sıcaklık başa vurunca...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa