24 Mayıs 2007 00:00

AVRUPA GERÇEĞİ

Almanya Başbakanı Angela Merkel, geçen hafta Samara’da katıldığı AB-Rusya Zirvesi’nde, Putin’e dönerek, “Zirveye karşı yapılan protestoları neden engelliyorsunuz?

Paylaş

Almanya Başbakanı Angela Merkel, geçen hafta Samara’da katıldığı AB-Rusya Zirvesi’nde, Putin’e dönerek, “Zirveye karşı yapılan protestoları neden engelliyorsunuz? Kasparov’un buraya gelmesini engellemeniz benim için başka bir şeyi ifade ediyor” diyerek diplomasi sınırlarını da zorlayarak Rusya ve Putin’i eleştirdi. Eğer bu eleştiri, Almanya’da G8 karşıtlarına yönelik tam bir cadı kazanının kaynatıldığı günlerde yapılmamış olsaydı, üzerinde fazla durmaya gerek olmazdı.
Burada hemen belirtelim ki; benzer bir “çıkışı” Vietnam’a giden Cumhurbaşkanı Horst Köhler de yaptı. Hanoi’de Devlet Başkanı Nguyen Minh Triet ile ortak basın toplantısı düzenleyen Köhler, Vietnam’da insan hakları ihlallerinin olduğunu, demokrasi eksikliği bulunduğunu söyleyerek, bazı adımların atılmasını talep etti.
Almanya gibi büyük bir ülkenin en yetkili iki politikacısının misafiri oldukları ülkelere “diploması sınırları”nı zorlayarak verdiği “demokrasi dersi” karşısında bakınca, insan “Sen önce kendi yaptıklarına bak” demekten kendisini alamıyor.
Köhler ve Merkel başkalarına “demokrasi dersi” verirken, ülkede iki haftadır tam anlamıyla bir “G8 terörü”dür sürüp gidiyor. Baltık Denizi kıyısındaki turistik belde Heiligendamm’da iki hafta sonra bir araya gelecek dünyanın en zengin sekiz ülkesinin liderlerinin buluşmasına barışçıl ve demokratik tarzda tepki göstermek isteyen küreselleşme karşıtlarına yönelik estirilen terör, ülkede temel hak ve özgürlüklerin nasıl ayaklar altına alındığını gözler önüne bir kez daha seriyor.
Zirveye bir ay gibi bir süre kala protesto gösterisi hazırlıklarının yapıldığı gerekçesiyle ev ve işlerlerine yapılan baskınlar, Heiligendamm’ın etrafında örülen güvenlik çemberi ve beldede yapılmak istenen bütün gösterilerin yasaklanması yetmiyormuş gibi, bir de olay çıkarması muhtemel eylemcilerin “vücut kokusu” alınarak, özel yetiştirilmiş köpeklere koklatıldı. Yani; “vücut kokusu” alınan eylemcilerin üzerine, Heiligendamm’a yaklaştıkları takdirde köpekler salınacak. Bu da yetmiyor gibi, birçok göstericinin önceden gözaltına alınması isteniyor.
Keza AB’nin diğer ülkelerinden eylemlere katılmak üzere gelecek olanların seyahat özgürlüğü, güvenlik adına ortadan kaldırılacak, Schengen Anlaşması askıya alınacak.
Kuzey Almanya, 16 bin polis tarafından ablukaya alınacak, bölgedeki insanların günlük yaşamı birkaç liderin bir araya gelmesi dolayısıyla felç edilecek.
Peki bütün bunlar insan hakları ihlali değil mi? Anayasa ile güvence altına alınan “herkesin düşüncelerini şiddete başvurmadan açıklama hakkı” neden keyfi bir şekilde rafa kaldırılıyor.
Kasparov’un gösteriye katılmasının engellenmesini eleştiren Merkel, bu durum karşısında ise hemen savunmaya geçiyor. “Liderleri koruma” adına temel hak ve özgürlükleri askıya alarak muhalifler üzerinde terör estirenler, dünyanın büyük ülkelerine karşı tepkinin neden bu kadar yüksek olduğunu sorgulamayı ise akılarının ucundan bile geçirmek istemiyorlar.
Bunca önlemin alınmasına neden olan öfkenin, asıl olarak sekiz büyük emperyalist büyük devletin, diğer ülkeler ve halklar üzerinde estirdiği teröre, soyguna ve sömürüye olduğunun bilinmesini istemiyorlar. Ve bu yolla dünyayı yeniden paylaşmak için birbiriyle kıyasıya rekabet içerisinde olan ama ezilen halklara ve ülkelere karşı güçlerini birleştiren bu kapitalist emperyalist devletlerin, zenginliklerinin sırrının başka ülkeleri sömürmekte, işgal savaşlar yapmakta olduğunu milyonlarca insandan gizlemeye çalışıyorlar. Bu gerçeğin daha fazla açığa çıkmasını engellemek için bir taraftan “güvenlik önlemleri” adına terör estirilirken, diğer yandan ise “insani kalkınma yardımları” adı altında göz boyuyorlar. Şimdiden iliğine kadar sömürdükleri, halkları birbirine kırdırdıkları Afrika’nın nasıl “kurtarılacağı”ndan dem vuracaklar...
Ama G8 liderlerinin buluşmasının maliyeti bile bu iki yüzlülüğü yeterince ortaya koyuyor. Buluşma 100 milyon Avro’ya mal olacak. Sadece “güvenlik bölgesi” için yapılan 12 km uzunluğunda, 2.5 metre yüksekliğindeki duvar için 1 milyon Avro harcandı. Bu kadar para ile Afrika’da kaç insanın karnının doyurulacağı, kaç hastanın iyileştirileceğinin hesabını bile yapmaya gerek yok...
İşte; dünya halklarına açlık, sefalet, savaşlar, ayrımcılık... dayatan bu ülkeler ve onların liderlerine karşı tepki göstermekten daha demokratik, meşru ve haklı ne olabilir... Bunun için de bütün baskı, terör, yıldırma ve ikiyüzlü politikalara inat, Almanya’da G8 üyelerine karşı gösterilecek güçlü tepki, diğer ülkelerdeki halklara da umut olacaktır.
Yücel Özdemir
ÖNCEKİ HABER

Tartışmalı Hal Yasası yürürlükte

SONRAKİ HABER

Abbas ve Haniye buluştu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...