26 Mayıs 2007 00:00
Mumia davasındaki ırkçılık hakimleri bile tedirgin etti
Mumia duruşmaya katılamadı, ama bana; Robert, benim tavrımı biliyorsun. İnsanlara olayın benimle sınırlı olmadığının kavratılması gerekiyor. Önemli olan, dünyada Ölüm Yolunda idamlarını bekleyen tüm tutuklular. Bütün siyasi mahkumlar. Umarım benim davamdaki gelişmeler onlara da yardımcı olur dedi.
Gazetemiz yazarlarından ABDli gazeteci ve aktivist Mumia Abu-Jamalin avukatı Robert R. Bryan, 17 Mayısta yapılan duruşmanın ardından Democracy Now televizyonunun sorularını yanıtladı.
17 Mayıstaki oturumun ardından davanın yeniden görüleceği ile ilgili olumlu sinyaller aldığını ifade eden Avukat Robert R. Bryan, (Davaya bakan) Üç hakim de nasıl karar vereceklerini bilmiyorlardı ve ırkçı tutumdan derin kaygı duydukları apaçık ortadaydı dedi. 2003ten bu yana Mumianın avukatı olan Bryan, ABDdeki İdam Cezası Kaldırılsın Ulusal Koalisyonunun da eski başkanıydı.
17 Mayısta Üçüncü Temyiz Mahkemesindeki oturumda neler oldu?
İki saat süren oturumda, üç hakim önünde temyiz dilekçemizi sözlü olarak sunduk ve nedenlerini açıkladık. Ardındansa hakimlerin sorularını cevapladık. ABDnin ikinci büyük temyiz mahkemesi hakimlerinin, ifadelerimizi ilgiyle dinlediklerini gözledik. 1982de idam kararını alan jüri üyelerinin seçimindeki ve duruşma hakimi yargıç Albert Sabonun davranışlarındaki ırkçılık konusunda, düşüncelerimizi ayrıntılı bir şekilde anlatma fırsatımız oldu.
Peki oturumda hakimlerin tavrı nasıldı?
Davada, savcılığın Abu-Jamalin idamı konusundaki ısrarlı tavrı karşısında, bu tutumun hukuka ve anayasaya aykırı olduğunu teşhir etmeyi amaçladık. Dava süresince yüzde 80 Abu-Jamale yönelik ırkçı tutum ele alındı. Geri kalan zamanda ise idam kararı konuşuldu. Philadelphia Savcılığına yönelik yaptığımız ırkçılık suçlamamız ilgiyle dinlendi ve 30 yıldan beri idam kararlarıyla ilgili davalara bakan biri olarak geriye baktığımda, böyle durumla hiç karşılaşmadığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Üç hakim de nasıl karar vereceklerini bilmiyorlardı ve ırkçı tutumdan derin kaygı duydukları apaçık ortadaydı.
1982deki duruşmada siyah jüri üyelerinin mahkemeye alınmadığı ve ayrımcılık yapıldığı suçlamasında bulunuyorsunuz. Bu, neden bu kadar önemli?
ABDde Yargıtay, bu konuda açık tavır aldı. 1986da jüri seçiminde ırkçı tarafların olmasının anayasaya aykırı olduğu kararı da çıktı. 82 yılında yapılan Abu-Jamal davasında savcı, siyah Amerikalı jüri üyelerinin dörtte üçünü, beyaz jüri üyelerinin ise yüzde 20 ila 25ini reddetmişti. Philadelphiada 80li yıllarda görülen tüm davalarda jüriyle ilgili böyle ırkçı bir tercihin yapıldığını, istatistikler de ortaya koyuyor. Bu nedenle son duruşmada hakimlere, acaba ırkçılığın hem de kurumsal ırkçılığın idam kararında rol oynayıp oynamadığı sorusunu yönelttim. Umalım ki hakimler, bu sorumu Evet diye cevaplasınlar.
Dava sırasında savcı Hugh Burns, 2001 yılında ölüm cezasını müebbet hapse çeviren Federal Hakim William Yohnun yanlış yaptığını iddia ederek jüri üyelerinin kararlarını hatalı bulmakla yasalara ters düştüğünü öne sürdü. Siz ne diyorsunuz?
İdam kararını müebbet hapse çeviren hakim Yohn, 2001 yılında duruşma yargıcı Albert Sabonun ölüm kararının jüri üyelerini yanlış yönlendirdiğini belirtmiş ve kararı iptal etmişti. Yargıç Sabo, kararı öncesi bu mahkemeden jüri üyelerinin oybirliğiyle idam kararı çıkaracağını açıklamıştı. Aslında başka koşullarda daha az bir ceza isteyebilecek olan jüri üyeleri bile, idam cezasından yana tavır aldılar. Bu, ABD Yargıtayının kararına aykırı olduğu için hakim Yohn, idam kararını iptal etti. Yeni bir jürinin ölüm veya yaşam kararı almasını istedi, ancak karar hemen savcılık tarafından temyiz edildi ve bu nedenle müvekkilim halen idam cezasıyla Ölüm Yolunda tutuluyor.
Mumianın durumu nasıl?
Abu-Jamal, halen bir banyodan daha küçük olan ölüm hücresinde tutuluyor. Ve bu şartlara rağmen gazetecilik yapıyor, ki bu ayrı bir tartışma konusu. İnanılmaz.
Mahkemenin kararını ne zaman verir?
Kesin bir tarih söyleyememekle birlikte önümüzdeki aylarda. 45-90 gün sürer diye tahmin ediyorum. Ancak yıllardır bu işi yapan bir avukat olarak, bu oturumda yaşadığım bir noktaya değinmeden edemeyeceğim. Davadan sonra mahkemeden elektronik posta aldım. Benden, yazılı olarak oturum tutanağını talep etmem isteniyordu. Oturum, jüri önünde değil üç hakimin önünde yapıldı ve yazılı değil, sözlüydü. Buna rağmen resmi bir tutanak hazırlanması olağanüstü durum. Hakimlerin, benim de onayımı alan bir tutanakla yaşananları noktası virgülüne kadar öğrenmek ve anlamak istediklerini düşünüyorum.
Siyahların haklarını aramak için kurulmuş olan NAACPye oturumda söz hakkı verilmesi de olağanüstü bir durumdu, değil mi?
Evet. Davayı üstlendikten sonra siyahların haklarıyla ilgili olağanüstü çalışmalar yapan NAACP ile ilişki kurdum. Son oturumda da hakimler, NAACP temsilcisini de dinlediler. Christine Swarns, kısa bir konuşma yaptı. Hakimlerin, davayı her açıdan aydınlığa çıkarmak istediklerini, gelişmelerden tedirgin olduklarını hissettim. NAACP, davanın yeniden görüşülmesi için imza toplayıp meclise sunmuştu.
Mumianın gelişmelerden haberi var mı?
Evet, kendisiyle telefonlaştım. Duruşmaya katılamadı ama bana; Robert, tavrımı biliyorsun. İnsanlara olayın benimle sınırlı olmadığının kavratılması gerekiyor. Önemli olan, dünyada Ölüm Yolunda idamlarını bekleyen tüm tutuklular. Bütün siyasi mahkumlar. Umarım benim davamdaki gelişmeler onlara da yardımcı olur dedi. İşte bu yorumdaki alçakgönüllülük, Abu-Jamalin tavrını gösteriyor.
İşbirlikçi medyanın ilgisizliği ve hatta boykotu dikkate alındığında, müvekkilinizle ilgili gelişmelerin diğer siyasi mahkumlara erişmesi mümkün mü? Onlara yardımcı olabilir mi?
Medyanın davaya karşı tavrı farklıydı. Olayı bizim görüş açımızla yansıtmaya çalıştım. Dünyanın gözü bu davada. Avrupada, Paris ve diğer kentlerde toplantılara katıldım. İngilterede ve Almanyada toplantılar yapıldı. Berlinde Rosa Luxemburg Konferansında 2 bin kişiye durumu anlattım. Ayakta alkışlandım ama alkışlananın, ben değil Abu-Jamal olduğunu iyi biliyorum. İşte bu tepkiler, dünya kamuoyunun Mumianın idam cezalarına karşı sürdürülen mücadelede bir sembol olarak görüldüğünü ortaya koyuyor.
(Junge Weltten çeviren Semra Çelik)