2 Haziran 2007 00:00
EMEK DÜNYASI
GÜNÜN YAZILARI
Seçime giden Türkiyede, Kuzey Iraka yönelik bir askeri harekat baskısı giderek yoğunlaşıyor.
Başbakanla Genelkurmay Başkanı arasında, basın üstünden yürütülen bir polemiğe de dönüşen askeri harekat konusunun, her iki taraf için de bir seçim malzemesine dönüştüğü gözleniyor. Bu yüzden de Kuzey Iraka yönelik askeri harekat, giderek daha çok Bu harekat iç politikaya yönelik bir askeri operasyon mu, yoksa Kuzey Iraka yönelik mi sorusu eşliğinde konuşuluyor.
ABDnin bölgedeki etkinliğini ve Kuzey Iraka yönelik bir askeri harekatla ilgili tutumunu, Türkiyenin ABDye bağımlılık düzeyini bilenler; Askeri ve sivil yetkililer, bir askeri operasyona karar verme yetkisi Türkiyededir, kimseden izin beklemesi gerekmez deseler de gerçekte Kuzey Iraka bir askeri harekatın önşartlarından birisi ABD ile uzlaşmaktır biçimindeki saptamaları yabana atılamaz.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıtın önceki gün yaptığı konuşmada; hükümetten bir siyasi karar beklediklerini söylerken aynı zamanda Kuzey Irakta PKK dışında Barzani ve ABDnin olduğunu anımsatıp Biz sadece PKKye karşı mı Kuzey Iraka gireceğiz, yoksa Barzani ile hatta ABD ile de savaşacak mıyız? Hükümet böyle hedefleri de gösteren bir siyasi karar çıkarmalı ki biz de askeri hazırlıkları ona göre yapalım anlamına gelen açıklaması da hem Biz Kuzey Iraka bir askeri harekat için hazırız iddiasını çürütmektedir, hem de hükümetten Şu güçlere karşı savaşacaksınız kararı çıkarmasını istemektedir. Ki AKP Hükümetinin, Barzani ile de ABD ile de savaşacak gibi hazırlanın diyecek bir karar çıkaramayacağını herkes bilmektedir. Bunu en başta da Büyükanıt bilmektedir; ama o da topu hükümete atmak için illa hükümet karar alsın! diye ısrar etmektedir. AKP Hükümeti böyle bir karar çıkaramayacağına göre olsa olsa ABD ve Barzani ile uzlaşıp Kuzey Irakta sınırlı bir askeri harekat için karar çıkarabilir. Bu da daha şimdiden Kuzey Iraka yönelik sınırlı bir askeri harekatın hiçbir sonuç elde edemeyeceği tartışmalarını gündeme getirmiş bulunmaktadır.
Kısacası; AKP Hükümetinin, Orgeneral Büyükanıtın tarif ettiği gibi bir kararı çıkarması olanaksız görünmektedir. Bu yüzden de gelişmeleri yakından izleyenlerin ortak yorumu; Kuzey Iraka yapılacak bir askeri harekatın, en fazla ABD ve Kuzey Iraktaki Kürt yönetimiyle Türkiyenin uzlaşarak yapacağı bir harekat olduğu, bu yüzden de olsa olsa sınırlı bir namus kurtarma harekatı olabileceği yönünde. Bu yüzden de bu harekatın asıl olarak içeriye yönelik bir operasyon olduğu fikri ağırlık kazanıyor. Burada da yakın amacın, bir askeri harekat yapılacağı gerilimi üstünden bölgeden bağımsız Kürt vekillerin seçilerek Meclise girmesinin önlenmesi, ikinci olarak da AKP Hükümetini baskı altına alarak seçimlerde AKPnin başarısını azaltacak, mümkünse AKPyi içeriden bölecek gelişmeleri desteklemek için yapıldığıdır. Tayyip Erdoğan da, bunu bildiği için askerin eline Kuzey Irakı seçimin unsuru yapacak bir koz vermemek için siyasi kararı almamakta direniyor.
Ancak bu iki mihrak arasındaki çatışma halka, seçim iradesinin etkilenmesi çabası, Kürt sorununun demokratik çözümünde çözüm karşıtı güçlerin siyasi etkisinin artması için olanaklar yaratan ve nihayet bir askeri harekat olmasa da sanki olmuş gibi sonuçlar elde etmek isteyen güçlerin ellerini güçlendiren bir süreç olarak yansımaktadır. Başka bir söyleyişle AKP ve Genelkurmay, psikolojik savaşın bütün unsurlarının kullanıldığı bir mücadele yürütmektedir ve savaşın alanı ise halktır. Bu süreci tersine döndürmenin tek yolu ise demokrasi güçlerinin birlik ve bütünlük içinde; barış ve kardeşlik çizgisinde ısrar etmesi, gerçekten demokrasi yanlısı güçlerin bir an önce derlenip toparlanmasıdır. Aksi halde bu çatışma, Kürtlere de Türklere de büyük acılar getirmeye adaydır.
İhsan Çaralan
Evrensel'i Takip Et