01 Haziran 2007 00:00

GERÇEK

İMES, İstanbul-Ümraniye’de kurulu olan, şu sıralar 7 bin işçinin çalıştığı bir sanayi sitesi. “Sanayi sitesi” denince İstanbul’un en bilinen sanayi sitesidir. İstanbul’un Avrupa Yakası’nda da olsanız; bir işçi “İMES’te çalışıyorum”...

Paylaş

İMES, İstanbul-Ümraniye’de kurulu olan, şu sıralar 7 bin işçinin çalıştığı bir sanayi sitesi. “Sanayi sitesi” denince İstanbul’un en bilinen sanayi sitesidir. İstanbul’un Avrupa Yakası’nda da olsanız; bir işçi “İMES’te çalışıyorum” derse, “İMES de ne? Ne iş yapılır orada” diye pek soran olmaz. Çünkü bilinir İMES’te çalışmanın ne olduğu.
Ama sanayi sitesi olarak “en bilinen” olmak, “en ünlü” olmak da işçinin yaşamında ileriye doğru bir değişiklik için yetmiyor. Hatta çoğu zaman, bilinir olmak, ünlü olmak işçinin aleyhine bile oluyor. Çünkü her işsiz o bilinen sitenin kapısına dayanıyor ve bu, işçiler arasında rekabetin kışkırtılmasının bir dayanağını oluştururken, patronlar da “sitenin namına zarar gelmesin”; “burada işçiler öteki sitelere ‘kötü örnek olacak haklar’ elde etmesin” diye ellerindeki her olanakla işçiyi daha çok çalıştırıp daha az ücret ödemek (daha çok sömürmek) için özel bir gayret gösteriyorlar.
İMES’li işçilerin söylediklerine bakınca, İMES’in ünü bu ikinci yanı geliştirmiş. Çünkü İMES patronları, sitede ne çalışma saatleri, ne de işçi sağlığı ve iş güvenliği tüzüğünün getirdiği önlemlere bakıyorlar. Tersine, günde 10 saatten haftada altı gün çalışma (haftada 60 saat. İş Yasası’nda haftalık çalışma süresi 45 saat) dayattıkları işçileri, asgari ücretin üstünde ücret vermemek için arlarında dayanışma ve işbirliği dahil her yola başvuruyorlar. İşçilerin sigorta primleri de işçinin aylık ücreti bin YTL bile olsa (sitede ücretler 400-1000 YTL arasında ve ancak usta işçiler asgari ücretin üstünde bir ücret alabiliyorlar), en alt göstergeden yatırılıyor. Asgari ücretin üstüne çıkmak için usta ya da kalfa unvanını kazanmak gerekiyor ki bunu kazanmanın hayli zor olduğu, sitelerdeki statükonun önemini bilenler için bilinmez değildir.
Evrensel’de önceki gün çıkan habere göre bu ünlü İMES’in ünsüz genç işçileri; daha iyi bir ücret, daha insanca çalışma koşulları, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması, sigorta primlerinin çalıştıkları ücret üstünden yatırılması, aynı işi yapanların aynı ücreti almaları için kampanya açmışlar. Eğer bu kampanya az çok başarı kazanır, sitedeki işçilerin önemli bir bölümü kendi talepleri etrafında mücadeleye atılırlarsa; namı işçileri çok çalıştırıp çok sömürmekle İstanbul sınırlarını aşan İMES’in işçileri; ünleri İstanbul ve Türkiye’nin dört bir yanına yayılarak, binlerce sanayi sitesinde çalışan yüzbinlerce genç işçi için bir çağrı olacak; mücadelenin önderi işçiler olarak anılacaklardır.
Onu için İMES işçilerinin bu girişimi önemlidir, değerlidir.
Onun için İMES işçisinin kampanyasına sadece İMES işçileri değil, genç işçilerin örgütlenmesinin işçi sınıfı mücadelesi için önemini bilen sınıf partisi ve onun gençleri de gereken önemi vermelidir.
Onun için işçi sınıfının bir güç olmasında sanayi sitelerinin önemini bilen sınıftan yana her sendikacı, işkolu, “bu işçiler sendikalı olur mu olmaz mı” kaygısına kapılmadan İMES işçilerinin girişimine omuz vermek durumundadır.
Onun için bölgedeki her tür sanayi kuruluşunda çalışan ileri işçi kesimleri, İMES işçisinin bu girişiminde kendi hakları için mücadelenin de kıvılcımını görerek İMES işçisiyle birleşmenin yolunu aramalıdır.
Onun için bir işçi gazetesi olarak Evrensel de elbette bu mücadeleyi duyurmak, onun yaygınlaşıp başka sitelerdeki genç işçilerle bağlantı kumasının; İMES’te yaşananın Türkiye’nin her yanında yaşayan yüzbinlerce genç işçinin ortak yaşamı olduğunu gösterme yükümlülüğünü duyurmak durumundadır ve bu sorumluluğun gereğini elbette ki yapacaktır.
Öyle anlaşılmaktadır ki İMES’in genç işçileri; bir yandan ücretlerin artırılmasını ama aynı zamanda çalışma saatlerinin kendilerine de zaman yaratacak biçimde azaltılmasını, çalışma koşullarının iyileştirilmesini; iş güvenliği ve işçi sağlığına gereken önemin verilmesini istemektedirler.
Bu isteklerin çoğu, aslında her patronun yasal ve ahlaki bakımdan da uyması gereken koşullardır. İMES işçilerinin de istedikleri bunlardır. Ama şunu bilmelidirler ki istekleri yasal, ahlaki, çok küçük bile olsa elde etmek için birleşmek ve mücadele etmek zorundadırlar. Sınıflar mücadelesinin tarihi bize ve elbette İMES işçilerine bunu gösteriyor.
İ. Sabri Durmaz
ÖNCEKİ HABER

Henry Kissinger, ‘Operasyona hayır’ dedi

SONRAKİ HABER

İşçi, iradesine saygı bekliyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...