27 Mayıs 2007 00:00
bilet kalpazanlığından bikiniye...
Eminim bu yazım, yandaki fotoğraf yüzünden çoğu kişinin ilk anda dikkatini çeker. Bazıları belki kınar, bazıları da hafif bir gülücükle geçiştirir...
Bir reklamdaki fotoğrafın bir bölümü bu. Art niyet güderek yazıma alıyorum...
Nasıl bir art niyet bu?.. Ben, diyelim ki, içinde adımın geçtiği bir yazıyla karşılaştım. Yazıda bir resim var, örneğin Adolf Hitler yahut da Kenan Evren ya da Recep Tayyip Erdoğanın resmi Ben, Adolf Hitlerin, Kenan Evrenin ya da Recep Tayyip Erdoğanın fotoğrafı var diye o yazıyı atmam, saklarım... Ola ki, İstanbul Büyükköy Belediye Başkanı, çok özür dilerim, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da benim gibidir, alıp, saklar, kendisinden söz edilen yazıları Düşünebiliyor musunuz, bir gün eşi görüyor bu gazete kupürünü ve basıyor çığlığı: Kadiiiir, Kadiiiir, ne bu? Bu rezalet ne? Eğlenceye bakın... Tabii bunlar hep bir varsayım...
Hepinizin bildiği gibi Kadir Topbaş, atası Recep Tayyip Erdoğandan sonra (Arada bir kişi daha var) İstanbulun başına oturdu. Recep Beyin ünü çeşitli iddialar yüzünden doruklara çıkmıştı. Bilet kalpazanlığı bu iddiaların başında geliyordu. Başkaları da vardı. Bir kitaptan aynen alıyorum: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğanın, 7 trilyonluk çöp transfer istasyonlarının işletilmesi işini, Devlet İhale Yasasına karşı hile yaparak RPye yakınlığıyla bilinen Albayraklara verdiği iddia edildi... İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İSKİ Genel Müdürü Veysel Eroğlu, İSKİ Düktif font boru ihalesinde bir Suudi şirketi kayırarak yolsuzluk yaptılar. Kayrılan Suudi şirket Amiantitin Türkiye Temsilcisi Vadi Mühendislik Şirketinin, Eroğlunun eşine ait olması, yolsuzluğun belgesi oldu...
Bunları, Bu halk bunları unutur mu? başlıklı kitaptan aldım. Bizim halkımız, Dünya Unutkanlık Şampiyonu olduğu için unuttu. Ayrıca onlar bir an önce unutsun diye, her biri birer Büyük Türk Büyüğü olan Moslem Turcsle Dönme Left Turcs toplulukları ellerinden geleni yaptılar...
TürkIer, özellikle İstanbullular, şu son yıllarda, ilkbaharda, nisan mayıs ayları, oynar gönül yayları doktrinini benimseyen AKPlilerin Belediye Başkanı Kadir Topbaşın mayo reklamlarını yasaklamasıyla karşılaşır oldular.
Nedendir bilinmez, bizim aslan Moslemler mayo reklamlarının karşısında bile akıl almaz davranışlarda bulunuyorlar Yoksa bunun nedeni, nisan mayıs ayları, oynar gönül yayları mı?
Yıllarca önce, şöyle-böyle 20-25 yıl önce, Kumburgazda, bir hafta-on gün denize girmiştim. Bikinili, tangalı kızlarla dolu olan cıvıl cıvıl bir denizdi. Hiç kimse bakmıyordu. Ama bir genç kız vardı ki, herkesin gözü onun üzerindeydi Elbisesiyle girmişti suya. Belli, tutucuydu. Nahremini erkeklerin görmesini istemiyordu. Ama nâ-nâ-nâmahremi bile belli oluyordu. Çünkü sudan çıktığı zaman, giysisi tüm vücuduna yapışıyordu. O sıralarda düşünmüştüm, Acaba bunlar gerçekten tutucu muydu, yoksa reklamlarını yapmak mı istiyorlardı diye...
Yıllar sonra, 1990ların sonuna doğru, Necmettin Erbakanın, Altınoluktaki villasının bahçesindeki havuzda da birilerini görmüştüm. Trabzonlu Erkan dostumla neler görmüştük, neler Neyse bir gün, AKP sayesinde Havuzlar da yasaklanırsa, onu da anlatırım...
Evet, Bilet kalpazanlığı örtbas edildiğine göre, bizim Büyük Türk Moslemlerine göre Mubah, ama bikiniyle denize girerseniz, El Hak, cehennemde özelleştirilen Botaş gazıyla cayır cayır yanarsınız...
Yıllarca önce, AKPlilerin RPlilerin, SPlilerin, MSPlilerin, MNPlilerin atası Mahmut Hoca, Karınızın, kızınızın dışındaki kadınların bulunduğu denize girerseniz zina suçu işlemiş olursunuz diye buyuruyordu... Nasıl da gülüyordum, çünkü Kenan Evren (O zaman Cumhurbaşkanıydı) Floryada, Turgut Özal (O da Başbakandı) Göcekte zina suçunun feriştahını işliyorlardı...
Neyse, Kadir Topbaşa Bikini yasağı hayırlı olsun.
Bülent Habora
Evrensel'i Takip Et