23 Mayıs 2007 00:00

Şu ‘gayriciddi’ Türkler...

Paylaş

Kuş uçmaz, ama kervan geçer bir bölgede, 40 Haramiler, gelip geçen tüm kervanları soyuyormuş. Kervanlar ne yapacaklarını kara kara düşünürlerken, biri gelmiş. “Şöyle şöyle biri var. Hem kendisi çok güçlü hem de kılıcı keskindir. O sizleri korur...” Bulmuşlar adamı. Anlaşmışlar… Kervancıların gönülleri rahat. Çıkmışlar yola...
Bir süre sonra yine kuşların uçmadığı yerde, 40 Haramiler basmışlar kervanı. Kervancıların içleri rahat, nasıl olsa kendilerini koruyan var... Yooo, adam rahat. Geçmiş bir kenara, yakmış çubuğunu, tellendiriyor… Kervancılar koşmuş adama: “Yahu, soyuyorlar bizi. Davransana...” Adam, çubuğundan bir nefes almış, “Daha kızmadım,” demiş...
40 Haramiler daha sonra, kadın-erkek dinlemeden, tüm kervandakilerin ırzına geçmiş... Kervancılar ağlamaklı: “N’olur kurtar bizi...” Adam şöyle bir bakmış, “Daha kızmadım” demiş…
40 Haramiler sonunda gücü yerinde, kılıcı keskin korumanın da gereğine bakmışlar. Ve tam ellerini-yüzlerini falan yıkarlarken, kervanın korucusu, “Hayyytt,” diye fırlamış yerinden, 40 Haramilerin hepsini öldürmüş...
Kervancılar mutlu. Adamın yanına gitmişler. “Ne oldu da kızdın?” diye sormuşlar. Adam gülümsemiş: “O sonuncu Harami, yıkanırken üzerime su sıçrattı. İşte ona çok kızdım,” deyince kervancıların başı, “Peki,” demiş, “Biz her defasında üzerine su sıçratacak haramiyi nereden bulacağız?..”
Şu Cumhuriyet mitinglerini izlerken her defasında da bu fıkra aklıma geldi. Peki biz, kimilerinin “Bıyıklı Türkler”, kimilerinin de “Çılgın Türkler” dediği bu Türklerin ayağa kalkması için, her defasında da “Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı Olayı”nı nasıl bulacağız?..
İMF neredeyse çiş saatlerimizi bile ayarlayacak, tık yok...
ABD öptükçe öpüyor, tık yok....
Limanlar, kıyılar, akarsu boyları, yeraltı-yerüstü zenginlikleri, ormanlar, dağlar, kentler satılıyor, tık yok...
Bir zamanlar işçilerin, “Stratejik kurum” diye grev yapmasına izin verilmeyen kuruluşlar peşkeş çekiliyor, tık yok…
AKP’lilerin Maliye Bakanı, masa altından işler yürütüyor ve birilerinden payını istiyor, tık yok...
Emekçiler kan ağlıyor, eğitim çöküyor, sağlık sistemi batıyor, tık yok...
Ama Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı söz konusu olunca ayağa kalkılıyor...
Her zaman Abdullah Gül’ü nasıl bulacağız?..
Bakın, Çiğli’nin Harmandalı beldesinde bir çöp yeri var. Her gün 2 bin ton “İzmir çöpü” geliyor. Baharda papatyalar bile çöp kokuyor, kışın kar bile çöplü yağıyor. Direniyor, bağırıyor Harmandalılılar… Ama tık yok. Sosyali de, asosyali de, demokratı da, İslamcısı da susuyor...
AKP’lilerin Başbakanı, Kumkapılı balıkçılara aday olmayacağını açıklamıştı, ilk kez. Abdullah Gül de aday olduğunu Harmandalı Çöplüğü’nde açıklasaydı, acaba şu bizim Çılgın Türkler, onbinlerce Harmandalılının haykırışını, yalvarışını duyarlar mıydı?..
Bıyıklı ya da çılgın, ama ne olursa olsun, bizim Türkler, “Gayriciddi”... Üç kısa anekdotla örnek vermek istiyorum:
I) Bundan 45 yıl öncesi... Bir C vitamininin kutusundan çıkan prospektüste şu tümce vardı: “Her gün yarım tablet çiğnerseniz, kanser tedavisinde başarıya ulaşırsınız...” O zaman gençtim. Bir mektup yazıp, “Bu mucizevi ilacınızı tüm dünyaya öğretin ve adınız Tıp Tarihi’ne geçsin,” demiştim. Sonra çıkardılar bu cümleyi, prospektüsten…
2) 38 yıl öncresi... Yeni evlenmiştik. Ünlü bir Alman fabrikasının ürettiği bir çamaşır makinesi almıştık. Bozuldu. Broşürüne baktım. Şöyle yazıyordu: “Suyla ilgili işlerde ve su bulunan yerlerde kullanmayınız...” Oturdum, onlara da bir mektup yazdım: “Toprakla çamaşır makinesini çalıştırmayı bilmediğimden makine bozuldu...” İki gün sonra Genel Müdür telefon etti... Ve arkasından uzay giysili üç kişi gelip, makineyi tam Alman makinesi haline getirdiler...
3) Bu yıl... A vitamini alma gereksinimi duydum... Bu vitaminin bir “Kadınlar için” olanı varmış, üzerinde “Women’s” yazılı. Bir de “Erkekler için” olanı, üzerinde “Men’s” yazılı. Ve “Men’s” prospektüste şöyle bir tümce: “Gebelikte yüksek dozlarda A vitamini alınmamalıdır...” Genç olsaydım, yazacağımı biliyordum…
Bıyıklı Türkleri, Çılgın Türkleri, Mitingçi Türkleri şöyle bir kenara itiyorum. Benim favorim “Gayriciddi Türkler”… Benim bildiğim 45 yıldır değişmemişler. Her yerde ve her zaman hâzır ve nâzırlar... “Gayriciddi Türkler”siz bir Türkiye düşünemiyorum ben...
Bülent Habora
ÖNCEKİ HABER

Yaşamın Kıyısında Altın Palmiye yarışında

SONRAKİ HABER

‘O Süleyman kuş dilini bilirdi’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...