24 Mayıs 2007 00:00

BAŞYAZI

Ankara’nın en işlek yerlerinden Ulus’ta, Anafartalar Çarşısı ile otobüs durakları arasında, mesai bitiminde, halkın en yoğun olduğu saatte girişilen; 6 kişinin ölümüne, 100 dolayında kişinin yaralanmasına yol açan terörist saldırı, daha patlayan bombanın dumanı dağılmadan, seçim sürecine müdahalenin malzemesine dönüştürüldü.

Paylaş
Ankara’nın en işlek yerlerinden Ulus’ta, Anafartalar Çarşısı ile otobüs durakları arasında, mesai bitiminde, halkın en yoğun olduğu saatte girişilen; 6 kişinin ölümüne, 100 dolayında kişinin yaralanmasına yol açan terörist saldırı, daha patlayan bombanın dumanı dağılmadan, seçim sürecine müdahalenin malzemesine dönüştürüldü. Ve “PKK’nin bir marifeti” olarak ilan edilen bombalı saldırı, Kuzey Irak’a yönelik bir askeri harekat ve bölgedeki askeri ve polisiye önlemlerin artırılmasının bir dayanağı olarak kullanılmaya girişildi.Her konuda yargılarını “piyasa değerleri” üstüne kuran basın ve politika erbabı, Anafartalar’daki bombalı saldırı üstüne konuşurken yargılarını tamamen siyasi ihtiyaçları üstüne kuruyor; “ PKK yapmıştır” hazır şablonuna göre konuşuyor, yazıyor. Ama en basit konularda bile en önce akla gelen; “Bu bombanın yarattığı ve yaratacağı dumanlı havadan kim, hangi güç odakları çıkar sağlamıştır” sorusunu sormuyor.Çünkü bunlar, eğer bu soruyu sorarlarsa, böyle bir saldırıdan en çok, Türk-Kürt kardeşliğini savunanların, Türkiye’nin demokratikleşmesi, karanlık güç odaklarının üstündeki örtünün açılmasını savunanların, dolayısıyla Kürt sorununda demokratik bir çözüm için mücadele edenlerin zarar göreceğinin anlaşılmasından çekinmektedirler.Nitekim dün Emniyet’in ulaştığı kanıtlar; bombanın, 1996’da polise mukavemet ve afiş yapıştırmaktan polis kaydı olan Güvenç Akkuş adında bir kişi tarafından patlatıldığını göstermektedir. Olay sırasında ölen kişi herhangi bir örgütle bağlantılı mıdır değil midir; yoksa kimi karanlık güçler tarafından kullanılmış mıdır, bu henüz belli değildir. Ancak, olayın mahiyeti ve olayın hemen arkasından girişilen propaganda kampanyasının amacı göz önüne alındığında; bombalı saldırının sadece, seçim ortamını provoke ederek politik üstünlük sağlamak isteyenlerin, Kürt-Türk gerilimi üstünden iktidar mücadelesi yürüten güç odaklarının işine geldiği görülmüştür.Tabii bu kişinin bağlantıları ne olursa olsun, öyle anlaşılmaktadır ki polis, ülkenin her yanında, “yanında şu kadar A-4 patlayıcı taşıyan canlı bomba”lar yakalayacak, bunun üstünden de amaca uygun propaganda yapılmaya devam edilecektir.Bu tür saldırı ve provokasyonlara karşı mücadelenin yolu ise; her milliyetten halkın, demokrasi mücadelesinde sımsıkı birleşmesi ve provakasyonlara prim vermemesinden geçmektedir.
ÖNCEKİ HABER

Plastik 100 yaşında

SONRAKİ HABER

Bomba manşetlerde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa