22 Mayıs 2007 00:00

Ölsek de toprağımızdan vazgeçmeyeceğiz

Topraklarına el konulan Sinan köylüleri 4 yıldır seslerini duymayan siyasetçilere öfkeliler

Paylaş

Sinan köylüleri, önceki gün yaptıkları basın açıklamasıyla sorunlarını bir kez daha gündeme getirmeye çalıştılar. Basın açıklamasının ardından görüştüğümüz köylüler, ağanın ellerinden aldığı toprakları geri almak için her şeyi yapacaklarını söylediler.
İstanbul’da gurbette olan Sinan köylülerinden 33 yaşındaki Heybet İldeniz, “Şimdi seçim zamanıdır. Seçim meydanlarına çıkıp oy isteyecekler. Bize hiç yardımcı olmadılar ki yüzümüze nasıl bakacaklar” diyerek milletvekillerine tepki gösterdi. İldeniz; “Hiçbir Diyarbakırlı milletvekili kapımızı çalmış değil. 4 senedir mücadele ediyoruz, sesimizi hâlâ duyan yok. Bir sonuç alamadık. 300 insan 28 gün boyunca Ankara’da yattık, çoluk çocuk demeden. Ne yazık ki hiç kimse sesimizi duymuyor, hepsi ağalık sisteminin kendisi zaten” şeklinde konuştu. Başlarına taktıkları siyah bantların, “Ölsek de toprağımızdan vazgeçmeyiz” demek olduğunu belirten İldeniz, İstanbul’da haftalık 100 YTL’ye konfeksiyonlarda çalıştıklarını, ancak şu an işsiz olduğunu söyledi.
‘Hayat zor be ağabey’
Konfeksiyonda ütücü olarak çalışan Necmettin Yeşil ise 700 YTL maaş alıyor.
“İnsan kendi toprağında doğdu mu, orada yaşamak istiyor” diyen Yeşil, “4 öğrenciyi 700 YTL ile nasıl okuturum. Üstelik ikisi Burdur’da yatılı okuyor. Hayat zor be ağabey. 3-4 ay çalışıyorsun, sonra çıkartıyorlar. Sigortan da yok. Kendi memleketime döndüğümde toprağımla, işimle gücümle uğraşırım. Başkasının derdini çekmem” diye devam ediyor.
Necmettin Yeşil’in kardeşi olan Evin Yeşil ise 13 yaşında. Sabahtan akşama kadar çalıştığını ve başka hiçbir şeye zaman ayıramadığını belirten Evin Yeşil, “Tekstil atölyesinde ortacıyım. 500 YTL alıyorum. İnsan, köyünde daha rahat ediyor. Hem orada okula da gidebiliyordum. Okula gitmeyi çok istiyorum. Ama burada geçim derdinden dolayı çalışmak zorundayım” dedi.

24 yaşındaki Selam Güneş de konfeksiyonda ütücü olarak çalışıyor. İstanbul’da yaşamanın çok zor olduğunu belirten Güneş, gazetemize şunları söyledi: “Memleketime dönmek istiyorum. Kavun karpuz ekeriz köyde, o zaman daha rahat ederiz. Topraklar bizim üzerimizdeydi. Ağa, dedelerimizi ölü olarak göstermiş, topraklarımızı kendi üzerine almış. 4 tane şahit bulmuş; okuma yazması olmayan, onlara parmak bastırmış. Onlar neye parmak bastıklarını bilmiyorlar ki. Biz 14 tane şahit gösteriyoruz ama topraklarımızı geri alamıyoruz. 10 kardeşiz biz. 700 YTL alıyorum. Ev kirası var, elektrik, su gibi bir sürü gider var. Ya kapkaççı olacaksın ya da hırsız. Yoksa nasıl geçineceksin bu memlekette?”
1 odada 6 kişi
350-400 YTL arasında maaş aldığını belirten 20 yaşındaki İhsan Çorapçı da tekstilde çalışıyor. “İstanbul’da sürünmek yerine köyde daha rahat yaşarım” diyen Çorapçı, “Herkes büyük şehirde yaşamak ister ama biz, köyümüze geri dönmek istiyoruz. Burada tek oda bir evde 6 bekar bir arada kalıyoruz” dedi.
Sinan köyü muhtarının oğlu olan İhsan Kaçmaz ise 22 yaşında. Ailesine para gönderemediğini belirten Kaçmaz; “Babamlar orada, biz de burada mücadele ediyoruz. Köyde toprağımız olsaydı, burada sürünmezdik. Kendi toprağımızı işlemek için para vermezdik” diyor. (İstanbul/EVRENSEL)
Nihat Karadağ
ÖNCEKİ HABER

Küresel ısınmaya karşı pedal çevirdiler

SONRAKİ HABER

ALBATROS

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...