01 Haziran 2007 00:00

Parmak uçlarından akan dünya

7. Diyarbakır Kültür ve Sanat Festivali başlarken festivalin ilk gününden itibaren açılışları yapılan fotoğraf, resim ve heykel sergileri ziyaretçilerin büyük ilgisini topluyor.

Paylaş

7. Diyarbakır Kültür ve Sanat Festivali başlarken festivalin ilk gününden itibaren açılışları yapılan fotoğraf, resim ve heykel sergileri ziyaretçilerin büyük ilgisini topluyor.
Belediye Konukevi Sergi Salonu’nda “Kadınların Gözüyle Kadınlar” konulu fotoğraf sergisinde, kadınların elinden çıkan çalışmalar yer alıyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sergi Salonu’nda ise, iki ayrı resim sergisi yer alıyor. Ayın mekanı paylaşan Gülizar Kılıç’ın “Barışa Yolculuk” ve Eşref Armağan’ın “Karanlık Dünyadan Aydınlık Renkler” isimli sergileri festivali izleyenlerin ilgisini çekiyor.
Görme engelli Ressam Eşref Armağan’ın çalışmaları da ayrı bir dünyadan bakıyor hayata.
Armağan’ın doğuştan görme duyusunu sahip olamaması “bu resimleri nasıl yaptı” sorusunu akıllara getiriyor. Merak konusu olan bu soruların yanıtları Armağan için gayet basit. “Renklerin sırasını ezberledim. Sırayla onları kullanarak resimleri yapıyorum” diyor.
Eşref Armağan’ın Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’e dönerek söylediği “Ben resim yapmıyorum, dünyayı tanıyorum” sözleri de yaptığı işlerin anlamı bakımından önemli. Çünkü diyor Armağan “Ben parmaklarımla çiziyorum resimleri. O resimlerin nasıl bir görüntü oluşturduğunu öncesinden dokunduğum ona benzer nesnelerden yola çıkarak hissediyorum. Yani boya benim için sadece bir madde. Renk olarak bir şey ifade etmiyor.”
“Resimlerden haz alıyor musunuz” şeklindeki sorumuza da şöyle yanıt veriyor: “Benim dünyam dokunduğum kadarıyladır. Dolayısıyla ben dokunduğum nesnelerin şekillerini ancak beynimde bir ışığa dönüştürebiliyorum. O da beni heyecanlandırdığına göre haz alıyorumdur diyebilirim. “
Resim sanatı açısından önemli bir öge olan perspektifi nasıl oluşturduğu sorusuna ise “Teknik olarak anlatamam ama çizebilirim” cevabını veriyor. Hakikaten bize çizerek perspektifi gösteren Armağan yeteneğini konuşturuyor. Çalışmalarında bu rahatlıkla gözlemlenebiliyor. Nesneler üzerindeki ışık geliş açılarından, tonlamalara, gölgelemeden desenlerine kadar önemli ölçüde bir ustalık gösterdini söylemek mümkün.
Birçok bedensel engelli de açılışa katılıp sergiyi geziyor. Sergisini gezenlerin, “Biz gözümüz gördüğü halde böyle resim yapamıyoruz” dediğini anlatan Armağan, “O zaman gözünüzü açın, diyorum” diye espri de yapıyor. Harvard Üniversitesi’nden bilin insanlarının kendisi ile ilgili inceleme yaptığını da belirten Armağan, “Şaşkınlık içindeler. Dünyada tek olduğumu söylüyorlar” diyor.
Armağan, bir anısını anlatırken ziyaretçileri güldürüyor: “Biri geldi ve çocuk resimlerine benziyor, rezalete bak, diye söylendi. Dedim ki nasıl resim yapmışlar. Sorma abi, ben gazeteciyim, dedi. Ben de bana anlatır mısın dedim. Anlatıyor, bir manzara vardı, yeşillikli bir manzara, köşede. Renkleri güzel kullanmış dedim. Şaşırdı, nerden biliyorsun dedi. Bu resimleri ben yaptım, dedim.”
Yoksulluk ve taşlar
Festival kapsamında başka sergiler de açıldı.
Uzun yıllar devlet memurluğu yapan ve son olarak TBMM Başkanlık Müşavirliği’nden emekli olan sanatçı Gülizar Kılıç’ın resim çalışmaları belki de en çok karşımıza çıkan konulardan biri etrafında şekillenmiş; yoksulluk. Ankara sokaklarından çamaşır iplerine asılan yünler bunun en çarpıcı betimlemesini oluştururken, diğer çalışmaların büyük bölümü, resimlere gömülen imgelere; bir bakıma coğrafik ve kimliksel adreslerden izler taşıyor.
Hakkari’den Van’a, Diyarbakır’dan Ankara’ya kadar birçok yerden soluk alan resimler, bir yönüyle de sadece yollara düşen insanların betimlendiği, Halepçe gibi trajik sonla biten göçlere de uzanıyor.
Diyarbakır Kültür ve Tanıtma Vakfı işbirliği ile Dağkapı Güzel Sanatlar Galerisi’nde Nurettin Medyelioğlu’nun “Taş, Düş ve Şehir” adlı bazalt taş sergisi de Diyarbakırlılarla buluşan sergiler arasında. Diyarbakır’ın mimari yapısı kadar kültürel öge olarak da Diyarbakırlılar açısından önem taşıyan bazalt taşı, Medyelioğlu’nun elinden başka biçimlerde karşımıza çıkıyor. Sergide, taştan yüzüklerin yanı sıra Diyarbakır’da iz bırakan uygarlıklardan bir dizi betimlemeler de yer alıyor. (Diyarbakır/EVRENSEL)
Ali Rıza Kılınç
ÖNCEKİ HABER

Haziran, BEKSAV’da belgesel ayı

SONRAKİ HABER

GÖZLEMEVİ

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...