05 Mart 2012 11:20

KESK’li kadınlar neden susturulmak isteniyor?

13 Şubat sabahı bir kez daha gözaltı ve baskın haberleriyle uyandık güne. KESK’li 14 kadın yönetici ve üye arkadaşımız kimi işyerlerinden, kimi sendikalarından, kimi evlerinden gözaltına alındı sabahın erken saatlerinde. KESK Genel Merkezi, bağlı sendikalar ve gözaltına alınan arkadaşlarımızın evleri gün boyu polisler tarafından a

KESK’li kadınlar neden susturulmak isteniyor?
Paylaş
Derya Kayacan (Kültür Sanat-Sen Ankara Şubesi Yöneticisi)


KESK’li kadınlar sessiz kalamaz
Peki, gözaltına alınan bu kadınlar ne istiyordu da susturulmaya çalışılıyorlardı? Neden gözaltına alınmışlardı? Ülke gündeminde kadınlara yönelik şiddet, tecavüz katliam haberleri eksilmezken KESK’li kadınlar artık daha fazla kadının öldürülmesini, daha fazla kadının şiddet görmesini, tecavüze uğramasını istemiyordu. Her gün binlerce insan sendikalı olduğu için işten atılırken, iş kazalarında her yıl yüzlerce işçi ölürken, çalışma hayatı her gün geleceksizleştirilirken KESK’li kadınlar güvenceli, kadrolu, sigortalı sendikalı iş istiyorlardı. Ve bu ülkede bir iç savaş devam ederken, her gün evlere gencecik çocukların cenazeleri giderken ve analar ağlarken KESK’li kadınlar barış istiyorlardı, artık annelerin oğullarının tabutlarına sarılmasını istemiyorlardı. Bu kadınlar demokrasi, özgürlük istiyordu. Bunun içindi bütün mücadeleleri, uğraşları. Ve işte bu insanca taleplerin karşılığı gözaltına alınmak, tutuklanmak oldu.

Eşit, özgür bir dünya için
Gözaltılardan iki gün sonra 16 Şubat’ta mahkemeye sevk edilen 14 kadın arkadaşımız için bizler de oradaydık. Arkadaşlarımızı almadan gitmeyecektik. Çünkü onların hiçbir suçu yoktu, herkes için yaşanılabilir bir dünya istemekten ve bunun için mücadele etmekten başka. 12 saatten fazla bekledik onları sloganlarımızla, şiirlerimizle, türkülerimizle. Biz Ankara’nın soğuğunda Adliye önünde beklerken, insanca yaşanacak, eşit, özgür bir dünya istedikleri için kadınlar içeride sorgulanıyordu. Aslında sorular ileri demokrasinin olduğunu iddia eden bir ülkenin kadınları için utanç vericiydi.
de Savcı kadınlara soruyordu: 8 Mart etkinliğini neden düzenlediniz? 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü’nde neden miting yaptınız? Ne bekliyordu acaba bu ülkenin savcıları, hâkimleri, yönetenleri; öldürülen kadınlar için “mutlaka hak edecek bir şeyler yapmıştır” mı demeliydik.
Neden barış mitinglerine katıldıkları da sorulmuş kadınlara. Ülkemizde binlerce ana gözyaşlarıyla çocuklarının mezarları başında ağlarken ya da birçoğunun ağlayacak bir mezarı bile yokken ne yapacaktı KESK’li kadınlar? Susacaklar mıydı? Elbette hayır! Ne yani savaş mı isteyecektik, çocuklarımızın kardeşlerimizin ölülerine alkış mı tutacaktık?
“Geceleri de istiyoruz sokakları da” isimli kampanyayla ne amaçlandığı sorulmuş bir de kadınlara. Evet, biz kadınlar sokakları da, geceleri de, gündüzleri de ve bütün dünyayı da istiyoruz daha özgür ve insanca yaşanılır bir yer yapabilmek için.
Maalesef mahkemeye sevk edilen 14 kadın arkadaşımızdan 9’unun “örgüt üyesi olmak” suçundan tutuklanarak cezaevine gönderilmesine karar verdi hâkimler. O gün mahkemenin önünden ayrılırken öfkeliydik. Ama bu öfkemiz, bu yılın 8 Mart’ını ve bundan sonraki her gün kadınların mücadele ateşini büyütmek azmini ve kararlılığını ekiyordu yüreklerimize.

ÖNCEKİ HABER

HDK saldırılara karşı bir mücadele mevzisi

SONRAKİ HABER

'Örgütlü olmak hayal olacak'

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa