05 Mart 2012 10:39

Bekâr kadının gebelik testi ve kürtaj hakkı yok mu?

Daha anne karnında cinsiyete göre renk seçimiyle başlayan cinsiyet ayrımcılığı, kız ve erkek çocuğa toplumun biçtiği cinsiyet rollerinin yüklenmesiyle devam ediyor. Önceden beri ilkokul ders kitaplarında gördüğümüz cinsiyet ayrımcılığı, AKP zihniyetiyle okul öncesi eğitime kadar inmiş durumda.Çocuğuma ana

Bekâr kadının gebelik testi ve kürtaj hakkı yok mu?
Paylaş
Edibe Aşık

Çocuğuma anaokulu bulma döneminde, komşu kadınlardan birinin söylediklerini hatırladıkça hala tüylerim diken diken olur: “İşte şu anaokulu, kız-erkek nasıl davranması gerekiyorsa edep, ahlak öğretiyorlar. Çocuğum çok yaramazdı, Allah korkusunu, günahı öğrendi de şimdi uslandı…”

Evde, güvende!
Yine ilkokul ders kitaplarında, kadın mutfak önlüğüyle kış yiyecekleri hazırlar, bebeği de bir köşede; baba elinde çantasıyla sokak yolundadır, ekmek getirmek için.
Kadınlar ya evdeler ya da erkekler tarafından kadın mesleğine uygun görülen alanlarda çalışıyorlar. Yine bu hükümet tarafından önerilen, yakında da hayata geçeceğe benzeyen süper bir fikir (!) daha var: Kadın çalışanların evinde, bilgisayar başından iş gücüne katılımını sağlamak. Neymiş efendim, “Ne güzel evindeymiş, güvendeymiş, çocuğunun da başındaymış.” Hem anne, hem çalışıyor hem de evdeki işleri ihmal etmiyor. İşte AKP zihniyetinin kadına sunduğu konfor! (Karşı gelenler, itinayla nankör ilan edilir.)
Ailenin çok önemli olduğunu, aileyi güçlendirmek için politikalar geliştirdiğini söyleyen AKP, aile derken erkek egemen yaşamı savunuyor ve dayatıyor. Hemen her gün bu eşitsizlik ve ayrımcılıktan kaynaklı acı bir haber duyuyoruz. En büyük korkum; bunların normalmiş gibi algılanır hale gelmesi.

Yasaya rağmen
İşte size aileyi korumak ve güçlendirmek için yapılan bir uygulama örneği: Bursa’da bir kadın, dinci sermayenin kurduğu özel bir hastanede, “Bekâr kadınlara kanda gebelik testi bakmıyoruz” diyerek geri gönderildi. Yüksek ihtimalle imam nikâhlı olanlar bekâr sayılmıyor!
Yine 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanuna göre; “10 haftaya kadar olan istenmeyen gebelikler, (reşit olma şartıyla); bekâr kadında kendi isteği ile evli kadında da eşinin onayıyla sonlandırılır” der. Peki, bu kanunun uygulaması nasıl derseniz? Yasada açıkça belirtilmesine rağmen, kamu hastaneleri de dâhil, inisiyatife bırakılmış durumda. Bazı yerlerde “bekâra kürtaj yapmıyoruz ya da daha önce doğum yapma şartı (!) aranıyor. Bu da sağlıksız ve güvensiz koşullarda düşüğe, oradan da anne ölümüne dek uzanan bir tabloyu ortaya çıkarıyor. Kadınlar, sağlık hizmeti alma hakkından bihaber ve yoksun yaşamlarını sürdürüyor. Çalıştırılmıyor, dövülüyor ve öldürülüyorlar…
Yeni bir 8 Mart öncesinde, yüzyılların ezilmişliğine inat, evde, işyerinde ve sokakta şiddete, baskıya, yoksulluğa ve savaşa karşı durmanın günüdür. Gerçek eşitliğin kurulacağı, ayrımsız, sömürüsüz güzel ve güneşli günleri yaşayacağımız nice 8 Mart’lara!

ÖNCEKİ HABER

Direnirken bunların kocaları yok mu diyenler çalışırken bizi hiç görmüyor

SONRAKİ HABER

GSS ücretsiz doğum iznini nasıl etkileyecek?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...