28 Mayıs 2007 00:00
1 Mayıs işçinin, emekçinin bayramı
Evrensel gazetesini 3 aydır takip ediyorum ve benim düşüncelerim çok değişti. Öncelikle Evrensel objektif ve emekten yana, halktan yana olduğu için bütün emek veren arkadaşlara teşekkür ederim.
Evrensel gazetesini 3 aydır takip ediyorum ve benim düşüncelerim çok değişti. Öncelikle Evrensel objektif ve emekten yana, halktan yana olduğu için bütün emek veren arkadaşlara teşekkür ederim.
Biliyorum, üzerinden epey geçti ama ben yine de 1 Mayısta yaşadıklarımı paylaşmak istedim.
Ben daha önceleri 1 Mayısı, vatanı bölenlerin sahneye çıktığı bir gün olarak biliyordum. Fakat Evrensel okudukça, 1 Mayısın anlamını ve önemini doğru bir şekilde anladım. 1 Mayısın işçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü olduğunu ve mutlaka katılmam gerektiğini düşündüm. Bu kararı aldıktan sonra 1 Mayıs öncesindeki gece sabaha kadar uyuyamadım heyecandan. Acaba Taksimde nasıl kutlayacağız? Polis saldıracak mı ve dayak yer miyiz diye düşündüm. Çünkü Vali, Taksimde gösterinin yasak olduğunu ve kimseyi alana sokmayacaklarını söylemişti TVlerde.
Sabah geldiğimde yine tereddüt içindeydim; işe mi gitsem, yoksa 1 Mayısa Taksime mi gitsem, diye düşündüm. Sonra Şener Abiyi gördükten sonra gitmeye kesin karar verdim. Arabaya bindiğimde ayaklarım bende değildi; sanki uçuyordum.
Kıraçtan hareket ettik ve Esenyurtta Tabela durağında jandarma arabamızı durdu. Ben çok heyecanlandım, arabamızı bağladılar ve bir kere daha işçileri engellemeye çalıştıklarını orada gördüm. Daha sonra biz İETT otobüsüyle yolumuza devam ettik. Taksime gelirken o kadar polisin insanları engellemesine bir anlam veremedim.
Taksim Meydanına çıktığımızda, birden kendimi kalabalığın içinde buldum ve herkesin bir ağızdan slogan atması ve ellerini açması bende korku denen bir şey bırakmadı, oradaki polisler artık gözümde küçülmüşlerdi.
Hükümetler demokrasiden, eşitlikten bahsediyorlar ama nasıl olur da kendi vatandaşına gaz bombası atar, dayak atarlar. Bu benim aklımdan hiç gitmeyecek.
1 Mayıs alanında, o kadar baskıya rağmen oradaki insanların korkmadan slogan atmaları da beni çok etkiledi.
Eve dönerken Maksim Gorkinin Ana kitabı gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçti. Sanki oradaki başrollerde bizler vardık. O denli baskıya rağmen bizi engelleyememişlerdi, bu bizlere gurur verdi ve mutlu bir şekilde döndüm.
Bence herkes 1 Mayısa bir defa da olsa katılmalı. Devamı nasıl olsa geliyor.
Özlem Manal (Kıraç/İSTANBUL)