27 Mayıs 2007 00:00

evrensel olmak

‘kalıcı kuşlar da üşür’ hem de nasıl!

Paylaş


Yaklaşık altı ay önce geçirdiği kalp krizi nedeniyle Stockholm’de yitirdiğimiz Gürhan Uçkan’ı, Ankara’daki bir grup dostu anmak üzere bir akşam yemeği düzenledi. Bir lokalin salonunda yapılan etkinliğe yaklaşık 45-50 gazeteci, edebiyatçı ve yakını katıldı. Günay Güner’in türkü ve saz solosunu Gürhan Uçkan dostumuza yakılan bir ağıt gibi algıladım. Uzun masada Gürhan’ın ablası, kuzeni ve eşiyle; Stockholm’de birlikte çalıştığı büyükelçimiz ve zarif eşi de vardı. (2 Mayıs 2007)
***
Öykü ve roman yazarı, şair, çevirmen ve gazeteciydi Gürhan Uçkan. Birkaç yıl önce Ankara’da sergilediği Stockholm’den Görüntüler adlı usta işi fotoğraf sergisiyle onun bir başka özelliğini de öğrenmiştik.
***
Doğma büyüme Ankaralı (Cebeci 1948 doğumlu) idi Gürhan. Kurtuluş Lisesi’nden sonra ODTܒyü bitirdi (1973). Doktora yapmak üzere kalkıp İsveç’e gitti. Gidiş o gidiş… Otuz yıldan çok Kuzey Avrupa’nın ünlü kenti Stockholm’de yaşadı ve burada yaşama gözlerini kapadı (5 Aralık 2006).
***
Gürhan, ‘doktora’sına belki başlamadı bile ama, kalemini edebiyat alanında verimli kullandı.
12 Eylül’den sonra, Varlık Özmenek’in yönettiği Bilim ve Sanat dergisi ile Semih Gümüş’ün yönettiği Yarın Edebiyat Sanat dergisine yazdığı şiir, yazı ve çevirilerle Türkçe soluklandı. Aynı yıl içinde iki kitabını birden kucakladı: Gabriel (öyküler, 1982), Sevdalar da Geçici (şiirler, 1982). İzleyen yıllarda Üç Kıtadan Sesler (Şiir Antolojisi, 1983), Güneyde Söyleşiler ( Roman, 1987) ile İsveç edebiyatından birçok şiir, öykü ve çocuk kitabını dilimize kazandırdı. 2001 yılı itibariyle on dört şiir, öykü, roman, deneme, inceleme ve derleme kitabı yayınlandı. Dilimize çevirdiği yapıtların sayısı da on ikiyi buldu.
Yazdığı son kitabı Aşkın Yedinci Yüzü (roman) Kasım 2001 tarihini taşıyor.
***
1994’ten itibaren Cumhuriyet’in İsveç temsilciliği yanı sıra, gazeteye Stockholm’den Pazar Yazıları da yazdı Uçkan. Bu yazılarından bir bölümünü topladığı kitabın adı, biraz da yazarın giderek artan koyulaşmış hüznünü duyurur bize: Kalıcı Kuşlar da Üşür. Bana şöyle imzalamış bu kitabını: “… en kalıcı kuşun yüreğindeki göçmen kuş sıcaklığıyla…18.10.2000”
[Son yarım yüzyıldır dışardaki göçmen işçilerimiz ve muhalif siyasîlerimiz sayesinde tanıştık ‘gurbet’ ve ’sürgün’ motifiyle. Bunlardan türetilen/üretilen edebiyat ve başkaca hallere yeri gelince değineceğim.]
Şimdi kitaba adını veren yazının son paragrafını birlikte okuyalım:

(…)
“Kalıcı kuşlar, donuk böğürtlen ve öteki yaban yemişlerini bedenlerinde biriktirerek kışa hazırlanıyor. Sincaplar yuvalarına atkestanesi ile palamutu doldurdu bile. Yazın saatlerce korularda, orman ve parklarda yürüyen yeterince tanış olduğum sincap, karaca, oğlak, çayır tavşanı ve öbür hayvanlarla… Stockholm gibi yeşil ve mavi bir kentte kendini doğaya verenlerin elinde bir şans var. Kışın bu soğuk ülkede kalmayı yeğleyen kuşlar bana, sıcak diyarlara gitme fırsatı olduğu halde bunu kullanmayan insanları anımsatıyor: Burada, şu ya da bu nedenle saplanıp kalan Güneylileri… Kocaman da olsam, uçamasam da, ben de bir kalıcı kuşum. Bir de yuvamı yapabilsem…” (s. 50)
***
Geçen yıl tatil için yine ülkesinde, doğup büyüdüğü kentte idi.
İsveç’e hareket etmeden birkaç gün önce, Cebeci’de annesinin evinde baş başa geç saatlere dek içki içip söyleştik. Ertesi gün öğleye doğru da kahvaltıya geldi bana.
Konuşmak, anlatmak sanki yük gibi geliyordu kendisine. Ama anlatılanları, kendisine yaraşır bir incelikle dinliyordu.
***
Nobel Edebiyat Ödülü’nü sonunda bir Türk yazarı, Orhan Pamuk almıştı. Bu vesileyle dostumun Stockholm’de gazeteci ve yazar olarak, yoğun bir trafik yaşayacağını düşünüyordum. Derken ölüm haberi geldi. Kaç yıl önce okuduğum bir öğüt-söz beni hazırlamıştı sanki: “Dostunuzla” diyordu yazar, “Vedalaşıp ayrılırken, bir daha hiç görmeyecekmiş gibi yüzüne iyice bakınız.”
Rastlantı mı bilmiyorum ama, epeyi bakmıştım son iki gün, sevgili Gürhan’ın yüzüne.
***
Gidişinden üç dört ay sonra cenazesi getirildi arkadaşımın.
Cebeci Mezarlığı’nda; çok yıllar önce babası için kazılan çukur, yıllar sonra ölen annesi için açıldı. Şimdi de aynı mezar oğul Gürhan için bir daha açılıyordu.

Okur dostlara
Erken Ölümler, felsefeci, şair ve yazar Afşar Timuçin’in ilginç yazıları. Bulut Y. İstanbul 2005
Yaşamla Yoğrulmuş Bilgi, Ahmet İnam’ın akademik yaşam, bilgi, mühendislik ve felsefe üstüne yazıları. Say Yayınları, İstanbul 2006.
Bozuk Düzende Yaşam, öğretmen ve yazar Nedim Şahhüseyinoğlu’nun anıları. Berfin Y. İst.2007
Dokunan, Celal İlhan’ın öyküleri. Ürün Yayınları, Ankara 2007.

Remzi İnanç
ÖNCEKİ HABER

tiyatroyu meslek yapmamız gerekli

SONRAKİ HABER

ulus, solingen ve barışı düşünmek

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...